Ramazan

352 21 0
                                    

Ramazan gelmişti onca olayın arasında.
Ramazandan önceki gün
Rümeysa Nergisşah ve Mehmet ile konuşuyordu. Mehmet:
-Anne niye herkes aç kalıyor? Yazık değil mi? Rümeysa:
-Aslan şehzadem benim biz orucu aç kalan susuz kalan insanların halinden anlamak için oruç tutuyoruz. Nergisşah:
-Ben de oruç tutmak istiyorum. Rümeysa:
-Tamam birtanem lakin sadece birkaç gün. Mehmet:
-Bende bende istiyorum. Rümeysa:
-Sen daha çok küçüksün daha üç yaşındasın. Olmaz. Mehmet:
-Ben de tutacam. Ne olur... Rümeysa:
-İyi tamam lakin sadece yarım gün. Mehmet tamam anlamında başını salladı.
Bir süre sonra Ferhunde Kalfa içeriye girer:
-Sultanım. Rümeysa:
-Senin ne işin var burada? Ferhunde:
-Bağışlayın sultanım lakin sizinle konuşmam gereken mühim bir mevzu var. Rümeysa:
-Gel benimle,der ve bir kenara giderler. Ferhunde:
-Sultanım. Rümeysa:
-Söylesene ne oldu? Ferhunde:
-Hürrem Sultan bana size zarar vermem için emir verdi. Rümeysa:
-Bundan böyle banim emrinde olucaksın Ferhunde.. Ferhunde:
-Emredersiniz sultanım…
İlk Ramazan Günü
Rümeysa bahçede dolaşıyordu. Güller,laleler,nergisler,menekşeler etrafa güzel kokular yayıyordu. Rümeysa uzakta beliren kadına baktı. Kadın yavaş yavaş yaklaşıyordu yürüyüşü bile insanın kalbine korku salmaya yetiyordu. Hatun Ferhunde'ye:
-Benim Mahidevran Sultanımızı görmem icap eder,dedi. Rümeysa hatunun yanına gitti:
-Hayrola neden görmek istersin sultanımızı? Hatun:
-Size söyleyemem. Rümeysa:
-Peki gel bemimle,der ve birlikte Mahidevran Sultan'ın yanına giderler.
Mahidevran bu esrarengiz hatunu görünce korkuyla ayağa kalkar ve kalfalara dönerek:
-Çıkın dışarı. Beni Rümeysa ve bu hatunla yalnız bırakın.
Kalfalar dışarı çıkar. Rümeysa:
-Hayrola sultanım. Mahidevran:
-İnşallah hayırdır Rümeysa. Hatun bir falcı. Hatun:
-Sizin için karanlık günler geliyor sultanım bir dinginliğin sakin bir rüzgarın ardından bir fırtına çıkacak,kasırga kopacak. Dikkatli olun. Rümeysa:
-Haddini bil hatun. Seni Hürrem Sultan gönderdi değil mi? Hatun:
-Siz neye isterseniz ona inanın sultanım lakin hakikat bu. Mahidevran:
-Başka ne görüyorsun? Anlat. Hatun:
-Kanlı bir taht görüyorum. Ona oturan herkesin hayatını mahveden etrafındakilere karşı olan itimadını yerle yeksan eden masumiyeti çalan bir taht. Aslı haksızlık ve vicdan azabı dolu görünüşü huzur ve saadet dolu bir taht. Rümeysa:
-Bu kadarı kafi. Çık dışarı!!! Mahidevran:
-Çık…
Hatun dışarıya çıkar. Rümeysa:
-Sultanım bu hatunu belli ki Hürrem Sultan göndermiş şimdi yapılacak tek birşey var sultanım o da Hürrem Sultan'ı ortadan kaldırmak. Mahidevbunu
-Ben bu sebepten dolayı bir hatun gönderdim Rümeysa. O hatun yakında haber gönderir bize.
Rümeysa Mahidevran'ın dairesinden çıkar ve Şehzade Orhan'ın yanına gider ve henüz 6 aylık olan oğlunu kucağına alır ve ona:
-Orhan'ım. Aslan şehzadem benim.
İlk İftar
Ezan okunmuştu. Herkes orucunu açmıştı. Rümeysa ve Mustafa gizlice arada sırada birbirlerine bakıyorlardı. Büyük bir aşktı onlarınki...
Dairede Mustafa ve Rümeysa dışında kimse kalmamıştı. Rümeysa kaçmak ister gibi:
-Ben ben bir Nergisşah'a bakıyım. Mustafa kolundan tutar ve:
-Uyumuştur Nergisşah. Rümeysa bugün birşey işittim doğru mu? Rümeysa:
-Ne duydum Mustafa,der endişesini belli etmemeye çalışarak. Mustafa:
-Sen söyle bunu. Rümeysa:
-Bugün gelen o tuhaf hatundan mı bahsediyorsun? Mustafa:
-Evet ondan bahsediyorum o hatunun benim sarayımda ne işi vardı? Rümeysa:
-Mahidevran Sultan çağırtmış hatunu (gözlerini kaçırarak) hatun hekimmiş. Mustafa:
-Sen benim evlatlarımın annesisin benim nikahlı karımsın. Bir şehzadeye yalan söylemenin bedelini biliyordun değil mi? Rümeysa:
-Beni bir kez cennetinize alın sonra cehennemde yanmaya razıyım demiştim sana Mustafa. Şimdi o Hatunla ilgili bildiklerimi anlatıcam sana lakin bildiğini hiç kimse bilmeyecek söz ver bana. Mustafa:
-Söz,der ve Rümeysa olanları anlatır……………………………..……………

Aşkın Sonu: Mustafa & RümeysaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin