Şehzade hünkarın neden onu çağırdığının farkındadır. Venedik elçisiyle görüşmesinden dolayı hünkar ona kızgındır bunun da farkındadır ama bir paşaya emir verip buraya göndermesini anlayamaz.
O günün akşamı
Rümeysa olanları duyar ve Mustafa'nın dairesine gider. Aralarında şu konuşma geçer;
-Hürrem Sultan ve yanındakiler görünen o ki hünkarımızı bana karşı doldurmuşlar. Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Herşey bitti Rümeysa. Rümeysa;
-Zamanı geriye alamayız şehzadem lakin yarını değiştirmek sizin elinizde ümitsizliğe kapılmayın. Mustafa;
-Nasıl kapılmam Rümeysa olanları sende duymuşsundur. Rümeysa;
-Şehzadem bu yol uzun ve aşılması güç bir yoldur. Bu yolda elbet ayağınıza taşlar değer,dikenler batar lakin mühim olan yarındaki umut ışığını görmektir. Mustafa;
-Öyle bir ışık yok artık. Rümeysa;
-Olmayabilir lakin siz pes etmezseniz o ışığı yaratmak için yoktan var etmek için bir fırsatınız olur. Mustafa;
-Yanında senin gibi biri varken kim pesedebilir ki?
O geceyi birlikte geçirirler. Ertesi gün Mustafa ve Mahidevran payitahta giderler.
1541 İstanbul/Topkapı Sarayı
Hünkarın dairesi
Sultan Süleyman öfke dolu bir şekilde dairede volta atıyordur. Aklından geçenleri yüreğinin reddettiği bir halde...
O sırada sessizliği bir ağa bozar;
-Desduuuuuuuurrrrrr!!!Şehzade Mustafa Hazretleri!!!
Süleyman sedire oturur. Şehzade Mustafa içeriye girer.
10 dk sonra...
Şehzade Mustafa hünkarın dairesinden çıkar. Halaları; Şah Sultan, Hatice Sultan ve annesi Mahidevran Sultan gelir yanına:
-Ne oldu Mustafa? Mustafa annesine bakarak:
Manisa'daki eşyalarınızı getirtin validen. Zira bir süre payitahtta kalacağız daha sonra buradan Amasya'ya gidicez.
Şehzade Mustafa gider. Söyledikleri karşısında herkes şaşkına döner. Bilhassa annesi Mahidevran Sultan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sonu: Mustafa & Rümeysa
Fiction HistoriqueRümeysa Sultan; Ben Rümeysa. Şehzade Mustafa'nın nikahlı eşi Rümeysa. Evlatlarının annesi,Mahidevran Sultan'ın gelini Rümeysa. Ben çocukken bütün acılarımı, dertlerimi yağmura anlatırdım. Yağmur içimdeki ateşi söndürürdü. Bir gün tam her şeyden vazg...