13. Mavinin Hüzünlü Yaşı

10.6K 508 164
                                    


Aşkımızın altındayız, aşkımızın üstündeyiz. 

Leonard Cohen_ Dance Me To The End of Love 

⭐ 

     Mavi peşinde sürüklediği iki valiziyle bahçeden içeri girdi. Uludağ tatili iyi gelmişti ama yine de eski tadı vermemişti. Mavi her zaman oraya Deniz'le giderdi. O olmayınca her şey eksik gelmişti. Kapının önünde durdu. Anahtarını aramak için çantasını karıştıracakken babasının doğum günü için geldiğini hatırladı ve zili çaldı. Bir süre bekledi. Açan olmayınca tekrar zile uzanmıştı ki kapı açıldı. Babasının yüzünde saklamaya çalıştığı bir gülümseme gizliydi. 

"Baba?" dedi Mavi şaşkın bir sesle. Babası gülümseyip Mavi'ye sarıldı. 

"Hoş geldin, prenses! İyi ki doğdun, fındık kurdu!" dedi babası sıkıca sarılırken. Mavi de babasına sarıldı. 

"Ya baba ne prensesi ne fındık kurdu! Kocaman kız oldum ya!" dedi Mavi yanakları hafifçe kızarırken. Babası hemen elini kızlarının saçlarının arasına soktu ve karıştırdı. 

"Sen, özellikle bugün prensessin. Küçük tatlı doğum günü prensesim!" dedi kızının yanağına bir öpücük kondururken. Mavi babasının bu neşesini anlayamıyordu. Ablası hala ortalarda yokken nasıl böyle gülebiliyordu? 

"Baba hiç doğum günü havamda değilim, lütfen!" dedi bitkin bir sesle. 

"Yapma, Mavi! Herkes içeride seni bekliyor." dedi babası hafifçe kaşlarını çatarak. 

"Herkes?" dedi Mavi umutla. Babasının gülümsemesi bulutlandı. 

"Neredeyse herkes." diye düzeltti kendini. Mavi'nin omuzları yenilgiyle çöktü. Ablasına öfkeliydi yine bırakıp gittiği için. 

"Baba... İstemiyorum doğum günü falan." dedi umutsuzca iç çekerek. Babası Mavi'ye omuzlarından sarılıp kendine çekti. Arka bahçeye sürüklerken, 

"Bilerek geç geldiğini biliyorum. Ama herkes usanmadan seni bekledi. Belki biraz tehdit etmiş olabilirim arkadaşlarını. Ama genç adamlardan birini ikna etmeme gerek kalmadı. O ve arkadaşları beklemekte kararlılardı." dedi imalı bir sesle. Mavi onların kimler olduğunu biliyordu. O yüzden sorma gereği bile duymadı ve babasının kendisini sürüklemesine izin verdi. Bahçeye geçtiklerinde fark edilmeleriyle birlikte neşeli haykırışlar ve alkışlar doldurdu bahçeyi. Mavi gülümsemeye çalışarak bahçenin ortasındaki masaya yürüdü. Hep bir ağızdan doğum günü şarkıları söylendi. Pasta kesildi. Fotoğraflar çekildi. Mavi zoraki gülümsemeler dağıtıyordu. Sıra hediyelere geldiğinde hâlâ yüzünde kırık bir tebessüm vardı. Mavi sırayla hediyeleri açtı. Daha sonra babası ona bir hediye paketi daha uzattı. Baya büyük bir kutuydu. Mavi ne olduğunu anlamak için kutuyu salladı. Çıkan takırtılar ona pek de bir ipucu vermiyordu. Babasına dönüp merakla, 

"Baba sen zaten hediyeni verdin. Bu ne?" dedi eli babasının yeni taktığı kolyeye giderken. Babası omuz silkti. 

"Bilmiyorum bu benim hediyem değil. Eve geldiğimde senin yatağının üstünde duruyor ve üzerinde senin adın yazıyordu." dedi kutuyu süzerek. Mavi merakla kutuyu bağlayan kurdelenin ucunu çekti. Kurdele yavaşa yerle buluşurken Mavi merakla kutunun kapağını kaldırdı ve bir anlığına hissettiği şokla dondu kaldı. Gözleri dolarken kutunun içindekini çıkardı. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sekreterin GeçmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin