Yoğun beyaz bir ışık gözlerimi rahatsız ettiğinde öldüğümü düşündüm;
- Anne baba nerdesiniz? Dedim. O sırada biri elimi tuttu bu hayal veya ölüm gibi değil çok gerçekti.
- Hayır hayır yaşamak değil ölmek istiyorum dedim ve o sırada gözlerimi yavaşça araladım. Yanımda yüzünde maskesi üzerinde yeşil önlüğü ile bir hemşire bir şeylere bakıyordu gözümü açtığımı görünce;
- Katre hanım merhaba ben Melek dedi şuan Memorial hastanesinde yoğun bakım bölümündesiniz. Konuşmaya çalışmayın henüz uyandınız doktorunuz şimdi gelecek size bilgileri verecek dedi ve sustu her neye bakıyorsa bakmaya devam etti. O sırada bir ses daha duydum ve hemşirenin arkasından orta yaşlarda bir adam çıktı ve
- Merhaba Katre Hanım ben Hüseyin dedi ve bekledi gözlerimi açıp kapadım oda devam etti. Bir trafik kazası geçirdiğinizi hatırlıyor musunuz? Diye sorduğu anda tüm o anlar beynime hücum etti. Büyük bir toz bulutu fren, cam ve metalik sesler kulaklarımda çınladı gözlerimi kapattım ve bir gözyaşı yanağımdan süzüldü. Hüseyin bey devam etti. 5 gündür uyutuyorduk sizi deyince gözlerimi açabildiğim kadar açıp
- Annem babam dedim sesim çıkmıyordu. Hüseyin Bey başını olumsuz anlamda sallayarak
- Maalesef onlar olay yerinde hayatlarını kaybetmişlerdi Katre Hanım. Bense
- Onları son kez göremedim gömüldüler mi? Dedim ama sesimi ben bile duyamazken doktorun duyması ilginçti.
- Maalesef sizin durumunuz da kritikti ama uyandığınıza göre artık bir risk yok sabaha kadar bir aksilik olmazsa yarın sizi odaya alabiliriz dedi buruk bir gülümsemeyle. Size durumunuzla ilgili bilgiyi şimdi vermemi ister misiniz? Yoksa yarın oda da mı açıklayayım? Dedi.
- Şimdi dedim neyse ne bir önemi yoktu bundan sonra ne için yaşayacaktım hiçbir akrabası olmayan en değerli olan ailemi kaybettikten sonra ne için? O sırada Hüseyin Bey'in sesi tekrar dikkatimi çekti.
- Aracınız tıra hafif sola dönerek arkadan çarptığı ve sizde şoförün arkasında oturduğunuz için sol tarafınız en çok darbeyi alan taraftı ve bacaklarınız. Sol kolunuz da kısmi his kaybı olabilir kas zedelenmesi ve iç kanama yoğundu buraya geldiğinizde. Sıkıştığınızdan dolayı dizlerinizde ezikler var ve sol ayak bileğinizde çatlak uzun bir süre alçıda kalacak maalesef. 3 kaburganızda kırık baş ve boyun bölgenizde ezilmeler var. İç organlarınızın bir kısmında da kanama vardı ve onları iyileştirebilmek için sizi 5 gün uyuttuk. İç kanamaları durduruldu. Yani sonuç olarak sadece kolunuz ve ayağınız da sıkıntı kaldı kolunuzu fizik tedavi ve benzeri işlemlerle tedavi edeceğiz ayak bileğinizde kemik kaynayınca normale dönecektir. Sizi birkaç gün daha hastane de tutacağız. Durumunuz bu şekilde. Dedi ve bana beklentiyle baktı.
- Tamam dedim ne diyebilirdim ki? Keşke ölseydim neden uğraştınız mı demeliydim?
- Ben şimdi çıkıyorum bir şey olursa hemşire hanım burada size yardımcı olacaktır. Dedi gülümsedi ve gitti. Hala inanamıyordum ben kendimi ne halde olduğumu düşünmüyordum ki ben onlarsız nasıl yapardım? İlaçların etkisi ile ve bulunduğum durumdan ötürü kapattım gözümü beni nasıl bir hayat bekliyor diye düşünmek istemiyordum ben annemle babamı istiyordum.
Ertesi gün beni bir odaya almışlardı yanımda Kuzey, Hale ve babamın sağ kolu Cemil Abi vardı. Hepsi endişeli gözlerle bana bakarken sedyeyle içeri alınıp yatağa yatırıldıktan sonra odaya girebilmişlerdi. Hale ellerimi tutup yavaşça beni öptü ağlarken;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalmak mı zor gitmek mi?
Romanceİki yaralı kalp birbirini iyileştirebilir mi? Aşk gerçekten klişelerdeki gibi tedavi eder mi? sevmeyi unutmuş iki insana sevmeyi hatırlatabilir mi?