50. Bölüm

54.6K 2.8K 95
                                    

"Begüm!!! Evde misin hayatım"

Saatlerdir telefonumu açmıyor.Aklımı kaçırmak üzereyim.En son konuştuğumuz da çekimlerinin erken bittiğini ve eve gideceğini söylemişti ama aradan geçen üç saat içinde ulaşamadım O'na.Aksi gibi hastanede çok yoğun çıkamadım.Hani derler ya geldi mi üst üste diye hakikaten öyle bir durum söz konusu annemlerde evde değiller.

Işık hızı ile çıkıyorum merdivenleri ve yatak odasına giriyorum.Begüm'ün arabasını kapının önünde gördüğüm an rahatlayan bedenim O'nu iki büklüm yatarken görünce yeniden kasılıyor.

"Begüm.Neyin var canım.Neden böylesin"

Dışarıda güneş olmasına rağmen kapatılan kalın perdeler yüzünden oda karanlık.Yan tarafta ki ışığa uzanıyorum açmak için ama Begüm "Yapma.Açma ışığı" diyerek engelliyor beni.

"Begüm korkutma beni ne olur" diyerek uzanıyorum yanına.Elim kendiliğinden alnına gidiyor.Sıcaklığın normal olması aklıma başka korkuların hücum etmesine neden oluyor.Begüm'e bir şeyler olmuş ama ne?

"Begüm" diye mırıldanıyorum yeniden ve kendime çekiyorum O'nu.Göleğimin yakasına yapışıyor elleri ve göz yaşlarını serbest bırakıyor.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor ve ben daha çok korkmaya başlıyorum.

"Canım...bebeğim...anlat bana.Ne oldu da bu kadar sarsıldın.Sana ulaşamayınca aklımı kaçıracağımı sandım"

"Saat kaç Ata gelmek üzeredir şimdi"

"Bırak şimdi Ata'yı erken daha saat.Ne oldu dedim?"

Yüzünü ellerimin arasına alarak gözlerine bakıyorum.Dudaklarını ısırıyor göz yaşları yanaklarından dökülürken.Hafifçe aralanan dudakları söyleyeceklerinden vazgeçmiş gibi yeniden kapanıyor ve boynuma kapaklanıyor yeniden.

"Begüm....Begüm" artık inlercesine konuşuyorum ama O istemeden ne olduğunu anlayamayacağımı da kavrıyorum.İzin veriyorum bir süre içine kapanmasına.Saçlarını okşuyorum usulca ve bir süre sonra düzene giren nefesinden sakinleşmeye başladığını anlıyorum.

"Daha iyi misin?"

Kafasını sallamakla yetiniyor.

"Anlatmayacak mısın bana neler olduğunu"

Ses gelmiyor bir süre sonra ise zor duyulur bir şekilde mırıldanıyor.

"Hamileyim"

.......................

Gerçeği fark ettikten sonra bir süre kendime gelemiyorum.Lavabonun önünde öylece dikilip kalıyorum.Her iki hamileliğimde de kilo kilo siyah zeytin yemiş birisi olarak eminim hamile olduğuma.Tanrım!!! Ağzımda bıraktığı tat bile aynı...Yine de bundan emin olmalıyım.Boşuna olduğunu bile bile çıkıyorum evden ve en yakın eczaneden hamilelik testi alıyorum.Eve gelince atıyorum kendimi banyoya ve daha ilk damlada iki renk çıkıyor aparatta.Ne kadar emin olsam da bunu görmek ağır geliyor bana.Bir yanda diğer hamileliklerimde olduğu gibi sevinmediğim için kendime kızıyorum diğer yandan da aklıma üşüşenlere engel olamıyorum.Çöküp kalıyorum olduğum yere.Israrla çalan telefonun farkında bile değilim.Tek farkında olduğum bu bebeği....Söylemeye bile dilim varmıyor ama doğuramam ben bu bebeği.Elim kendiliğinden karnıma gidiyor.O an anlamıyorum belki ama ben fark ettiğim ilk an kabullendim bu yeni canı ama bunu kendime itiraf etmem uzun sürecek.Bu süreç de gereksiz yere acı verecek her ikimize de...

.....................

"Hamile misin ?"

Bir an yanlış duyuyorum sanıyorum ama Begüm kafası ile onaylayınca eşekten düşmekten beter oluyorum.Ne yani Begüm'ün bu halde olmasının nedeni hamile olması mı?.Bizim bebeğimize hamile olması mı O'nu bu hale sokan.

İKİNCİ BİR ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin