-30-

595 44 24
                                    


Uzun zaman oldu. Öhöm, sizi tutmak istemiyorum gerçekten.
Multimedyada o merakla beklenen genç oğlanımız.
SAKUYA NIJOU!

Neyse, iyi okumalar.
•••
"Şey..."
Beyaza yakın bir renk olan saçlarının bir tutanını örmüş, geri kalanını toplamıştı.
Tam olarak anlayamadığım bir göz rengi vardı.
Fakat şu ana kadar gördüğüm en hoş oğlan diyebilirdim.

"Ne?"
Oğlan bana ifadesizce bakmaya devam ediyordu.
"Ben, içeri geçeyim."
Yürümeye çalıştığım anda kolumdan sıkıca tuttu ve geriye doğru hızla ittirdiğinde bende yere düşmüştüm.

İşte, her şey tip değil.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedim sakin bir ses tonuyla fakat yüz ifademden kızdığım belli oluyor olmalıydı.

"Tanrı'm..." dedim tekrar iç çekerek. Ardından, ellerimi iki yana koyup doğruldum ve kalktım.

"Kim olduğunu bilmiyorum." dedi gözlerini vücudumda gezdirirken.

"Ben Yui Komori. Şimdi izninle."
Tekrar geçmeye çalıştığımda o yana çekilmiş, bende kulağına eğilmiştim.
"Kim olduğumu anlamış olmalısın."
Bu sırada gözü sağ tarafa takıldı ve elimden bavulumu aldı. Bu hareketi üzerine tek kaşımı kaldırdım.

"Ah, kızım gelmişsin!"

"Baba..."
Babam yanıma gelip sıkıca sarıldığında karşılık vermiştim ancak bir şeyler söylemek isterdim.
Bu garip çocuk dibimde olmasaydı tabi.

"Nasılsın Yui'ciğim? Elbisen çok yakışmış. Aynı prensesler gibi olmuşsun."

Evet, üzerimde bana Kazuma'nın getirdiği bir prenses elbisesi vardı.
Hem de uçağın lavabosunda giymiştim. Halimi bir düşünün.

"Teşekkür ederim baba."

Babam beni ittiren çocuğa, ardından tekrar bana baktı.
"Tanıştınız mı?"

"Hm?"

"Sakuya Nijou."

?

"Ee, kim yani?"

"Ah, bu çok önemli değil. Neyse, ben siz tanışırsınız diye düşünmüştüm."
Babam gülümseyince Sakuya denen çocuk elimi tuttu.
"Tanıştık."
Elimi dudaklarına götürüp hafifçe öptü.
"Kızınız gerçekten çok sevimli! Bana iyi davrandı, herkes gibi yargılayıcı değil..."

Ha?
Bu çocuk,
Kimi taklit ediyor?

"Ama biliyorsun Sakuya."
Sakuya gülümsedi. Fakat bu gülüşü anlamadığını belirtiyordu.
"Neyi efendim?"

"Kızım bir insan."
Sakuya'nın şaşkın bakışları benle buluşmuştu.
"Ah, tabi."
Gözleri yavaşça eski haline dönerken dudakları korkutucu bir şekilde yukarı kıvrıldı.
"Efendim, kızınız uzun yoldan geldi. Malum, uçak tutmuştur. Bir yemek yiyelim mi?"
Babamın gözleri parlamıştı.
"Olur tabi olur!"

***

"Pudra şekeri."

"Ne?"

"Pudra şekerini sakın yeme." dedi gözlerini korkutucu derecede açıp.

"Tanrı'm..."
Göz ucundan Sakuya'ya tekrar baktığımda gülen bir yüzle tatlı pirinç yediğini gördüm.
Tamam, bu tatlı sevdası biraz sevimliydi.
Biraz ama.

"Ee, Yui? Kanato ile hala çıkıyor musunuz?"
Babamın bu sözü üzerine Sakuya'nın durduğunu fark ettim.

"Şey, evet."
Konuşmuş muydu onlarla?
"Efendim, kızınız 1 yıl geçmesine rağmen o çocukla mı çıkıyor?"

Diabolik Lovers Yui Değişti?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin