Bölüm 28: -

418 36 6
                                    

Siyahlar ordunun arkasına, ok menzilinin oldukça dışına indi. Sancester ve Rainen kapıya yardım etmeyi teklif etse de, Arch reddetti. Onun aklında çok daha kesin çözümler vardı. "Muhafızlar içeride kalırsa kaybederiz," diye hatırlattı Crangor ve sordu. "Direniş ne zaman bir şeyler yapacak?" Archanger surların önündeki katliamı izlemeye devam etti. Kadimler'in duvarı okları önlüyor, piyadeler ise bastırıyordu. "Onlarla çok daha güzel planlarım var," dedi genç kral. Kintaro zihninde belirdi. "Birazdan burada olacaklar." Archanger göğe baksa da göremedi ama dostuna güveniyordu. Her zamanki kusursuz maskesini taktı ve kesin emri verdi. "Çekiliyoruz." Tüm ekip şaşkındı. Kapıyı neredeyse almak üzereydiler ve şu an çekilmeleri demek, belki de bir daha giremeyecekleri anlamına geliyordu. Hepsi birden itiraz etmek için ağzını açsa da artık çok geçti. Kintaro çoktan mavi alevlerini göğe salmıştı.

Askerler ne yapacağını anlamasa da, Kadimler hiç tereddüt etmeden dizginleri vurdu ve meydandan çekildi. Kadimler'in koruyucu duvarı olmadan savaşamayacağını bilen askerler de Kadimler'i takip etti ve tüm kuşatma sanki hiçbir şey olmamış gibi dağıldı. En baştaki ordunun belki de yarısı ancak duruyordu. Clau kızgın bir halde, "Ne yapıyorsun," diye sordu. Cevap vermek yerine bekledi Arch. Bu arada Port ve Tolp da aynı stemi sürdürdü. Genç kral, "Kaç Muhafız kaybettik," diye sordu. Port cevap verdi. "Altı." Gözlerini Muhafızlar'ın üzerinde gezdirdi Arch. "Geri kalanlar savaşabilir mi?" Port stemini sürdürdü. "Bir hiç için ölen altı Muhafız'dan sonra hala senin için savaşmalarını mı bekliyorsun?" Archanger en başından beri gözlerini surlara dikmişti ve kimseyle göz temasıyla kurmuyordu. "Evet savaşmalarını bekliyorum Port ve savaşmayı reddeden olursa kellesini bizzat alırım." Archanger bunu söylerken o kadar ruhsuz ve emindi ki, ciddi olduğu belliydi ancak Port geri kalamazdı. Kılıcını çekti ve kralı tehdit etti. "Muhafızlar senin için daha fazla kan dökmeyecek!" Arch Port ile göz göze geldi ve gülümsedi. "Benim için değil, Kadimler'i korumaları için savaşmalarını bekliyorum. Arkana bak."

Port dönüp baktığında yüzlerce süvarinin şehirden ayrıldığını gördü. Havada sayamayacakları kadar çok ejderha vardı. Öyle ki, kanatları gökyüzünü kaplıyordu. Port emirler savururken, Tolp Arch'a sordu. "Bunu istediğine emin misin?" Archanger başını salladı. "Hayır ama başka şansım yok." Lord Sendrox'a seslendi. "Halledebilir misin?" Lord Sendrox yutkundu. "Sen ciddi misin? Atlılar ve piyadelerle ne yapabilirim ki?" Archanger Galapagos'a döndü. İhtiyar sevecen bir edayla gülümsedi. "Burayı bize bırak. Onları hayatta tutarız ama yardım bekleme." Dört kadim birden atından atladı ve süvarilerin gelmesini bekledi.

Crangor, "Kuralsız uçuyorlar," dedi süvarilere bakarak. Archanger doğruladı. "Tek emir almış gibiler." Rainen fısıldadı. "Hepimizi öldürmek..."

Süvariler üzerlerine gelirken Port ve diğerleri yükselmek için Arch'ın komutunu bekliyordu. Archanger dikleşti ve Kintaro sert adımlarla Muhafızlar'ın önünde yürümeye başladı. Genç kral nihayet yapması gereken konuşmayı yapıyordu. Kudretli maskesi ve asil kanı, tüm liderlik hünerlerini sergilemek istiyor gibiydi.

Sesini tüm meydana duyurdu.
"Zamanında, tüm Scholya birleşikken, Kadimler'in öğretileri değerliydi. Onların sayesinde hayatta kaldık, bu öğretiler sayesinde bu noktaya geldik. Kadimler'in giydirdiği taçlarla yönetildik. (Yazar notu: İkinci Kısım'ın eski halinde Galapagos ile diğer kıtaya giderken bunları anlatmıştım, hatırlayanlar vardır. Diğer kitaplarda tekrar bu konuya değinirim.) Kadim Savaş'da bile Kadimler sayesinde hayatta kaldık. (Yazarın ikinci notu: Kadim Savaş'a dair şu ana kadar bir şey okumadınız, bunu ayrı bir kitapta yazıp anlatacağım, şimdilik çok takılmayın. Urhundiel'in Nevira ile birleşimini anlatacağım, Arch veya herhangi bir Thurpagon ile alakası yok.) Şimdi de kalkıp tüm bunlara karşı çıkanlarla bir arada yaşamamızı bekliyorlar. Durum ne olursa olsun, Kadimler 'in iradesine karşı geliyorlar. Kadimler'i, tapınakları ve itibarlarını korumakla görevli sizler, buna göz mü yumacaksınız? Kadimler'i hayatta tutmak istiyorsanız, hayatta kalacaksınız! İtibarlarını koruyup öğretilerinin hala çok değerli olduğunu göstermek istiyorsanız, hayatta kalacaksınız!

Dönüp ardına baktı. hala birkaç kelâm edecek vakti vardı. "Sizden benim için savaşmanızı istemiyorum. Sizden, bir daha savaşmanız gerekmemesi için savaşmanızı istiyorum. Bir grup Muhafız'ın yüzlerce süvariyi mağlup ettiği bir tarih yazmanızı istiyorum. Yüzyıllarca şanlı Muhafızlar'ın zaferiyle büyüyecek çocuklar istiyorum. Bu hikayenin mümkün olduğunca çok yerde anlatılmasını ve bu yüzden hayatta kalmanızı istiyorum. Onlara ne için savaştığımızı anlatın. Hiçbir çocuğun bu savaşı duymadan büyümesine, Muhafızlar'ın aslında kim olduğunu öğrenememesine izin vermeyin. Şimdi yükselin ve kimin öğretilerinin daha iyi olduğunu onlara gösterin!"

Tüm Muhafızlar kılıçlarını çekti ve ejderhaları sırayla yükselirken göğü alevlerle kapladı. Yerde sadece beş siyah kalmıştı. Crangor gülümsedi. "Bir kral nerede tribünlere oynaması gerektiğini iyi bilir." Archanger Rainen ve sancester'e baktı. "Bu sözlerin sizi gaza getirmediğini biliyorum ama burada yenilirsek taverna açamayacağınızı da biliyorum." İkisi birden birbirine bakıp hızla yükseldi ve Muhafızlar'ın arasına karıştı. Archanger gülümseyerek Crangor'a döndü. "Seni gaza getirmenin bir yolu var mı?" Crangor başıyla selamladı. "Krallığının müstakbel danışmanı ve dostun olarak bu savaşı onaylamıyorum ama krallığın yok olurken bile yanında olacağım." Dreth yükseldi. Walcomir ve Arch yalnız kaldı. Arch tam söze girmek üzereyken Walcomir konuştu. "Benim görevim seni korumak Arch, nereye gidersen peşinden gelirim." Kalkanını açtı ve başıyla selamladı. Genç kral kendinden emin bir sesle ejderhasına emri verdi. "Yüksel."

Archanger Destanı: İkinci Kısım (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin