5. Özlenen Masal

11K 563 83
                                    


Yanıyor içim 
Alev alev yanıyor... 

Emre Sertkaya _ Yanıyor 

⭐ 

12 Ocak 2016

Acılı Günlük, 

Yine göl... Yine sallanan sandalyem... Yine sen... Yine ben... Hoş geldik! Hoş bulduk, benim tatlı saklambaç mekanım! Buraya dönmek hem kalbimi üzüyor hem de nefes aldırıyor. Aslında mükemmel bir manzaraya ve hem şık hem de sade bir dekorasyona sahip bu evde bir ömür geçirmek hayallerimi süslüyor ama ruhum kendini burada sürgünde gibi hissediyor. Özlem elimi kolumu bağlıyor, acılı dostum. Yazın yediğim hurmalar fazlaca tırmalamakta şimdi mabadımı. Acımı neşeye dönüştürme çabalarım fazlasıyla çaresizce ve başarısız. Toprak beni neşelendirmek için çok uğraşıyor ama maalesef mutlu olmak benim için çok imkânsız kalıyor bugünlerde. Varsa bir parça mutluluğum onu da karnımın içinde büyüyen dünyama sunuyorum. Mutluluğumun sebebi de mutluluğumu feda ettiğim de o küçük dünyamdı. Onu şimdiden bu kadar çek seviyor olmak beni şaşırtıyor. 

      Deniz salondaki sehpanın üstüne siyah kaplı defterini bırakırken ruh halini görmezden geldi. Toprak üst kattaki boş odaya eşyalarını koyarken Deniz karnının acıktığını hissedip mutfağa yöneldi. Dolapta Toprak'ın daha önceden aldığı yiyecek bir şeyler vardı. Tavuğu çıkartıp baharatlandırırken bir yandan da ufaktan ufaktan garnitüründen ağzına atıyordu. Kendini işe kaptırmışken,

"Akşama da yiyecek bir şey kalsın, Deniz. Anladık iki canlısın da yani daha şu yediğin bezelye kadar yumurcak henüz ne isteyebilir ki?" dedi Toprak arkasından alayla.

"Uf, Toprak!" dedi Deniz sıkıntıyla. Bezelyeleri tepsiye boşaltıp tavuğu fırına attı. Süresini ayarladı. Toprak arsızca kendisine gülerken somurtarak salona döndü. Rahat koltuğa uzandığında Toprak yanına geldi. Yere oturup kafasını Deniz'in karnına yasladı. 

"Bak aslanım! Şimdi seninle ciddi ciddi konuşacağım. Sen mükemmel bir çocuk olacaksın. Annen yıllar önce benim hayatımı kurtardı. O mükemmel biri. Bu yüzden de sen de annenin oğlu olacaksın." dedi ciddi bir sesle. 

"Diye diye oğlan yaptıracaksın, Toprak." dedi Deniz alayla. Ama Topark'ın, Deniz'e çevrilen bakışları ciddiydi. Deniz ortamı yumuşatmayı ummuştu ama başarılı olamamıştı. 

"Teşekkür ederim... Tekrar..." dedi Toprak boğuk bir sesle. 

"Yeter, Toprak. Sürekli teşekkür ediyorsun. Sekiz yıl geçti üstünden. Aş artık!" dedi Deniz gözlerini devirerek. Alaya vurmaya çalışıyordu çünkü Deniz de aynı ciddiyetle devam ederse ağlayacağını biliyordu. Toprak kafasını eğip kısık bir sesle güldü. Ardından Deniz'e doğru uzanıp saçlarına şefkat ve minnet dolu bir öpücük kondurdu. 

"Bunu ağlamamak için yaptığını biliyorum." dedi anlayışlı bir sesle ve tekrar kDeniz'in karnına doğru eğildi. "Senin için her şeyi yaparım, dayıcım." dedi ve Deniz bir şey demeden üst kata çıktı. Deniz dolu gözlerle arkasından baktı. Kasvetli havayı üstünden atmak için veranda kapısının yanındaki minderleri alıp kendini dışarı attı. Hava biraz olsun ısınmış ve karlar biraz erimişti. Gökyüzünde sadece gördüğü yeri ısıtan egoist bir güneş vardı. Deniz göl kenarına kadar gitti. İskeleden aşağıya baktığında duru suda yansımasını gördü. Kendisini tam zıttı gibi hissetse de göldeki Deniz mutlu ve cesur bakışlar atıyordu. Sanki yansıması ona 'Güçlü ol!' dermiş gibi...

"Seni koruyacağım, annecim." dedi Deniz kararlı bir sesle. Karnını iki eliyle sıkıca sardı. Ardından dolu gözlerinden bir anda istemsiz yaşlar akmaya başladı. Hormonların şimdiden çalışmaya başladığına inanıyordu. Gözlerinden akan yaşları umursamadan kendi kendine konuşmaya devam etti. 

Sekreterin GeçmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin