Düşüncelere daldığım yerdir havaalanları, terminaller, garlar... çevreme çok dikkatle bakıp üzülenleri sevinenleri incelerim çok fazla anı o son ana sığdırılır veda edenler için, kavuşanlarsa biriktirip gelmiş oldukları anıları paylaşmak için heyecan duyarlar. O karmaşanın içinde yalnız olanlar da vardır. Aldıkları bir haber yüzünden yolculuk yapacak olanlar ya da arkasına bakmadan kaçanlar.
Hayatımın en üzücü ikinci günü bugün. Yaklaşık dört yıldır aşık olduğum adam ona olan aşkımı bilmeden yurtdışına gidiyor. Ailesi ortak arkadaşlarımız hep birlikte uğurlamak için geldik havaalanına. Daldığım derin düşüncelerden çıkardı beni hayran olduğum ses.
- Hey sırdaşım ayrılık vakti.
Evet sırdaşıydım en yakın arkadaşı. Rahmetli annem erkekten yakın arkadaş olmaz derdi. Erkekler sadece arkadaş kalamazlar diye ama tersi oldu annem o arkadaş olarak gördü ben ona gönlümü kaptırdım.
- Eee inat ettin Yurtdışında okuyacağım diye ne yapalım? Şikayet etmeyeceksin. Dedim gülümsemeye çalışarak.
- Hadi hadi ağla, ağla da göreyim. Dedi gülümseyerek.
- Hayır en yakın arkadaşıma sözüm var kolay kolay ağlamam.
- İyi ki varsın Katre. Bunca sene sonra sensiz bambaşka bir şehirde nasıl yapacağım bilmiyorum. Söyle bakalım gidene mi zor kalana mı?
- Sende iyi ki varsın Kuzey bence her iki tarafa da zor ama sen yaparsın nasıl olsa bir sürü kız etrafında dönecektir bunu biliyorsun. Deyip omzuna vurdum hafifçe. O en içten gülümsemesiyle gülüp;
- Haklısın ama senin yerin ayrı yine de internet telefon var saat farkını da ayarladık mı uzaktan da olsa dertleşip konuşacağız. Yani benden tam anlamıyla kurtulamazsın ufaklık.
- Peki bay iri sana iyi yolculuklar ve başarılar.
Sarıldık bana asla yetmeyeceğini düşündüğüm süre boyunca sarıldık. Gözyaşlarımı tutamıyordum artık pes ettim.
- Kendine çok dikkat et en kısa sürede görüşmek üzere dedim.
- Sende kendine çok dikkat et seni burada böyle bırakıyorum diye rahat değilim ama zaman çabuk geçecek canım. Hoşça kal Katre can arkadaşım sırdaşım.
- Güle güle Kuzey iyi yolculuklar.
Pasaport kontrol noktasına doğru gidişini izledim. Arkasını döndü ve ağlama dedi suratını üzgün yaparak. Tamam dedim gülümsedim. Annesi babası mutlulukla bakıyorlardı arkasından arkadaşlarımızda espriler yaparak gülerek el sallıyorlardı. Sadece benim içim parçalanıyordu ruhum benliğim tuzla buz oluyordu. İnanmak istemiyordum onsuzluğa alışamam diye bağırıyordu içim ama nafile son kontrol noktasını da geçince döndü hepimize tekrar baktı ve el salladıktan sonra arkasını dönüp heyecanla yeni hayatına doğru gitti.
İşte her şey bitmişti tüm yıl üzülüp hazırlanmaya çalıştığım bu an çok hızlı bir şekilde olup bitmişti. Dağılmamak yanımdakilere belli etmemek için bir an önce kaçmak istiyordum kendi başıma kalıp ağlamak düşünmek istiyordum. Herkese dönüp;
- Millet ben gidiyorum görüşürüz dedim annesi ve babasına kısa bir vedadan sonra yanlarından uzaklaştım.
O sırada vedalaşan bir çift gördüm gözü yaşlı kadın sıkı sıkı sarılmıştı, adam seni seviyorum kısa bir ayrılık hemen döneceğim diye teselli ediyordu ama o da üzgündü. Ne güzel dedim karşılıklı aşk ne kadar hoş ayrılığı bile ümitle dolu. Otoparka gittim arabama bindim eve gitmek için henüz hazır değildim içimde tarifi olmayan bir boşluk vardı duygularım yoktu ağlayamıyordum da şuan. Sahile gittim uzun bir süre oturdum düşündüm hatırladım.
oNBskbf���:j�2
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalmak mı zor gitmek mi?
Romansaİki yaralı kalp birbirini iyileştirebilir mi? Aşk gerçekten klişelerdeki gibi tedavi eder mi? sevmeyi unutmuş iki insana sevmeyi hatırlatabilir mi?