2.0

4.2K 285 98
                                    





OY VERMEYEN BİZDEN DEĞİLDİR.

  # Tankurt Manas - Yok   

Fırat


Aşk bazen o kadar basit gelir ki hepimize, elimizi uzatsak tutacakmış gibi hissederiz. Ama ne uzanınca dokunacak kadar yakınızdır, ne de ulaşamayacak kadar uzak. Çünkü aşk aslında olmamıştır. Varsa bile kimse ne olduğunu kavrayacak kadar bilinçli değil. Benim zihnimde aşk bu kadar ulaşılabilir değildi. Sahip olduğum kız benim için ulaşılmazdı. Şuan kollarımda olması beni korkutuyordu. Sanki her an uçup gidecekmiş gibi.

Birlikte ilk izlediğimiz filmi tekrar izliyorduk. Burak'ın zevzek lafları onu sinirlendirse de şuan kollarım arasında halinden memnun görünüyordu. Başını göğsüme yaslamış televizyona odaklanmıştı. Gözlerimi saçlarından çekip filme odaklandım. Onunla aynı odadayken bu biraz zordu ama buna alışmak zorundaydım. 

Mia ve Brain'ın tutkulu aşkı, geçen sefer izlediğimde ruhuma konan yarasaların kanatlarını bağlamış yerinde durmaya zorlamıştı. Tutku bedenimden uzaklaşmıyordu. Hayatıma aldığım kadın sayesinde bundan sonra hiç gitmeyeceğe benziyordu. Aklıma gelen soruyla gözlerimi saçlarına çevirdim. "Hatun," çenesini omzuma yaslayıp gözlerini gözlerime dikti. "Efendim odunumsu," ısrarla dudaklarından dökülmeye devam eden kelimeye sessiz kaldım bu kez. "Senin yanağında ki kesik nasıl oldu," Gözlerinde ki ifade kuruyan bir yaprağı anımsattı. 

"Akay'ın ağabeyi," dudaklarından tüm çıplaklığıyla dökülen cümleyle zihnimin duvarlarını kolaçan ettim. Yok bu adamla ilgili bir detay hatırlamıyordum. "Kim bu herif," Yerinden doğrulup bağdaş kurarak bana döndü. "Efdal Yalın," gözlerine konan boşluk alev alıp nefretini kusarken dudaklarını ıslattı. "Belimde ki dövmenin mimarı o mesela," baldırımda ki yaranın mimarı da o, ona bir dövme yaptıramadım tabi daha, en kısa zamanda gideceğim," öfke bedenime sızıp duvarlarıma pençelerini sürterek sesini yükseltti. Kulakları sağır edecek kadar fazla çıkan ses bedenimden dışarı çıkmıyordu. 

"Bunu sana neden yapıyor," dişlerimi birbirine geçecek kadar kuvvetli sıkıyordum. Yerimden doğrulup masadan sigaramı aldım. Şuan sigaranın dumanını bedenime vermezsem asla gevşemeyecek-ti bedenim. Dudaklarım arasına yerleştirdiğim sarı filtre tütünün kokusunun burnuma dolmasına sebep oldu. Sehpada duran kibrite uzanıp kutuyu alıp sigaranın ucunu ateşledim. Bir kaç duman çekip gözlerimi Ahsen'e odakladım. "Katil olduğum için,"  sigarayı kül tablasına bırakıp bir hışımla ona doğru yaklaştım. Parmaklarım kollarını mengene gibi sardığında nefretin koyulaştırdığı gözleri şaşkınlıkla perdelendi. "Sen katil falan değilsin anladın mı! Bunu nasıl kabullenmiş gibi söylersin!" 

Parmaklarım arasında duran kollarını kurtarıp ayağa kalktı. "Sen yıllardır bu kelimenin tenime nasıl kazındığını biliyor musun? Hayır, bilmiyorsun. Bilmediğin için bu kelimeyi söyleyiş tarzıma kızdın. İnan bana katil olmasam da o adam bana artık katilim demeyi öğretti!" ellerini saçlarına daldırıp odanın diğer köşesine yürüdü. "Amerika da o izbe sokakta karnıma attığı her tekmede bana sen katilsin diye bağırıyordu. Geçen hafta odama girdiği gece de sen katilsin dedi. Anla artık ben katilim!" Koltuktan kalkıp ona doğru yürüdüm. Bedeninde dalgalanan sinirin tüm hücrelerini seçebiliyordu gözlerim. "Ortada bir katil var sa bu da ruhuna sebep olan o piçtir. O yavşak biliyor mu kardeşinin sana ne yaptığını!" 

"Bilmiyor! Çünkü ne zaman karşıma çıksa hayatıma sikmekle meşgul!" Israrla dilinden düşmeyen küfrüne sinirle inleyip koltuğa geri oturdum. Sehpaya bıraktığım sigarayı alıp dudaklarıma yerleştirdim. Dudaklarımdan çekmeden art arda dumanı ciğerlerime çekip burnumdan havaya üflemeye başladım. Birinci sigarayı bitirdiğimde hala sakinleşememiş-tim. Paketten ikinci sigarayı alıp ucunu ateşledim. Odanın diğer ucunda ayakta dikilmiş beni izliyordu. Koltukta geriye yaslanıp sigara için zihnimde yer açtım. Adımları odanın içerisinde yankılandığında koltukta yanıma oturdu. "Akay yüzünden fazla kayıp verdim, tek kazancımı da kaybetmek istemiyorum," 

KARAMELİN RÜYASI [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin