-16-

929 67 30
                                    

Multimedyada Shin var.
Neyse..İyi okumalar!
*
Yolculuğa başlayalı yarım saat olmuştu.
"Fushimi..."

"Efendim?"

"Sen ne ara ehliyetini aldın ya? 17 değil misin?"
Güldü.
"Bizim vampir akademisi öbürlerinden biraz farklı. 16, 17, 18 leri sınıflara dağıtıyorlar. 18 ler tabii üniversiteye hazırlanıyor.Yani bu vampir akademilerinde çoğunlukla bir sene geç başlanır. Ben 18 yaşındayım. Sen eskiden nerede okuyordun?"
Omzumu silktim.
"İnsanların olduğu bir liseydi."
Yalan söyleyemezdim.Başka vampir akademisi var mıydı bilmiyordum bile.
"Wow. Gerçi sabırlı bir vampirsin, o yüzden insanlar gibi farklı özelliklerin var. Ben olsam vahşet yaratırdım orada."
Elimi alnıma götürdüm.
"İnsanlar iyi. Sadece vampirler filmlerde vardır diye düşünüyorlar. Bence sakin bir yaşam için insan olmak, daha iyi bile olabilir."
1 saniye bana şaşkınca bakıp yola döndü.
"Gerçekten, niye?"

"Kan aramıyorlar. Kan içemediklerinde krizde geçirmiyorlar ve istediklerini yapabiliyorlar."
Biraz kendi türümü övdüm ama olsun.
"Haklısın. Herhalde benim de en nefret ettiğim özelliğim bu. Senin kokun bile bana insan kokusu gibi geliyor. Gerçi, bu biraz psikolojik. Lisede insanlarla bir arada olduğun için insanlara çok benziyorsun. Gözün falan acıktığında kırmızı olmuyor. Gerçi gözlerin zaten hep pembe ve kırmızı arası... Bu arada seni açkende hiç görmedim?"
Gülüp camı açtım.
"Ben çok kan içmem. Acıkmam da."

"Şanslısın Yui... Bu arada soyadın Komoriydi değil mi?"

"Evet..."

"Ah, söylememiştim! Babanı tanıyorum. Bir ara ortaklık teklif etmişti benim babam. Fakat o sırada sen 8 yaşındaydın. Hatırlar mısın bilmem ama ben seni hatırlıyorum."
Ha?
"Nasıl yani? Biz görüştük mü küçükken?"

"Evet. Ben 10 yaşında sen 8 yaşındayken. Evinize gelirdik. İş yemeği olurdu ayda bir. Oyun oynardık seninle. Küçükken sana çok fena abayı yakmıştım. Sevimli bir kızdın."
Son cümlesinde bana bakıp göz kırpınca başımı çevirdim.
"Şimdi mi hatırladın herşeyi peki?"

"Hayır. Soyadını öğrendiğimden itibaren anılar geldi aklıma. Fakat seninle konuşmuyorduk bile o yüzden söylememin anlamı yoktu."

"Anladım..."
~
"Çok teşekkürler Fushimi... Bunu sana nasıl ödeyebileceğimi bilemiyorum."
Elini başıma koyup hafifçe vurdu. Yanaklarımın kızardığını hissetmiştim.
Yanaklarının kızarıklığı nasıl hissedilir ki gerçi?
"Lafını bile etme bak. Hem sen benim küçük kız kardeşim sayılırsın artık."
Güldüm.
"Pekala... Teşekkürler abiciğim."
Sırıttı.
Kampüse doğru yürümeye başladığımda, arkamı dönüp el salladım.
"Okulda görüşürüz!"
Sakura beni Sakamaki malikanesine hemen bırakmalıydı.
"Görüşürüz! Dikkatli ol!"
~
Sakura'nın Ağzından;
"Lan oğlum beni delirttin ya!"
Kurama'ya bakıp işaret parmağımı yukarı kaldırdım.
"Ne yaptım ya?"

"Odamda, banyodan çıkan bir ikiz kardeş parçası görmek normal birşey mi sanıyorsun?!Sen buraya pencereden falan mı geldin yarım saat önce?!"

"Evet. Annemiz beni evden attı da. Nereye gitsem bilememiştim."
Bu çocuk ne özürlü bir şey ya.
"Gerizekalısın sen. Gerizekalı, salak! Bak ikiz kardeşim olmasaydın suratına çarpardım. Ne yaptın da annemi kızdırdın gerizekalı Kurama?"
Omzunu silkti.
"Beni hentai izlerken yakaladı. Sonra da gidip yaşıtlarımın nelerle oynadığını göreyim diye evden attı beni. Az öncede mesaj attı zaten."

Elimi alnıma vurdum. Bende hentai izliyordum ama hiç yakalanmadım, o yüzden... Bu çocuk bu konuda da gerizekalı.
"Annem ne yazmış?"
Anneeee; Nereye gittin oğlum?
"Ahahahahah!"
Siz; Sakura ile birlikteyim. Kampüsüne geldim de.
Kızılların Anası; İyi bari. Bak bir daha yakalarsam kargo paketi yapıp seni Antartika'ya yollarım. Delirtme beni.
Bu sırada kapı ayı gibi çalındı.
"Kim o?!"

Diabolik Lovers Yui Değişti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin