Nihayet fırtına dindi ve yeniden güvenli bir limana sığındık ikimizde.Başım O'nun göğsünde yatarken az önce nasıl bağırarak evet dediğim geliyor aklıma.Onca yıla rağmen yanaklarımın alev aldığını hissediyorum.Ne arsız bir "Evet" ti o öyle.Murat ta sanki ne halde olduğumu anlamış gibi gülüyor.Belli etmemeye çalışıyor ama ben anlıyorum O'nun güldüğünü.Ne için güldüğünü de anlıyorum elbette ve daha da çok kızarıyorum.Murat bu sefer tutamıyor kahkahalarını ve o güzel sesi odayı çınlatıyor.
"Gülme Murat" diyorum kendi gülmemi saklamaya çalışarak."Yaptığın hiç adil bir şey değildi"
Murat yüzünü çarpıtarak suçunu kabul ediyor.
"Biliyorum ama ne yapayım köşeye sıkıştırdın beni"
Saçlarımı parmaklarına dolayarak yattığı yere daha da yerleşip beni de kendine çekiyor."Artık hayır diyemezsin müstakbel karıcım çünkü sana nasıl evet dedirteceğimi çok iyi biliyorum"
O kadar arsız bir gülümseme var ki yüzünde yataktan O'na hafifçe vurmak için kalkan ben kendimi O'nun yüzünü okşarken buluyorum.
"Artık hayır demek yok Murat.Unut bunu.İkimiz de biliyoruz.Ne ben sensiz mutlu olabiliyorum ne de sen bensiz"
Yeniden uzanıyorum kollarına ve "Çocukları saymıyorum elbette" diyorum.
Murat'ın nasıl etkilendiğini hafifçe iç çekmesinden anlayabiliyorum.Söz konusu çocuklar olunca yaptığı için kendini daha çok suçladığının farkındayım.Hafif dokunuşlarla göğsünü okşayarak sakinleştirmeye çalışıyorum O'nu.Geçmişi değmenin ve olanları beyinde canlı tutmanın kimseye bir faydası yok.Murat daha derin bir nefes alarak toparlanmaya çalışıyor.
"Son zamanlarda ne kadar da mutlular farkındasın değil mi?"
Elbette farkındayım ama bunu onaylayarak O'nu daha da üzmek istemiyorum.Ata da Kerem de ışık saçıyor resmen.Son zamanlarda hiç olmadıkları kadar mutlular.Kerem'in çok küçük olduğunu düşünerek fazla etkilenmediğini sanıyordum ama her geçen gün ne kadar yanıldığımı daha iyi anlıyorum.Babasının olmadığı dönemde sürekli mızmız ve ağlayan Kerem şimdi hiç olmadığı kadar gülüyor.Sebepsiz yere hafif ateşlerden de eser kalmadı.Her şey nasıl da birbirine bağlıymış meğer.Eğer gerçekten Murat'ı kalpten bir şekilde affetmemiş olsaydım bile sanırım sırf çocuklarım için bile yeniden denemeye razı olurdum.
"Onlar hep mutluydu zaten.İkimiz de bir şey hissettirmedik onlara"
Gerçekten de boşanan bazı çiftler gibi sürekli kavga halinde değildik biz.Tamam kavga ettiğimiz , birbirimize kırıcı şeyler söylediğimiz oldu elbette ama çocuklar bunların hiç birine tanık olmadılar.Bu yüzden o kadar olumsuz etkilenmediklerini düşünüyorum.En azından gereğinden fazla değil.
"Olabilir ama yine de üzüldüler.İkisi de çok akıllı ve hisleri çok kuvvetli"
Ne diyeceğimi bilmiyorum.Murat'ın bunları düşünerek kendine işkence etmesini istemiyorum.
"Üzüldüler elbette bu da normal bence ama çocuklar her şeyi çabuk unuturlar hayatım.Hatta unuttuklarına da eminim.Kendin dedin ne kadar mutlular diye.İşkence yapma kendine Murat"
Yattığı yerden doğrularak sırtını duvara yaslıyor.Elini saçlarımın arasından geçirerek başımı kavrıyor ;
"Neden bu kadar iyisin.Ben kendimi affedemezken sen nasıl affediyorsun"
Bunu O'na nasıl açıklayabilirim ki.Kendim bile yeterince fikir sahibi değilim bu konuda.Tek bildiğim O bana böylesine buğulu gözlerle bakınca içimden ağlamak geldiği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BİR ŞANS
RomanceGİRİŞ "Emin misin kızım.Sende boşanmakta kararlı mısın ?" Hakim neredeyse gözümün içine bakıyordu.O an anladım eğer biraz çekimser davranırsam bizi boşamayacağını.Ama bunu Murat'a yapmaya hakkım yoktu.O'nun bu isteğine nereye kadar direnebilirdim ki...