İlk dönemimiz hocaları tanımak ve okula, derslere alışmakla geçti. Hale'nin dediği gibi üçümüz iyi anlaşıyorduk. Hale ile anlaşmak zor değildi insanı kendine her an biraz daha hayran bırakıyordu. Düşünceli narin neşeli heyecanlı hayat dolu bir kızdı. Kuzey'e gelince etrafında bir sürü hayranı olan çok hafif bunu kullanan biriydi. İlk başlarda soğuk yaklaşsam da sıcaklığı beni kendine bağlamıştı. Yeni dönemin ilk haftasında enstrümanlarımızı yanımızda getirmemizi istedi Hakan Hocamız. Kendisini çok sevmiştim kendini müziğe adayan gönülden bağlı olanlardandı. Dersleri çok eğlenceli ve öğretici geçiyordu.
İlk enstrüman günü için kemanımı getirmiştim. Çalmayı en çok sevdiğim sesi ile başka bir dünyaya gittiğim enstrümanım. İlk başlarda kemanist olmak istemişsem de çocukları çok sevdiğim için öğretmenliğe dönüş yapmıştım. O gün sanırım Kuzey'e aşık olduğum gündü. Herkes enstrümanları ile büyük salonda oturmuş sırasını bekliyordu. Sınıf olarak gerçekten başarılı olduğumuzu düşündüm. Sıra Kuzey'e geldiğinde piyanonun başına oturdu bir süre gözlerini kapadı ve en sevdiğim parça olan Johann Pachelbel - Canon in D Major' ü çalmaya başladı. Bu kadar denk gelebilirdi bu parça beni hep hüzünlendirir ve bambaşka bir dünyaya götürür. Kuzey de elleri piyano tuşlarında, gözleri kapalı, huzurlu ve bir o kadar yakışıklı görünüyordu ki resmen içimin eridiğini hissettim ve aynı anda birçok kızın iç çektiğini görebiliyordum. Gözlerini açtığında şarkı da son bulmuştu ve direk gözlerime bakmıştı. Bende ufacık bir umuda kapılmış şanslısın demiştim.
Sonrasında ben kemanımı elime alarak en sevdiğim diğer bir parça olan Por uno Cabeza'yı çalmaya başladım. Çalarken gözlerimi kapadım ve ilk defa bir erkeği düşünerek çaldım Kuzey'i. Benim parçam bittiğinde gözlerimi açtım ve Kuzey'e baktım bana göz kırptı ve harikasın dedi. Sevinçten uçmuştum. İlk dönemin sonundaki 15 gün geçmemişti o zaman anlamıştım ona arkadaşlıktan fazla bir şeyler hissettiğimi. Hale ile görüşmüştük ama o yurtdışına gitmişti babasıyla ve görüşememiştik ve okula döndüğümüz ilk gün sımsıkı sarıldım ona o zaman dedim ki ne oluyor? Sorgulamam sonuçlarında bugün aşığım diye bağırıyordu içimden çılgın bir ses. Onu bastırmaya çalışarak Hale'ye odaklandım.Hale de müthiş bir yan flüt dinletisi bahşetti bize. Öğle arasında yemek yiyorduk Kuzey lavaboya gitmişti. Hale bana dönüp;
- Evet aşık kız anlat bakalım ne zamandır saklıyorsun benden gerçi henüz 1 dönemdir tanıyoruz birbirimizi diyerek gülmeye başladı. Bense afallamış bir halde ona boş boş bakarken,
- E hadi ama anlamayacağımı mı sandın? Kuzey'e tatilden döndüğümüzden beridir bakışların değişti. Anlat hadi hemen gelmeden, bir şeyler söyle yoksa yanında sıkıştırırım dedi pis pis sırıtarak. Yoksa benden gizli görüşüyor musunuz?
Şoktan çıkmam bir iki saniye sürdü,
- Ne aşkı ne diyorsun sen Hale olur mu hiç öyle şey dedim. Bunu henüz kendime bile itiraf etmemişken ve Hale anladıysa ya Kuzey'de anlamışsa diye başka bir şoka girdim.
- Hale aklımdan geçenleri anlamış olacak ki hayır sadece ben anladım Kuzey bir erkek canım onlar hemen anlamaz diye sırıttı.
- Hale çok kötüsün gelme üstüme dedim ama, ben aşık gibi mi baktım cidden diye sormadan da duramadım. Hale güzel bir kahkaha eşliğinde,
- Sadece yakın arkadaşlar anlar diyerek göz kırptı. Bende en yakın arkadaşıma aslında piyano çalarken iyice emin olduğumu anladığımı itiraf ettim. Neşeyle ellerini çırptı,
- Yaşasın bizi güzel günler bekliyor derken Kuzey heyecanla yanımıza geldi.
- Kızlar neye bu kadar sevindiniz? Benimde güzel haberlerim var dedi ve oturdu. Hale ile ikimiz aynı anda
- önce sen dedik. O da şaşkın bir şekilde,
- az önce aşık oldum dedi. Benim başımdan aşağı kaynar sular dökülürken Hale şok olmuş ve masanın altından elimi tutmuştu. İkimizde bu aşkın bana olmadığını anlayacak kadar akıllıydık.
- Ee kim diye sormayacak mısınız? Hale şoktan çıkıp kendini toparladı ve
- Kim? Diye sordu
- Şan bölümünden o da bizim gibi 1. Sınıf adı Yelda, hemen bakmayın ama şuanda iki masa arkanızda oturuyor kızıl saçlı olan dedi. Hale bir iki saniye sonra döndü baktı
- Hımm güzel kız diyerek beni dürttü bense hala Kuzey'in o güzel yüzüne umutsuzca bakıp bana dönmesini şaka demesini bekliyordum. Hale'nin dürtmeleri ile ona döndüm oda arka tarafı işaret etti yavaşça döndüm ve kızı gördüm gerçekten güzel bir kızdı gülümsemesi ışıl ışıl harikayım diyordu. Ben ağlamak üzereydim ve panikle masadan bir anda fırlamamla yemek tabakları birbirine çarparak büyük gürültü çıkardı. Sessizce
- Pardon ben gidiyorum hadi görüşürüz dedim. Kuzey
- Katre iyi misin? Dedi endişeli bir halde bense ona sadece dolu gözlerimle kafamı iki yana salladım ve koşarak uzaklaştım. Arkamdan Hale deli gibi bağırıyordu en sonunda okulun kapısında bana yetişti ve
- Müzik dışında koşu da yapıyorsun sanırım dedi nefes nefese bense gözümden süzülen yaşlarla bir sağa bir sola bakıyordum çok kötüydüm ve kaçmak istiyordum. Hale biraz daha soluklandıktan sonra
- Hey sen ne zaman bu kadar aşık oldun şaşkın dur bakalım çocuk birini beğendi diye böyle yaparsan ohooo daha okulun ilk yılındayız Katre'cim hem belki aşık bile değilsindir. Duygularından emin misin? Diye sordu. Düşündüm biraz ve evet anlamında kafamı salladım.
- O zaman operasyonlar başlasın dedi Hale ellerini birbirine sürterek. Ben şaşkın şaşkın bakarken.
- Şimdi bugün eve git ve dinlen yarın da çok güzel giyin makyaj yap öyle gel Kuzey'in dikkatini sana vermesini sağlayacağız. Dediğinde
- Bunu istemiyorum dedim. Eğer sevecekse kendi görmeli Hale zorla olmaz dedim. Hale de
- Peki sen bilirsin ama hergün ağlayacaksan ben yokum çünkü en sevdiğim arkadaşımı üzen adamı sağ bırakamam deyince gözyaşlarım içinde gülmeye başladım. Hale'nin de dediği gibi sakin olacak bekleyecektim belki de Kuzey benim platonik aşkım olacaktı.
Merhabalar,
Ben yeni katılımcılardan sayılırım. Burada bir çok hikaye okudum ve hala takip ediyorum. Yazanların eline emeğine sağlık bende kendimce başladığım yeni hikayemi okumaya bekliyorum. Okuyanların yorumlarına ihtiyacım var ;) lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin...
Irongirl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalmak mı zor gitmek mi?
Romanceİki yaralı kalp birbirini iyileştirebilir mi? Aşk gerçekten klişelerdeki gibi tedavi eder mi? sevmeyi unutmuş iki insana sevmeyi hatırlatabilir mi?