Sadakat

34 8 1
                                    




                  

KATRE

Bu ev bana gerçekten iyi gelmişti. Kuzey'in gittiği günden beri bol aksiyonlu günler yaşamıştım. Bedenen ve ruhen yorgundum, bu tanımadığım adamın yanında inanılmaz bir rahatlık vardı içimde güvende hissediyordum. Arabada gözlerimi dizlerinde açtığımda büyük bir panik yaşamış saçma düşüncelere kapılmış ve çenemi tutamamıştım ama aldığım cevapla da bir o kadar rahatlamıştım. O kadife ses kulaklarımda tekrar çınladı.

-       Birçok adamdan daha güvenilirim ona emin olabilirsin çünkü kalbim dolu deyip kalbini göstermişti.

Sadakat, aşk, sevgi ne kadar harika o kadını çok fazla kıskanmıştım o an. Evde ise kafam çok karışmıştı Ayşe Teyze'nin "Onun eşinden başka kimse olmadı ki hayatında" lafı bir çok soru işaretini beraberinde getirmişti ve ben eşine ne oldu ki? Diye soramamıştım bile... Ayrılmışlar mıydı acaba? Kadın Emir Bey'i aldatmış mıydı? Türlü türlü sorularla Emir Bey'in peşinden evi gezmiştim, aklım piyano da kalmıştı. Bir an piyanonun yanındayken Kuzey'in oturup gözlerime bakarak sevdiğim şarkılardan birini çaldığını hayal etmiştim, hah ne kadar da imkansız bir hayal.

Ev çok büyük olmamakla birlikte birçok odası vardı ama ben gerçekten çok beğenmiştim. Tek bir odayı es geçmiştik Emir Bey'in yatak odası olan odanın yanındaki kapı kapalıydı "boş oda" demişti Emir Bey, çok umursamadım bu adamı tanımıyordum ve daha fazla tanımak için bir nedenim yoktu. Can güvenliğim için buradaydım ki yaşamak istiyor muyum? Sorusunu hiç bana sormamışlardı.

Salona indiğimizde Uğur ve Burcu da kapıdan giriyordu. Uğur beni görünce gözlerinin içinden gelen bir gülümsemeyle baktı ve Emir Bey'e dönünce gülüşü yüzünde soldu. Burcu da bana bakıp gülümsemişti bende onlara gülümsedim

-       Hoş geldiniz dedim.

-       Hoş bulduk Katre Hanım dedi Uğur

-       Yalnızca Katre diyebilirsiniz lütfen dedim hem Uğur'a hem Burcu'ya bakarak. O sırada Ayşe Teyze

-       Haydi bakalım gençler masa hazır sizi yemek odasına alayım şömineyi de yaktık akşamları burası hala serin. Odalarınızda da yataklarınıza elektrikli battaniye koyduk diye ekledi ve peşinden bizi yemek odasına götürdü. Uğur ve Burcu ellerini yıkamak üzere gidince Emir ile yine yalnız kalmıştık sofrada derin bir sessizlik vardı. Ben hafif hafif üşümeye başlamıştım ve kolumun ağrısı gittikçe şiddetleniyordu. Suratımı buruşturmuş olmalıyım ki Emir

-       Katre iyi misin? Dedi

-       İyiyim sadece kolumun ağrısı biraz şiddetlendi acaba Cemil abinin gönderdikleri ne zaman gelir? Diye sordum Emir sandalyesinden kalkıp telefonunu aldı ve Cemil abiyi aradı.

-       Cemil Bey ah tamam bekliyoruz teşekkür ederim dedi ve kapattı

-       Gelmek üzereymiş 15 dakikaya varır yapabileceğim bir şey var mı?

-       Yok teşekkür ederim bir şeyler yiyip ilacı içersem geçecek dedim ama emin değildim belki buz da biraz iyi gelebilirdi ama üşüyordum off dinlenmek istiyordum gözlerin üstümde olmasına alışık değildim. Uğur ile Burcu gelince yemeğe başladık. Çorba iyi gelmişti sıcak sıcak içimi ısıttı. Uğur Emir'e dönerek

-       Abi var mı bir haber? Diye sordu. Burcu ve bende kulak kesilmiş cevabı bekliyorduk.

-       Şuanlık yok Uğur bekleyeceğiz. Ben hatırlatmak istemiyorum ama o telefondaki adam sana neler dedi diye bana sordu. Önce kızardığıma emindim çünkü adam bana telefonda ilk olarak sevgili olduğunuzu sanmıştım demişti. Bu detayı söylemeli miydim? Hayır hayır utanırdım söylemeden başladım.

Kalmak mı zor gitmek mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin