2 gün sonra
Mustafa ve Rümeysa bütün günü birlikte geçirmişlerdir.
Şehzade Mustafa'nın Dairesi
Rümeysa ve Mustafa birlikte yemek yiyorlardır. Kapı çalar. İçeriye Leyla Kalfa girer telaşla;
-Şehzadem sultanım şehzadelerimiz Mehmet ve Orhan kavga ediyorlar. Rümeysa ve Mustafa'nın yüzündeki gülümseme yerini endişeli bakışlara bırakır telaşla şehzadelerin yanına giderler.
Şehzadeler kavga ediyor Ferhunde Kalfa ise onları ayırmaya çalışıyordu. Şehzadeler Mustafa ve Rümeysa'yı görünce kavga etmeyi bıraktılar. Mustafa:
-Ne oluyor burada? Niye kavga ediyorsunuz siz? Rümeysa her ikisine de sert bir bakış atar. Şehzade Mehmet:
-Önce Orhan vurdu. Şehzade Orhan tam cevap verecekken Taşlıcalı Yahya gelir ve:
-Şehzadem mühim bir mevzu var. Mustafa:
-Gidelim Taşlıcalı gidelim,der şehzadelere sert bir bakış attıktan sonra gider.
Mustafa gidince Rümeysa şehzadeleri oturtur. Rümeysa:
-Neden kavga ettiniz demiycem zira sebebini biliyorum. Leyla ve Ferhunde Kalfa'ya döner:
-Şehzademiz bir daha böyle bir şeyi işitmeyecek. Anlaşıldı mı?
Leyla Kalfa:
-Bağışlayın sultanım. Rümeysa gülümseyerek:
-Çekilebilirsiniz. Daha sonra şehzadelere döner ve:
-Bir daha kavga etmek yok siz kardeşsiniz. Tamam mı? Şehzade Orhan:
-Peki Bayezid amcam ve Selim amcam niye sürekli kavga ediyorlar? Rümeysa şaşkındı duydukları karşısında. Rümeysa:
-Onlar kavga etmiyorlar şehzadem sadece birbirleriyle konuşmuyorlar. Ama bu da çok kötü bir şey. Siz hep birbirinize destek olun hep birbirinizin yanında olun. Tıpkı babanız,Bayezid amcanız ve Cihangir amcanız gibi. Anlaştık mı dedi gülümseyerek. Şehzadeler aynı anda:
-Anlaştık dediler. Birbirlerine sarılıp birbirlerinden özür dilediler. Rümeysa ise gülümseyerek onları izliyordu. Ama içine bir korku düşmüştü içinden dua etti:
-Allah'ım sen evlatlarımı birbirine düşürme. Hep böyle gülümseyerek baksınlar birbirlerine. Hiç bir zaman kardeş olduklarını unutup birbirlerine düşman olmasınlar. Allah'ım onların gülen yüzlerini hiçbir vakit soldurma....
Raziye Sultan'ın Dairesi/Topkapı Sarayı/İstanbul
Raziye çok yorgundu. Bugün halası Fatma Sultan'la birlikte çarşıyı gezmiş ve bir çok yeri dolaşmışlardı. Yatağa doğru yürüdü. Yatağın üzerinde bir kutu gördü. Kutuyu açtı ve içindeki mektubu okudu. Mektubu okudukça yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.......
Şehzade Mustafa'nın Dairesi/Konya
Şehzade Selim gönderdiği mektuptan sonra Konya'ya bir de casus yollamıştı. Şimdi ise o casusun kim olduğu merak konusuydu. Şehzade Mustafa:
-Onun kim olduğunu bulacaksın Taşlıcalı? Taşlıcalı:
-Merak etmeyin şehzadem. Şehzade Mustafa:
-Çekilebilirsin Taşlıcalı.
Taşlıcalı Yahya gider.
2 saat sonra
Rümeysa ve Mahidevran da duymuştur sarayda bir casus olduğunu. Rümeysa:
-Bu işin arkasında Şehzade Selim yok validem. Aksine validesi Hürrem Sultan var. Mahidevran:
-Haklısın bu Selim'in işi değil. Rümeysa:
-Peki kim bu casus?
Rümeysa ve Mahidevran bütün bunları konuşurken bir hatun sarayın duvarlarından bir taşı çıkartıp arkasındaki mektubu alır.
Mektupta yakalanabileceği için çok kısa ve neden bahsedildiğini bilmeyenlerin anlamayacağı iki kelime yazıyordu:
-Gereğini yap......
O sırada arkadan bir ses geldi:
-Leyla Kalfa.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Sonu: Mustafa & Rümeysa
Historical FictionRümeysa Sultan; Ben Rümeysa. Şehzade Mustafa'nın nikahlı eşi Rümeysa. Evlatlarının annesi,Mahidevran Sultan'ın gelini Rümeysa. Ben çocukken bütün acılarımı, dertlerimi yağmura anlatırdım. Yağmur içimdeki ateşi söndürürdü. Bir gün tam her şeyden vazg...