26. Rahşan Affı

8.4K 427 165
                                    

(Medyada hayallerimdeki Ege'nin replikleri var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Medyada hayallerimdeki Ege'nin replikleri var. Gözleri renkli olsaydı Ege karakteti kesinlikle Buğra Gülsoy olurdu.)

       Yemek tüm neşesiyle sürüyordu. Ege yemeğin işe yarayacağı konusunda kesinlikle haklıydı. Yemekte kahkahaların bol olduğu sıcak sohbetler vardı. Mavi ile Eren'in kaprisli aşk maceralarından tutup, Mert'in defile kazalarına, Efe'nin Toprak'a gıcık olmasına kadar... Deniz tüm neşesiyle onları dinlerken Ege'nin telefonu çaldı. Ege telefonla birlikte masadan kalkarken ona dönüp,  

"Bugün de postane gibi işledin yahu!" dedi Deniz alaycı bir sesle. Kısaca gülüp cama doğru gitti ve telefonu açtı. Deniz her ne kadar muhabbete geri katılmak istese de gözlerini Ege'den alamıyordu. Kaşları çatık bir şekilde karşı tarafa dediğini anlatmaya çalışıyordu. Dikkatle onu izlerken içinde merak duygusu hızla tırmandı. Kalkıp yanına gitmeyi düşünürken, Ege'nin zamansız altıncı hissi devreye girdi ve gözleri Deniz'in gözlerine kilitlendi. Telefondakine hızla bir şeyler söyleyip kapattı ve sahte olduğunu saniyesinde anlaşılan bir gülümsemeyle geri geldi. Deniz'in yanına oturunca ona dönüp sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla, 

"Benden ne saklıyorsun?" dedi şüpheci bir şekilde gözlerini kısarak. 

"Hiçbir şey." dedi Ege hemen itiraz ederek. 

"Yerinde olsam yalan söylemezdim." dedi sıkılı dişlerinin arasından. Ege sıkıntıyla iç çekti.

"Tamam, senden bir şey saklıyorum. Ama bunu söyleyemem. Yani söylemesi gereken kişi ben değilim." dedi gözlerini kaçırarak. Deniz anlamayarak kaşlarını çattı ama Ege bir şey demedi. Bu konuyu kapatıp tekrar muhabbete döndüklerinde aklı hâlâ Ege'nin sözlerindeydi.

     Yemeğin sonlarına doğru konu evliliğe geldi. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Mert ve Efe gelinlik hakkında bir ton şey sıralarken Eren ve Toprak mekânı tartışıyordu. Mavi ise davet edilecek isimlerle ilgili Deniz'le derin bir tartışmaya girmişti. Bunalan Deniz başını yanına çevirince Ege'yi gülümseyerek kendisine bakarken yakaladı. Kulağına eğilip,

"Şu gizli nikah teklifin hala geçerli mi?" dedi hafif alaycı bir sesle. Deniz kısık sesle güldü.

"Sonuna kadar." dedi onunki gibi alaycı bir sesle.

"Sonuçta bu bir yıldırım nikahı durumu. Ortada bir bebek var." dedi alaycı tonunu sürdürerek. Sahte bir iç çekişle,

"Zaten hep yıldırım nikahıyla evlenmek istemişimdir." dedi. Bir an Ege ciddileşip,

"Gerçekten mi?" diye sordu merakla.

"Hayır, canım. Dürüst olmak gerekirse sana tam anlamıyla aşık olana kadar evliliği hiç düşünmemiştim. Kimseyi ömrümü adayacak kadar seveceğime inanamıyordum." dedi omuz silkerek. 

"Ama o Rüzgar denen herifle evlenecektin." dedi kaşlarını çatarak.

"Evet, onu sevdiğimi sanıyordum. Ama öyle değilmiş. Bunu bana sen gösterdin. Zamanında ona karşı beslediğim duygular sana karşı beslediklerimin yanından bile geçemez. Bunu anladım. O zamanlar onunla evlenmek istediğimi sanıyordum. Çocukluk işte!" dedi gülerek. Deniz'in sözleriyle Ege'nin yüzüne mutlu bir gülümseme yayıldı. Dudaklarına bir öpücük kondurup,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sekreterin GeçmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin