Odadan içeri girdiğimiz ilk an falcı kadının dedikleri geliyor aklıma.Elimde olmadan geriliyorum.
"Kimdi O kadın Murat?"
Murat'ın bana bakan bakışlarında en ufak bir huzursuzluk yok.O'nun bu net hali rahatlamamı sağlıyor sağlamasına ama yine de O'nun kim olduğunu merak ediyorum.
"Yeni kardiyologlarımızdan Meltem Hanım.Kahve içecektik.Pek kolay bir gün değildi."
Beni görünce mutlu olmasına rağmen yüzünde ki solgunluğu o an fark ediyorum.
"Ne oldu." Yanına giderek koluna dokunuyorum.Bunun O'nu rahatlatacağını biliyorum.Tam da düşündüğüm gibi oluyor.Murat kafasını bitkince göğsüme yaslıyor.İkimiz de kıpırdamadan kalıyoruz öylece.Neden sonra Murat "İki hastamı kaybettim bugün.Ortada anormal hiçbir bulgu yokken kaybettiler hayatlarını"
Susuyor.Ne söylenebilir ki zaten bundan sonra.O'nun bitkin bedenine sardığım kollarımı sıklaştırarak daha çok kendime çekiyorum.
"Kader diye bir şey var hayatta.Biliyorsun.Kul ne yaparsa yapsın kaderde yazılan olur.Üzme kendini bu kadar"
"Haklısın ama bunu anlayana kadar koyuyor insana"
Bunun ne kadar normal olduğunu Murat'ı çok iyi tanıdığım için biliyorum.Belki her doktor da aynısı olmuyordur ama Murat böyle işte.Hem de daha mezun olduğu ilk andan beri böyle.Her şeyi en ince detayına kadar yaşıyor hastasının.Hayata kazandırdıkları kaybettiklerinden çok daha fazla olsa da her ölümden sonra kendini sorguluyor.Geçemiyor bunun önüne.Belki de doğrusu bu.O'na iyi gelen bu...
"Çok işin var mı daha.Yemek yiyelim beraber"
Murat benden biraz uzaklaşarak yüzüme bakıyor.
"Hayırdır bir şey mi var"
O da beni çok iyi tanıyor.En az benim O'nu tanıdığım kadar iyi üstelik.
"Evet sana danışmak istediğim bir şey var.Ama yemekte konuşalım"
"Meraklandım bak şimdi.Sen bekle ben son kontrollerimi yapayım yarım saate çıkarız"
"Tamam sen bak işine merak etme beni"
Alnıma kondurduğu minik öpücükten sonra apar topar çıkıyor.Arkama yaslanarak gözlerimi yumuyorum.Aklıma falcı kadının dedikleri üşüşünce gerilerek yerimden doğruluyorum.
"Ne demek istedi acaba?" diye düşünüyorum elimde olmadan.O'nun yanından ayrıldığımdan beri kendimi bunun bir fal olduğu konusunda telkin etsem de elimde değil.Aklımın bir yanı sürekli orada.İtiraf etmem gerekirse koridorda Murat ve O kadını yan yana görünce aklıma gelen ilk şey kadının dedikleri oldu ama Murat'ın güven veren bakışları ve her halinden belli olan rahatlığı beni de rahatlattı.O büyük anın bu an olmadığını anladım.Ayağa kalkarak odanın içinde dolaşmaya başladım.
"Neler diyorum ben ya.Ne büyük anı?"
Zor bir durum biliyorum ama ne kadar aksine inanmaya çalışsam da falcının dedikleri beni etkiledi.Özellikle Murat ile olan ilişkimde O'na tek kelime bile etmemişken bana söylediği doğru tespitler canımı sıkıyor.Murat'ı bile isteye üzeceğime hem kalbim hem de beynim inanmasa da bir gün bunun olacak olma olasılığı beni korkutuyor.
Kapı açılıp Murat içeri girince zamanın su gibi aktığını fark ediyorum.Yüzümde ki ifadeyi fark etmiş olacak ki gülen yüzü bir anda soldu.İki adımda yanıma gelip yanağıma uzattı ellerini.
"Ne oldu Begüm.Canını sıkan bir şey mi oldu.Biri bir şey mi dedi"
Yanağımı eline bastırarak gülümsüyorum O'na her şey yolunda dercesine...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ BİR ŞANS
RomanceGİRİŞ "Emin misin kızım.Sende boşanmakta kararlı mısın ?" Hakim neredeyse gözümün içine bakıyordu.O an anladım eğer biraz çekimser davranırsam bizi boşamayacağını.Ama bunu Murat'a yapmaya hakkım yoktu.O'nun bu isteğine nereye kadar direnebilirdim ki...