29. Bölüm

79.1K 3.7K 32
                                    

Selam arkadaşlar

30K yı devirmenin şerefine size iki bölüm birden atacağım. Desteğiniz için çok teşekkür ederim.

Sevgiler

Özlem A.


29. Bölüm

Bedenime yüzlerce bıçağın aynı anda battığını hissediyorum.Hissettiğim bu acının başka türlü bir tarifi olamaz o an benim için.Nerede olduğuma dair hiçbir fikrim yok ve açıkçası bu çokta umurumda değil.Dudaklarımdan dökülen acı dolu inlemeleri engelleyemiyorum ve elim istem dışı bir şekilde karnıma doğru gidiyor.Daha doğrusu gitmeye çalışıyor ama o kadar güçsüzüm ki elimi kaldırmayı başardığımı bile sanmıyorum.

Bu sefer ilkine oranla daha yüksek bir şekilde inliyorum ve "Çok acıyor" diyorum.Göz yaşlarımın yanaklarından döküldüğünün farkındayım.Gözlerimi bile açacak dermanım yok ve son derece çaresiz hissediyorum kendimi.Ama o an elime dokunan ve beni sıkıca kavrayan elin verdiği sıcaklıkla bunlar uçup gidiyor sanki.Görmüyorum ama O'nun olduğunu biliyorum, başka hiçbir dokunuş beni bu denli rahatlatamaz.O halimle bile bunun farkındayım.

"Murat..." diye fısıldıyorum ve yeniden "Çok acıyor" diyebiliyorum.

Garip , oldukça derinden gelen bir ses tonu ile "Biliyorum canım" diyor bana."Ama geçecek inan bana geçecek"

"Geçecek değil mi?" O kadar çok inanmak istiyorum ki buna.Sonra aklıma çocuklar geliyor ve her şey önemini birden yitiriyor.Panik dolu bir sesle "Çocuklar" diyorum "Onlar nerede"

Ellerinin arasında tuttuğu elimi dudaklarına götürüyor ve parmaklarımın uçlarını öpüyor.Artık gözlerimi açabiliyorum ama yine de görüntüler oldukça flu.

"Çocuklar iyi merak etme sen onları kızlar yanında" diyor bana ve yeniden öpüyor parmaklarımı ve ellerimi. Sesi hala oldukça tuhaf.O'nu daha iyi görebilmek için gözlerimi kısıyorum ve parmak uçlarımda hissettiğim sıcaklıkla bir tuhaf oluyorum.

"Çok korktum Begüm" diyor ellimi daha çok sıkarken."Sana bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki"

Bunu söylemesine hiç gerek yok aslında.Sesinden bile bunu anlamak çok mümkün.İçimde bir yerler tarifi imkansız bir şekilde rahatlıyor , O'nun için hala bu kadar önemli olmak birden acılarımın daha çekilir olmasını kılıyor.

....................

Aradan geçen saatlerin sonunda biraz olsun rahatlıyorum.Şimdi O yatakta ilaçların verdiği rahatlıkla uyurken ben acıdan uyuşan beynimi rahatlatmaya çalışıyorum.Ameliyat sonrası uyanırken hissettiği acı sanki benim bedenimi yakmış gibi bir acı ile kavrulmuştum bende.Acı dolu inlemelerini duymamak için kulaklarımı tıkamak isterken ellerim O'nu biraz olsun rahatlatmak istercesine ellerine takılı kalmıştı.Herkes için çok zordu yaşananlar belki ama benim ömrümden ömür götürecek kadar dayanılmazdı yaşadıklarım.Evliliğimizin en tutkulu en sevgi dolu anlarında bile böyle kaybetme korkusu yaşamamışım ben.Şimdi bunu çok daha iyi anlıyorum.O'na olan sevgimin derecesini asla sorgulamadım ama şimdi itiraf etmek gerekirse bu denli bir büyüklüğe sahip olduğunun da farkında değildim.Bunu itiraf etmek benim içinde kolay değil ama acı da olsa gerçek bu.Birbirimizin hayatına o kadar erken ve hesapsız girdik ki sanki ne olursa olsun kopamazmışız gibi geliyordu bana hep.Ama dün ne kadar yanıldığımı bir kez daha anladım.Hem de en acı tarafından anladım.Şimdi ben biliyorum ki Begüm'ün nefesinin kesilmesi benim nefesimin kesilmesi demek.Bunu bizzat test ettim.O ameliyat masasında benden çok uzakta canı ile boğuşurken ben dışarıda hayatta kalmak için nefes almaya çalışıyordum.Dedim ya bunu anlamak bana çok pahallıya mal oldu.Ama şimdi biliyorum.Onsuz bir hayata , en değerli varlıklarım olan çocuklarım için bile katlanamam.Şimdi tek dileğim bu kötü günlerin bir an önce son bulması ve O'nu eski sağlıklı hali ile yeniden ayakta görebilmek....

Yatakta ki hareketlenmeden hissediyorum uyandığını ve yüzüme bir gülümseme kondurmadan önce yanaklarımı kuruluyorum acele ile.Bunu bu aralar çok sık yaptığımın ve her seferinde Begüm'e yakalandığımın farkındayım ama bu umurumda bile değil.Şu an güçlü bir erkek değilim ve bunu da sevdiğim kadına göstermekten korkmuyorum...

.....................

Daldığım derin uykudan yine ağrılar içinde uyanıyorum.Ama bu sefer hissettiğim bıçak yaraları daha az acıyor sanki.Derin bir nefes alarak gözlerimi açıyorum ve büyük sayılacak bir odada yalnız buluyorum kendimi.Gözlerimi kapatıp yeniden açıyorum ve artık daha iyi gören bakışlarımla odada yalnız olmadığımı anlıyorum.

Pencerenin önünde , ne kadar gergin olduğu her halinden belli olacak bir şekilde duruyor Murat.Ağırlığını iki yana açtığı bacaklarına vermese düştü düşecek bir hali var.Arkadan birbirine bağladığı elleri birer yumruk olmuş ve ne denli kasıldığının bir diğer kanıtı sanki.

Vücudunun gevşemesinden artık uyumadığımı anladığını biliyorum.Yine de bana dönmeden önce toparlanmaya ihtiyacı var.Bu her halinden belli.O , bana çaktırmamaya çalışarak gözlerini kurularken benim için çok daha değişik bir acı ile kavruluyor.Kendini toparladığını hissettiğinde ise bana dönüyor ama ben O'nun yüzünde ki acıyı görmeye hazır değilim.Yine de titrek bir gülümseme ile ;

"Merhaba" demeyi başarıyorum.Sesimde tıpkı gülümseme gibi titrek ama bunun umurunda olduğunu sanmıyorum.

İki adımda aramızda ki mesafeyi kapatarak yanıma geliyor.Elime uzanan elinin soğukluğu ta kalbime kadar geliyor sanki ve birden "Yapma böyle" dediğimi duyuyorum.

O şaşkınca bana bakarken ben O'na güç vermek istercesine elini sıkıyorum gücümün elverdiğince.

"İyiyim ben.Gerçekten.üzülme artık bu kadar"

Çıkardığı bir takım garip seslerin ardından artık saklamaya çalışmadığı bir şekilde ağlıyor.

"Asıl sen yapma Begüm.Bırak bu sefer ben güçlü olayım" diyor ama hemen ardından gülerek "Aslında sen de haklısın bu halimle ben sana nasıl güç veririm ki" diyor.

Ne kadar garip duygularla savaştığını o zaman daha iyi anlıyorum.Aklımın bir yerinde O'nun doktor olduğu için bu durumu daha kolay atlatacağına dair olan inancım yerle bir oluyor ve O'nun ne kadar acı çektiğini çok daha net görüyorum.

İlkinden daha güçlü bir şekilde "İyiyim" diyorum.O elleri hala ellerimde gözlerinde yaşlarla yanımda oturuyor ve "Biliyorum" diyor bana.

"Daha iyi olduğunu biliyorum.Ama olamayacak halde olduğunu da biliyorum ve bu beni mahvediyor"

Sadece gülümsüyorum O'na ve aklıma gelenler gülümsememi daha sesli bir şekle dönüştürüyor.

"O zaman reklam filmine teşekkür etmeliyiz.Sen o halde kapıma dayanmasaydın ben...."

Gülerek başladığım sözlerin devamını getiremiyorum bir türlü.Gerçekten de ya Murat kapıma dayanmasaydı ya ben O'na yada bir başkasına ulaşamasaydım neler olurdu? Olabilecekler benim de korkmama neden olacak türden ama belli etmemeye çalışarak gülümsüyorum.

Murat'a baktığımda o da benim gibi karmakarışık halde ve O da gülümsemeye çalışıyor.

"Hiç sevinme Begüm yırttım diye.Buradan bir çık soracağım sana O pozların hesabını " ama o an o pozların umurunda bile olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz...

İKİNCİ BİR ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin