Ertesi gün/Ayşe Sultan'ın Dairesi
Ayşe dairesinde öfkeyle volta atarken Rümeysa'nın dün söylediklerini düşünür. Mustafa'yı dahi düşünmeden bir karar verir. Gülhan'a:
-Gülhan derhal bana bir ulak getir. Gülhan:
-Emredersiniz sultanım. Ayşe:
-Tamam lakin dikkatli ol kimse görmesin seni.
Gülhan bir ulak bulur ve getirir. Ayşe:
-Bu mektubu Hürrem Sultan'a götür lakin dikkatli ol kimse bu mektubu benim gönderdiğini bilmiycek,der ve bir altın kesesini ulağa verir. Ulak:
-Merak etmeyin sultanım,der ve mektubu Hürrem'e ulaştırmak üzere yola çıkar.
Hürrem Sultan'ın Dairesi/İstanbul
Ulak sonunda payitahta ulaşır. Hürrem Sultan dairesindedir. Kapı çalar ve Sümbül ağa içeriye girer:
-Sultanım bir ağa geldi sizinle konuşması icap eden mühim bir husus varmış. Hürrem:
-Alın içeri,der ve ulak içeri girer. Ulak:
-Sultanım Amasya'dan geliyorum. Bir hatun bu mektubu size gönderdi,der mektubu Hürrem'e verir ve gider.
Hürrem mektubu okumaya başlar ve okudukça gülümser. Mektupta:
-Güzeller güzeli Hürrem Sultanımıza,
Bana vermiş olduğunuz vazifeyi hakkıyla yerine getirmek için elimden geleni yapmaktayım sultanım. Amasya'da işinize yarayacak bir hadise vuku bulmuştur. Şehzade Mustafa haremdeki hatunlardan birine nikah kıymıştır ilaveten Hatunla bir şehzadeleri vardır. Siz yüce sultanımıza bunu bildirir hizmetlerime devam edeceğimi arz ederim,diye yazıyordur. Hürrem Rüstem'e haber gönderir ve bunu Süleyman'ın öğrenmesini sağlar.
Sultan Süleyman bunu öğrendiği vakit başından aşağıya kaynar sular dökülür. Tam araları düzelmişken Süleyman oğluna duyduğu bütün sevgiyi ve güveni kaybeder. Bunun sonucunda Amasya'daki oğluna bir mektup yazar ve mektupta:
-Bir babanın kalbinden evladının kalbine bir ırmak akar. Sen o suyu bulandırdın,kuruttun. Lakin unutma hiçbir sır ebediyen saklı kalmaz. Unutma cehennem dediğinin dalı,ateşi yoktur. Herkes kendi ateşini yanında götürür. Bundan böyle bil ki ne ne ben itimat edebilirim sana ne de sen bana söz verebilirsin. Payitaht gelmeye kalkma. Zira o vazifeyi hak etmediğini aşikar eyledim ve vazifeyi kardeşin Selim'e verdim. Zevcen ve evladınla Amasya'da Allah saadetini daim etsin,yazıyordur. Mustafa bu mektubu okuyunca üzülür ancak olan olmuştur ve yoluna devam etmesi gerekmektedir.
Mahidevran Sultan'ın Dairesi/Amasya
Mahidevran:
-Allah sizi her daim mutlu etsin. Rümeysa:
-Amin validem.
O sırada kapı çalar ve Fidan hatun içeriye girer:
-Sultanım felaket. Mahidevran:
-Ne oldu Fidan? Fidan hatun:
-Sultanım hünkarımız şehzademiz ve sultanımızın nikahını işitmiş. Mahidevran:
-Olamaz.
Rümeysa oturduğu yerden kalkar ve dışarıya fırlar. Koşarak Mustafa'nın yanına gider. Bunu gören Ayşe Rümeysa'yı gizlice izler ve gülümseyerek:
-Herşey daha yeni başlıyor Rümeysa lakin böyle olmadı neden daha ilk başta yıkılgirdiğinde
Rümeysa Mustafa'nın yanına gider içeri girdiğinde:
-İyi misin? Mustafa:
-Bilmiyorum.
Rümeysa Mustafa'nın elini tutar ve ona:
-Neden bu kadar umutsuzsun? Mustafa:
-Sadece üzgünlük benim ki olacakları başından beri biliyordum.
Rümeysa:
-Umut hiç bitmeyen bahar mevsimidir. Evet içinde kar da yağar,fırtına da kopar lakin çiçekler hep açmaya devam eder. Mustafa:
-Sen beni ne olursa olsun hep mutlu etmenin bir yolunu buluyorsun. Bu yüzden sana her an daha çok âşık oluyorum,der ve……………………..……………………
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sonu: Mustafa & Rümeysa
Fiction HistoriqueRümeysa Sultan; Ben Rümeysa. Şehzade Mustafa'nın nikahlı eşi Rümeysa. Evlatlarının annesi,Mahidevran Sultan'ın gelini Rümeysa. Ben çocukken bütün acılarımı, dertlerimi yağmura anlatırdım. Yağmur içimdeki ateşi söndürürdü. Bir gün tam her şeyden vazg...