Diabolik Lovers Yui Değişti?

-22-

Uzun bir ara mı oldu sanki? Üzgünüm. Şu son zamanlarda çok fazla anime izledim de. Kafam sadece animelerdeydi.
Herneyse.
Iyi okumalar!^•.•^

•
"Hadi Yui! Daha hızlı atsana şunu!"

"Deniyorum değil mi Kanato?"
Güldü ve elimdeki topu aldı.
"Bir tane bile canavarı vuramadın salak."

"Çok hızlı hareket ediyorlar! Elimde değil."

"Hayır. Sadece sen fazla salaksın."
Kafasına vurdum.
"Bana salak demeyi kes!"
Alnıma tırnak attı.
"Peki salak sevgilim. Şu canavarı vurduktan sonra sana kuponla bir şey alırız."
Gözlerim parıldadı. Gerçekten...
Ellerimi birleştirip kıkırdamaya başladım.
"Eheheheheheheh..."

"Rei figürü eheheheheheh..."

"Ne figürü?"
Oynadığımız oyunun başındaki adam güldü.
"Belli ki kız arkadaşın bir weaboo ve fujoshi."

"Fujoshi ne ki?"
Kanato'nun boynuna sarıldım.
"Çok önemli değil! Sen şu canavarı vur-" Churuchuruchuruparapa.
Telefonum çalmaya başlayınca Kanato'ya baktım.
"Hemen dönerim!"
Başını sallayınca telefonu açıp ilerlemeye başladım.
"Alo? Kurama?"

"Yui. Müsait miydin?"

"Evet. Önemli bir şey olmadı değil mi?"

"Hayır. Uzun zamandır konuşamadık. Nasılsın diyecektim."
"Ben iyiyim! Sen nasılsın? Sakura nasıl?"

"İyiyim. Sakura da iyi. Peki sen iyi olduğuna emin misin?"
"Ha? Evet. Bizimkilerle birlikte tapınağa gittik."
"Niye onların yanında olduğunu haber vermiyorsun?! Sakura'ya sadece bir not yazıp çıkmışsın! Telefonu bozuldu seni de arayamadı! Bana da bugün haber verdi çünkü yurtdışındaydım!"
"B-ben üzgünüm... Tamamiyle aklımdan çıkmış..."
"Onu ziyaret edebilirdin. Ne oldu ki de yanına gittin zaten?!"
"Bak... Üzgünüm. Düzgün şekilde yüz yüze konuşmalıyız bunu."

"Yarın okuldan çıkınca seni alacağım. Tamam mı?"
"Pekala.."
~
Okulda yemeğimi yemiş ve klübe gidiyordum.
"Hey Yui!" Arkamı döndüğümde Fushimi yanıma geldi.
"Uzun zamandır görüşemedik değil mi?"

"Evet... Aynı sınıfta olsak da konuşamadık."
Gülümsedi.
"Biraz öyle oldu... Peki sen iyi misin? Sakamakiler'in yanına geri dönmüşsün sanırım."
"Evet... Herneyse, bak klübe gitmeliyim. Sonra konuşuruz."
"Pekala." Yanından ayrılıp klübe gittim.
Kapıdan içeriye girip başımı çevirdim.
"Ben geld-Kanato?"
Kanato masaya oturmuştu? Klüpte ne işi vardı ki?
"Kanato? Burada ne yapıyorsun?"
Bana gülümseyince Nagisa ve Akura'ya göz gezdirdim.
Kendi mangalarıyla ilgileniyorlardı.
"Seni ziyarete geleyim dedim!"
Masadan inip yanıma geldi.
"..."
Elini başıma koyup saçlarımı okşamaya başladı.
Başımı kaldırıp şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım.
"Biraz konuşabiliriz diye düşünmüştüm."
Gülümseyip beni kapıdan dışarı çıkarttı ve kendisi de çıktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?!"

"Sadece bir bilgilendirme yapmak istedim."

"Ne gibi?!"
Bileğimi hafifçe sıktı.
"Bundan sonra her gün kanın içilecek."

"Pardon,ne?!" Bileklerimi kendime doğru çekmeye çalıştığımda kaşlarını çatıp başını sağa çevirdi.
"Yani... Kanın içilmeye devam edecek. Bir değişiklik yok. Planımız aynen devam ediyor. Seni affettiğim için insana dönüşmedim. Diğerleri de dönüşmedi. O yüzden kendini hazırlasan iyi edersin... Bizimkilerin gözü dönmüş durumda."
"Bana artık daha saygılı olursunuz diye düşünmüştüm!"
"Pfft. Cidden bazen gerizekalı oluyorsun." Elini alnına koydu.
"Nasıl bu kadar salak olabiliyorsun Yui'ciğim, anlat. Anlat da anlayabileyim."
Kanato'dan uzaklaştım.
"Niye şimdi böyle davranıyorsun?!"