Sultan Süleyman'ın Karşısında

614 23 0
                                    

Artık varmışlardır İstanbul'a. Rümeysa git gide daha da korkmaktadır. Sultan Süleyman'ın öfkeleneceğini düşünmektedir. Rümeysa bu düşünceler arasındayken saraya varırlar. Mahidevran ve Rümeysa Fatma Sultan'ın yanına Mustafa ise babası Sultan Süleyman'ın yanına gider.
Fatma Sultan'ın Sarayı/İstanbul
Fatma Sultan:
-Hoşgeldiniz, Mahidevran gülümseyerek:
-Hoşbulduk sultanım. Fatma Sultan Rümeysa'ya bakarak:
-Bu hatun kim? Mahidevran:
-Mustafa'nın zevcesi.
Fatma Sultan'ın bakışları bir anda değişir. Anlaşılan o ki o da Sultan Süleyman ve Şehzade Mustafa arasında yaşananların suçlusu olarak Rümeysa'yı görmektedir.
Akşam olur. Mustafa ve Rümeysa yalnızdırlar. Ancak Rümeysa üzgündür. Mustafa:
-Ne oldu sana? O güzel yüzüne gölge düşüren ne? Rümeysa:
-Bunca hadisenin arasında seni derdimle üzmek istemiyorum. Mustafa elini Rümeysa'nın yanağına götürerek:
-Sen benim karımsın. Sen benim ay ışığımsın. Senin derdin benim derdimdir güzel gözlüm. Seni böyle kahreden ne? Rümeysa:
-Bugün sultanımızla birlikte halan Fatma Sultan'ın yanına gittik. Lakin... Mustafa:
-Rümeysa. Rümeysa:
-Lakin halan yaşananlardan beni mesul tutuyor. Mustafa:
-Seni tanıdığı vakit bu düşünceleri değişecektir daha fazla üzme kendini. Rümeysa ve Mustafa………………
Ertesi gün
Rümeysa sarayın koridorlarında yürüyordur. Tam o esnada bir ağa:
-Desduuuuuuuuurrr! Sultan Süleyman Han Hazretleri!!!
Rümeysa ne diyeceğini ne yapacağını bilemez. Sadece eğilir. Sultan Süleyman gelir. Rümeysa artık içindekin korkuyu bir kenara bırakmaya karar verir ve hünkara kim olduğunu söylemeye karar verir ve hünkara:
-Hünkarım. Süleyman Rümeysa'ya bakar:
-Hayrola hatun kimsin sen?
Artık bu işin geri dönüşü yoktur. Rümeysa:
-Ben Şehzade Mustafa'nın karısıyım,diye bir solukta söyleyiverir.
Süleyman hiç beklemediği bir anda tanışmıştı geliniyle. Süleyman:
-Senin ne işin var burda hatun? Rümeysa ne diyeceğini bilemez ancak:
-Sizinle konuşmak istiyorum,lütfen. Süleyman:
-Gel benimle,der ve bir daireye giderler. Süleyman:
-Ne istiyorsun? Rümeysa:
-Yaşananların doğru olmadığını biliyorum lakin bu pişman olmaya kâfi değil. Ben Şehzade Mustafa'yı seviyorum onun için yapmayacağım yapmaktan tereddüt edeceğim hiçbir şey yok. Süleyman:
-Bu olmuş bitmiş bir hadisedir. Lakin bütün bunları bilmek istemiyorum. Çık dışarı. Rümeysa:
-Lakin ben… Süleyman:
-Çık dışarı hatun!!!
Rümeysa çaresizce dışarı çıkar.
2 saat sonra
Mustafa ve Rümeysa başbaşadırlar. Rümeysa olanları anlatır. Mustafa:
-Neden yaptın bunu? Rümeysa:
-Babanın gözünde aranıza giren biri olmak istemiyorum. Benim hakkımda böyle düşünmesini istemiyorum. O esnada bir ağa gelir:
-Şehzadem hünkarımız rahatsızlandılar.
Mustafa ve Rümeysa şaşkın bir halde birbirlerine bakarlar. Daha sonra hızlı bir şekilde hünkarın yanına giderler. Herkes ağlıyordur;Hürrem, Mahidevran,Mihrimah,Fatma Sultan hepsi...
Rümeysa tam olarak ne olduğunu öğrenmek için hekimin yanına gider. Hekim ona:
-Hünkarımız bir süredir ayaklarından rahatsızlar sultanım.
Rümeysa mazisindeki bir hayale kapılır. Annesinin ona söylediği bir ilacı hatırlar. Onu yapar ve hekime bunu hünkarın ayağına sürmesini söyler. Hekim bunu sürünce hünkar iyileşir.
Ancak hekim Sultan Süleyman'a bu ilacı Rümeysa'nın hazırladığını söyler. Süleyman onun sandığı gibi biri olmadığının farkına varınca ona:
-Benim aşka hürmetim vardır. Zira aşktan daha güçlü bir duygu yoktur bu cihanda. Bundan böyle sen de benim bir kızımsın.
Rümeysa'nın yüzünde kocaman bir gülümseme oluşur. Artık bu hadise de sona ermiştir. Asıl savaş başlamak üzeredir. Rümeysa bir yanda Ayşe öte yanda Hürrem ile savaşacaktı……………………

Aşkın Sonu: Mustafa & RümeysaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin