Merhaba Millet. Çabuk gelen ve çokta uzzun olmayan bir hediye bölümle karşınızdayım. Evet yanlış duymadınız. Bu bölüm birine hediye.
Bugün; hayat boyu birlikte bir çok sınava girdiğim kuzenim canım, Beyz'imin doğum günü. Bu yaşımıza gelene kadar hayat sevgimizi çeşitli yollarla sınadı. Her seferinde hayata yenilip ayrı düştü yolumuz. Ama biz sonunda mutlaka bir araya geldik. Ve her bir araya gelişimiz daha sağlam şekilde gerçekleşti. Ben inanıyorum daha bir çok zorluğa göğüs gereceğiz ve her seferinde daha güçlü bir sevgiyle çıkacağız o sınavdan. Onun yeri gerçekten ayrı. Karamelin Rüyasının kurgusunda bile bir çok püf noktaya birlikte karar verdik. Ve Onun kitabımda en sevdiği karakter MERİH. Bende ona hediye olarak Merihli bir bölümle geldim size.
İyi ki doğdun birtanem. Seni sonsuza kadar seveceğim ve yanımda kalman için elimden geleni yapacağım. İyi ki varsın. İyi ki yanımdasın. Nice mutlu benli yıllara.
Hem Beyz hemde sizin keyifle okumanız dileğiyle. Gelecek bölüm görüşürüz. <üç
Bölüm Şarkısı: Sleeping At Last - Hearing
Yüzüne vuran gün ışığıyla uykudan sıyrıldı. Yeni bir güne uyanmak onun için bir anlam ifade etmiyordu. Yalnızca ölüme bir gün daha yaklaşmış olmaktı önemli olan. Annesine bir gün daha yaklaşmıştı. Komodinde duran paketten bir sigara alıp dudaklarıyla kavradı. Sigarayı ateşe verirken ruhu da bir uçtan tutuşmuştu. Aklına gelen görüntüler bedeninin kasılmasına sebebiyet vermişti. Gece gördüğü kabustan Cihan Altan'ın telefonuyla kurtulmuştu. Hemde tam Şevket Demirpençe kemerini sırtına indirmek üzereyken.
Sigaradan art arda nefesler alıp başını aheste aheste yatak başlığına yasladı. Duman dudaklarından süzülürken yutkundu. Adem elması kavisli bir şekilde hareket kazandı. Eline telefonunu alıp Ahsen'i aradı.
Çevir sesinin ardından telefon beklemeden açıldı.
"Merih." ses tonunda çiçek açan papatyalar kulağına kokusunu taşımış mutluluğunu belli etmişti. Hafif bir tebessümle konuştu.
"Caramio." karşılıklı isimlerin söyledikten sonra konuşmayı Merih devam ettirdi.
"Fırat nasıl?" Ahsen bekletmeden cevabı verdiğinde ikiside Fırat'ın onları nasıl etkilediğinin bilincindeydi.
"O biraz huysuz. Cezayı öğrendi de." hain bir sırıtış dudaklarında peyda olup göz bebeklerine tırmandı.
"Desene sınava kadar Cem ve Burak riskte." karşıdan gelen ufak kıkırtı kalbini ısıtırken dudaklarından dökülen cümleyi durdurmadı.
"Sen hep gül olur mu Can kız? Ağladığına şahit olmak istemiyorum."
*
Kısa bir görüşmenin ardından telefonu kapatıp banyoya yöneldi. Bedenini soğuk su ile uyandırırken son bir kaç haftayı düşündü. Şaka gibiydi. Gerçek babası yıllar sonra onu bulmuştu. Bundan sonra yanında olacağını, Şevket denen adamın ona dokunamayacağını söylemişti. Bu düşüncelerle savaşırken bedenini duruladı. Duştan çıkıp bedenine kahverenginin toprak tonunu almış havluyu sardı. Odaya girip giyinmeye başladı. Kot pantolonunu giydikten sonra aynada bedenine baktı. Boynunun kenarındaki kemer iziyle yüzünü buruşturdu. Sırtını aynaya dönmeye korkuyordu. Göreceği izler Cihan Altan'ı zihninde çürütecek, baba kalıbına almayacaktı. Acizliğin boğazında bıraktığı düğüm ellerinin titremesine sebep oluyordu. Sağ elini kaldırıp boğazında sonlanan ize dokunmak istedi. Eli ize her yaklaştığında içinde bir şeyler acıyordu. Eli ize dokunmak üzereyken kulağına dolan sesle aynadan kapıya baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAMELİN RÜYASI [ TAMAMLANDI ]
General FictionY.N: Karamelin Rüyası benim acemiliğimdi. Bu yüzden birçok hata var. Bunları düzenleyecek zamanım yok. Kitabı bastırmak gibi bir niyetimde olmadığından düzenlemeye gitmeyeceğim. Karamelin Rüyası tüm hataları ile burada kalacak. Ve yazma hayatımda ne...