Bu bölüm 40K yı devirmenin şerefine benden size hediye olarak gelsin. İyi ki varsınız. Teşekkür ederim.
Sevgiler
Özlem A.
34. Bölüm
Begüm'e yaklaşmayı başardığım her bir adımın geri dönüşümü kilometrelerce uzağa oluyor. Kendimi O'na yakın hissettiğim her an aslında en uzak olduğum an.Ve ben bunu nasıl aşacağımı hiç bilemiyorum.
Eve doğru yürürken aklım bana söyledikleri ile dolu.Araya giren hastalığı yüzünden daha önce olanları bile konuşma fırsatı bulamamışken O'nun bunu bir süreklilik haline getirmesini hazmedemiyorum.Ben , O'na bırak dokunmayı yaklaşamıyorken bile , elin adamının ister rol gereği ister başka bir nedenle O'na dokunmasını izleyemem.Ne olursa olsun bunu yapamam. Hele ki ardına sığındığı maddiyat yalanının ardından olmaz.Begüm'ün oradan gelecek paraya ihtiyacı yok.O'nun o işin kendine vereceği güvene ihtiyacı var.Bunu biliyorum.Nedenlerini ve buna benim sebep olduğumu da biliyorum ama yine de içim hiç rahat değil.
O'nu engellemek ya da önüne taş koymak değil niyetim üstelik buna hakkım da yok biliyorum ama bunu bilerek yapmasını kaldıramıyorum.Çünkü devamının geleceğini biliyorum. O belki isteyerek belki istemeyerek ama en acı verici şeyleri yapıyor ve ben bu gidişattan çok korkuyorum.Sonuna kadar hak etmiş olsam da korkuyorum.Ben çabaladıkça O daha da çok uzağa kaçacak.İşte en çok da bundan korkuyorum.
....................
Yüzümde ki gülümseme ile bana uzattıkları kağıtları imzalıyorum.Murat ile yaşadığımız o tatsız olayın üzerinden bir hafta geçti ve bu süre zarfında hiç karşılaşmadık.Bazı şeyleri O'na inat yaptığımı düşünüyor , kendince haklı da belki ama ben ne yaptığımı biliyorum.Kadınca bir kapris değil ya da çocukça bir inat değil aldığım kararlar , inanarak ve başaracağımı bilerek atılıyorum bu işe.En çok da başarabileceğimi göstermek için.Başıma gelenlerin sorumlusu olarak gördüğüm şeylere inat daha aktif olmak istiyorum hayatta.Belki yanlış bir düşünce bilemiyorum.Belki de son derece aktif ve iş hayatında önemli bir yere sahip olsaydım da başıma aynı şeyler gelecekti bilmek imkansız ama ben kendi gerçeğimle başlıyorum yeni bir hayata ve bu hayatta körü körüne teslimiyet yok...
"Tebrik ederim Begüm hanım.Çok isabetli bir karar verdiniz"
Bana uzatılan eli sıkıyorum yüzümde ki gülümseme ile.Bundan sonra sürekli gülmem gerektiğinin bilincindeyim ve rolüme adapte olmaya çalışıyorum.Anlaşma imzaladığımız ajans işinde oldukça iyi ve daha ilk görüşmede dizilerde ufak rollerden bahsetmeye başladılar.Ama benim böyle bir olayın içine girmeye niyetim yok.Böyle bir amacım yok ve olmayacak.Bundan eminim.İstediğim sadece...Sadece...
Burada takılıp kalmak hoşuma gitmiyor.Su gibi akmalı düşüncelerim.İstediğim sadece "çocuklarıma daha iyi bir gelecek vermek için çalışmak" olmalı ama değil bunu biliyorum.Bu işi kabul ederken bir yanım Murat'ı deli edeceğini çok iyi biliyordu.Bu belki umurumda bile olmamalıydı , gülüp geçmeliydim O'nun bu hallerine ama hayır.Öyle olmadı.İçimde deli bir zafer kazanmış bir komutanın sevinci var.Sanki olmaz denen olmuş ve ben galip gelmişim...
Bir yandan bana uzatılan elleri sıkıyorum , bir yandan da bir sürü şeyi aynı anda düşünüyorum. Neden Murat'ı hayatımın merkezinden çıkartmayı başaramıyorum.Şu an düşüneceğim en son şey Murat olmalıyken neden ben bu olanları duyunca vereceği tepkiyi düşünüyorum.Neden...
................
Bir haftadır Begüm'ü görmüyorum.İşimi bitirir bitirmez eve geliyorum ve çocuklarımla beraber vakit geçiriyorum.Pazar gününü hep beraber geçirdik mesela ve çok güzel geçmesine rağmen bir yanımız hep eksikti.Ata'nın on dakika da bir söylediği "Annem yalnız kaldı ama" sözü içimi dağladı.Evet Begüm yalnız kaldı.Çocukları almak için yukarıya bile çıkmak istemediğimden Elvan aldı geldi onları.Yaşadığımız bu gelgitlerin ev ahalisi de farkında ve şimdilik seslerini çıkarmıyorlar.Bunun böyle devam etmeyeceğinin bende farkındayım ama biraz kendimle kalmaya ihtiyacım var.Önümüzde ki uzun süreç boyunca daha çok duvara toslayacağım bunu biliyorum.İşte bu yüzden biraz güç toplamaya ve ne buna nasıl dayanacağıma dair kendimi test etmeye ihtiyacım var.
Ama bu işi uzatmak niyetinde değilim elbette.Üstelik bir yandan bazı değişikliklerin temelini atmaya başladım bile.İlk önce evdekilere ayrı bir eve taşınacağımı söyledim.Tahmin ettiğim gibi hepsinin yüzü düştü.Bunun Begüm ve benim için kesin bir ayrılık demek olduğunu ve benim pes ettiğimi düşündüler.Ben de aksi yönde bir şey demedim.Çünkü ilk öğrenenin Begüm olmasını istiyorum.Geveze kızlardan öğrenmesini değil.
Yine de annem ben eşyalarımı toplarken bana yapmadığını bırakmadı.O'nu anlamak hiç zor değil benim için.Evde rahat hareket edemediğim , bekarlığın sağladığı faydaları kullanamadığım için evden ayrılıp kendime ev tuttuğuma inanıyor.Canım annem benim.Bilse ki benim taşınacağım yeri kendi elleri ile toplardı eşyalarımı.İşin garibi ben kendimi bekar bir erkek olarak görmüyorum.Hani derler önemli olan gönül nikahı diye işte ben aynen o noktadayım şimdi.Her ne kadar resmi olmasa bile ben Begüm hala karımmış gibi bağlıyım O'na.Tek ihtiyacım olan da O'nun da bunu görmesi.Bana yeniden inanması , güvenmesi ve her şeyden daha da önemlisi bana yeniden ilk gün olduğu gibi aşık olması.Tıpkı benim şu an olduğum gibi...
....................
Eve gelirken bir oyuncakçıya uğrayıp çocuklara küçük küçük hediyeler aldım.Ata'nın tek derdi Transformers oyuncaklarıyken Kerem en çok Buz Devri oyuncaklarını seviyor.Miskin Sid ve Diego vazgeçilmezi. Şimdi elimde ki torbalarda her ikisini de memnun edecek şeyler var.Bir kaç gündür yüzleri asık olan çocuklarımı bu yolla neşelendirmemeliyim biliyorum ama onların gülen yüzlerinin verdiği enerjiye ihtiyacım var.Yoluma bir şekilde devam etmek için buna ihtiyacım var.
Elimde ki paketlerle güç bela asansörden iniyorum.Karşı daire ki telaşı fark edince yeni ev sahiplerinin en sonunda yerleştiğini düşünüyorum.Anahtarı bulmak ve kapıyı açmak için paketleri yere bırakırken acaba nasıl insanlar diye düşünüyorum.Taşınacak olanlar hakkında hiç bir şey bilmesem de onların yeni evli olduğunu düşünmüştüm.Yani alınan her eşya yeniydi.Omuzlarımı silkerek kapıyı açıp içeri giriyorum.Tam kapıyı kapatmak üzereyken bir sesin "Orada güzel olmadı be usta" dediğini duyunca yerimde çivilenmiş gibi kalıyorum.
Bu sesi tanıyorum.Hem de yakinen tanıyorum.Ayaklarım kendiliğinden sese doğru yürürken kendimde değilim sanki.Öyle ki devam eden konuşmaları hem duyuyorum hem duymuyorum. Ama asıl şoku içeri girince yaşıyorum.Murat ve tanımadığım bir adam büyükçe ve oldukça rahat görünen bir koltuğa salonda yer arıyorlar.Her ikisi de içeri girdiğimi aynı anda fark edip bana bakıyorlar.Adam kimsin sen dercesine bakarken Murat gayet rahat.Hatta geleceğimden neredeyse emin.
"Gelsene Begüm" diyor bir haftadır görmediğim adam son derece rahat bir şekilde."Akıl ver bize bu kanepeyi nereye koyalım?"
� O��fC�5
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BİR ŞANS
Roman d'amourGİRİŞ "Emin misin kızım.Sende boşanmakta kararlı mısın ?" Hakim neredeyse gözümün içine bakıyordu.O an anladım eğer biraz çekimser davranırsam bizi boşamayacağını.Ama bunu Murat'a yapmaya hakkım yoktu.O'nun bu isteğine nereye kadar direnebilirdim ki...