Sekreter Serisi'nin ikinci kitabıdır!
"Kendi karanlık okyanusumdu beni boğan."
Onu bırakmak bu hayatta yaptığım en zor şeydi.
Ama gitmek kaçılmazdı. Ona bir şey olmasına asla izin veremezdim. Hayatı ile oynayamazdım.
Benden nefret etmesine razıyım...
Olanlar olduğunda Her şeyi görürken bilerek sustun mu?
Güncel Gürsel Artıktay _ Neden
⭐
Deniz kafasını camdan dışarıya uzattı. Soğuk havanın o kendine has kokusunu içine çekti. Saat henüz sabahın altısıydı. Toprak'ı kurtarmak için geldiği gecenin sabahıydı ve Deniz gram uyumamıştı. Keyifsiz bir şekilde etrafa bakarken sabah bulantısı aniden midesini vurdu. Yüzünü buruşturarak geçer umuduyla eliyle karnını ovuşturdu. Aklında dönüp duran ise iki soru vardı. 'Acaba Toprak nasıldı?' ve 'Faça onu hastaneye götürmüş müydü geçekten?' O an için tek düşünebildikleri bunlardı. Masanın üstündeki telefondan yükselen bildirim sesi ile yerinde sıçradı ve düşünceleri dağıldı. Faça teklifini kabul ettiği için duyduğu sevinçten dolayı Deniz'in üstünü aramayı unutmuş olmalıydı. Bu sebeple de şu an telefonu da silahları da yanındaydı. Deniz camı kapatıp telefonun durduğu yere ilerledi. Bir mesaj gelmişti. Ekranı kaydırıp mesaja tıkladı ve mesajın Toprak'tan olduğunu görğnce rahat bir nefes aldı. Toprak iyiydi. Bu rahatlama ile mesajı okudu.
'Seni almaya geliyoruz. Nerede olduğunu söyle.'
Deniz normalde bu teklifi hiç düşünmeden kabul ederdi. Ama artık düşünmesi gereken bir çocuğu vardı. Şimdi kaçarsa Faça peşini bırakmayacaktı ve Deniz hayatını sürekli çocuğuna bir şey olacak korkusuyla yaşamak zorunda kalacaktı. Mesaja cevap vermedi ve telefonunu kapatıp yatağın kenarına sıkıştırdı. Her ihtimale hazırlıklı olmalıydı. Tekrar camın önüne geldiğinde kapı hışımla açıldı. Deniz kafasını kapıya çevirince boş bozulmamış yatağa öfkeyle bakan Faça'yı gördü. Anlaşılan Deniz'in kaçtığını sanmıştı.
"Bir sorun mu var?" dedi Deniz düz bir sesle. Faça'nın yüzündeki öfke hızla dağıldı ve yerini şaşkınlığa bıraktı. Yataktan ayırıp Deniz'e çevirdiği gözlerindeyse neşe vardı.
"Uyandın mı diye bakmaya geldim. Ama görüyorum ki, uyumamışsın bile." dedi kaşlarını çatarak.
"Uyku tutmadı." dedi Deniz umursamaz bir tavırla omuz silkerek.
"Bir sorun mu var?" dedi dikkatle Deniz'in yüzünü inceleyerek. Genç kadının sorusunu ona soruyordu. Deniz gözlerini devirdi.
"Olağan olanın dışında mı?" dedi Deniz sesinde bariz bir alayla. Faça bir anlığına duraksadı. Ardından arkasını dönüp kapıya ilerledi.
"Beni takip et." dedi kapıdan çıkarken. Deniz bir iç çekip peşinden gitti. İki katlı oldukça lüks bir evdeydiler. Merdivenlerden aşağı inip mutfağa geçtiler. Mükellef bir şekilde hazırlanmış olan kahvaltı masasına ilerlediler. Deniz masaya bakıp farkında olmadan yüzünü buruşturdu. Ama bu halini Faça fark etmiş olmalı ki,
"İstediğin bir şey var mı?" dedi dikkatle Deniz'in yüzüne akarak. Deniz kendini tutamayıp,
"Şeftali." dedi hızlıca. Faça şokla Deniz'in yüzüne baktı. Ardından bir kahkaha attı.
"Ciddisin, değil mi?" dedi sakinleştiğinde.
"Çok ciddiyim." dedi Deniz ciddi bir şekilde yüzüne bakarak.
"Tamam tamam. Hemen getirtiyorum. Çatma kaşlarını." dedi gülerek. Kapının önünde duran adama bir işaret çaktı. Adam hızla kapının arkasında kayboldu. Çok geçmeden yirmi dakika sonra masaya güzelce doğranmış şeftaliler geldi. Deniz koca tabağı beş dakikada adeta bitirmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
