-26-

673 51 39
                                    

Bu bölüm Laito'nun aşk hayatını anlatmakta.
Aşk hayatından kastım sadece giriş.
Multimedya'da Sagara.

İyi okumalar!
~~~
Laito'nun Ağzından;
Okuldan geldiğim gibi giyinip tek başıma evden çıkmıştım.
Bugün doğum günümdü fakat sanırım hatırlamıyorlar.
Gerçi bunu da çok düşünmek istemiyordum.
Kafamı dağıtmam lazımdı.
Ana caddeye kadar yürüdüm.
Hafif bir rüzgar vardıysa da beni rahatsız etmiyordu. Garip... Havanın esmesinden pek hoşlanmazdım.
"Normalde bu kadar ciddi olduğumu farkedince kendime şaşıyorum..."
Bir şeyler içince bu salak düşüncelerimden de kurtulacaktım.
Daha doğrusu, büyük ihtimalle barda sabahlayacaktım ve Ayato gelip beynimin içine edecekti.
Bunu yapmayalı uzun zaman oldu. Kesinlikle ihtiyacım var... Festival umrumda değil.
Bir taksi tutup bindim.
Adresi söylediğim anda telefonuma mesaj gelmişti.
Ayato;
-Azgın herifin tekisin Laito. Bugün eve geç gelme! Geç gelme tamam mı??

-hmmh! Arigato!^^ Gelmem geç merak etme.

Tamam bana azgın herif demesi hoş değildi.
Ayrıca ben azgın bir herif değilim, sadece dışarıdan insanlara yılışan biri gibi görünüyorum.
Çünkü yakışıklıyım ve kızlara karşı nazik davranırım. Fakat bu benim yılışık biri olduğum anlamına gelmez.
"Ah, şarjı bitti... Neyse..."
Bir süre durdum.
"Biraz sesini açabilir misiniz?"
Adam radyonun sesini açtığında hafif kirli olan camdan dışarıyı seyretmeye başladım.
~
"Bira."
Bugün 18 yaşıma girdim.
17 yaşımdayken de rahat bara gidebiliyordum fakat bundan sonra daha da rahat olacağım sanırım.
"Kaç yaşındasın?"

"18."
Barmen güldü ve önüme bir bira koydu.
"Bu yaşta çok ileri gitme genç adam."
Cevap vermedim. O da bardakları temizlemeye başladı.
"Daha küçük gösteriyorsun."

"Bilmiyorum..."
Biramdan büyük bir yudum aldım. Geri masaya koyduğumda kenarından masaya süzülen damlaları izledim.
"Peçete." Dedi ve önüme peçete koydu.
Peçete ile masayı sildim ve kenara attım.
Masaya yaslandı.
"Çok düşünceli gözüküyorsun."

"Evet, çünkü düşünüyorum."

"Kendi halinde içen bir genç ha? Şaşırtıcı."
Gözlerimi devirip bir birayı bitirdim.
"Bir tane daha."
Gülümsedi.
"Hemen."
~
Yanıma oturan adama baktım. Benden büyük olmalıydı.
Koyu mavi tonlarında bir saç rengi ve açık mavi renginde gözleri vardı.
Saçları... O saç modelini yapan erkek mi olur?
Kafasındaki toka da ne öyle?
Ne olduğunu anlamadığım bir şey istediğinde esnemiştim.
Fakat tam esnerken başımı masadan kaldırdığım için, tekrar başımı masaya çarpmıştım.
"Agh."

"Hm? İyi misin?"
Bana döndü.
"..."
Cevap vermedim.

"Kötü gözüküyorsun." Dedi endişeli bir ifade ile.
"Benden hık büyük olduğun hık için beni sahiplenme."

"Fakat benden küçükleri kollamam gerekiyor değil mi? Ahah, belki de abartıyorum. Ayrıca çok yaş farkı var gibi durmuyor..."

Cevap vermediğimde önündeki şeyi içti.

"Saçın... Çok hık garip..."
Gülümsedi.
"Ah, öyle mi? İnsanlar saçım hakkında pek yorum yapmaz. Neden bilmiyorum. Bir erkeğin saçının böyle olmasını yargılamıyorlar. Bu güzel..."
Son sözünde tavana bakıp tekrar gülümsedi.
"Yakış-hık-mış."
Bana döndüğünde yüzünde hafif şaşkın bir ifade vardı.
"Teşekkür ederim."
Başımı masaya koyduğumda tekrar konuşmaya başladı.
"Arkadaşlıkların çoğu bir bar masasında başlarmış. Senden büyük olduğumu biliyorum ama benden küçük insanlar ile konuşmak güzel oluyor..."

Diabolik Lovers Yui Değişti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin