16. Dehlizlerin Soğuğu

9K 466 152
                                    


⭐ 

     Deniz için artık kendini biraz olsun rahatlatabildiği, içinin yangınını biraz olsun söndürebildiği, kafasındaki sesleri susturabildiği bir yer vardı. Ona farklı bir hayat için el uzatan Faça sayesinde bambaşka bir hayata atılmıştı. Faça, her gece onu başka bir dövüş turnuvasına çıkarıyordu. Hepsini kazanamıyordu bazen fena dayak yediği oluyordu ama Faça yine de onu bırakmıyordu. Kaybettiği gecelerde Faça sadece omuz silkiyordu. Deniz'in yenilmesini pek umursamıyor gibiydi. Deniz'in burada olmak için bir sebebi olduğunu tahmin ediyordu. Sadece bu sebebin ne olduğu hakkında bir fikri yoktu. Bunu sormayı düşünmüştü ama Deniz gider diye sebebini soramamıştı. Ama içini kemiren merak duygusu bazen onu çok zorluyordu. Fark ettirmediğini düşünse de Deniz bunu görebiliyordu. 

     Deniz tam tamına üç aydır eve uğramıyordu. Sadece bir kere ilk zamanlarda babasını aramış, iyi olduğunu ve kendisini merak etmemesini söylemişti. Babası ona nerede olduğunu sorduğunda, 'İçimdeki yangını söndürebildiğimi bir yerde.' cevabını vermişti. Babası geri dönmesi için çok dil dökmüştü ama Deniz'in rahat nefes alamadan dönmeyeceğinin o da farkındaydı. Deniz de babasının dil dökmeleri karşısında kesin bir dille dönmeyeceğini belirtmişti. Sadece babasına ara ara arayıp iyi olduğunu haber vereceğine dair söz vermişti. Babası da pes ederek buna razı olmuştu. 

     Bir gün yine bir dövüşe çıkmak için hazırlanırken Faça, Deniz'e ayrılan küçük odanın kapısını tıklattı. Deniz tedirgin bir sesle girmesini söyledi. Faça gülümseyerek içeri girdi. Deniz gelenin Faça olduğunu görünce hazırlanma işine geri döndü. Ama tedirginliği tamamen geçmemişti. Faça'nın niye burada olduğunu merak ediyordu. Faça, Deniz'in karşısındaki ikili kanepeye oturdu. Cebinden küçük çakısını çıkardı. Öne doğru eğildi. Bir gece öncesinden masanın üstüne bıraktığı tahta heykelciği aldı. Elindeki çakıyla pürüzlü yerleri düzeltmeye başladı. Deniz onun neden konuşmadığını merak ediyordu. Hissettiği meraka dayanamayarak Faça'ya doğru döndü. Faça ona bakmadan elindeki heykelcikle uğraşıyordu. Deniz, Faça'nın tepkisizliği karşısında kaşlarını çattı. Sonunda merak duygusu diline kadar ulaştı. 

"Bilmem gereken bir şey mi var?" dedi kafasını yana eğerek. Faça ne kafasını kaldırdı ne de cevap verdi. Deniz sakinleşmek için titrek bir nefes verdi. Faça'nın bu sessizliği kesin bir sorun var demekti. Gözlerini yumup içinden ona kadar saydı ve sakinleşmeyi bekledi. Ardından gözlerini araladı. Faça dikkatli bir şekilde ona bakıyordu. Deniz'in gözlerini açtığını görünce keyifli bir sırıtış yayıldı yüzüne. 

"Sinirli olman iyi. Sinirliyken çok daha iyi dövüşüyorsun." dedi Faça gülümsemesini korurken. Ama hınzır havasını saklayamamıştı. 

"Amacın beni sadece sinirlendirmek miydi yani?" dedi Deniz şüpheyle gözlerini kısarak. Tek sebep bu olamazdı. Faça'nın aklında yine bir şeyler dönüyor olmalıydı. 

"Tabii ki sadece bu değil, tatlım. Senden bu gece için bir ricam olacak." dedi nazik bir sesle. Deniz duruşunu bozmayarak Faça'nın devam etmesini bekledi.

"Bu akşamki dövüşü ne olursa olsun kazanmanı istiyorum." dedi temkinli gözlerle Deniz'i izleyerek.

"Ve bunun sebebi?" dedi Deniz devam etmesini isteyerek.

"Sadece bir güç savaşı diyelim. Dövüşeceğin adam diğer mıntıkalardan birinin adamı. İyi dövüşçüdür. Oldukça hızlı, çevik ve de sinsi biri. Dikkatli olmanı ve kazanmanı istiyorum." dedi heykelciği masaya bırakıp çakısını iç cebine koyarken.

"Nasıl dövüştüğümü artık iyice biliyorsun. Bu adam beni ne kadar zorlar?" dedi Deniz düşünceli bir sesle.

"Beni buraya seni uyarmaya getirtecek kadar..." dedi Faça iç çekerek. Deniz, Faça'nın kaçırdığı gözlerinde anlık bir endişe görür gibi oldu. 

Sekreterin GeçmişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin