Bölüm 7: Belat'a Doğru

1.4K 88 3
                                    

Bölüm 7: Belat'a Doğru

Çadırdan çıktı ve Raffe yanına gelene kadar kıyıya doğru yürüdü. Raffe ona seslendiğinde, dalgalarının serinliğini adeta hissedebiliyordu. “Arch…”

Archanger döndü ve Raffe daha yanına ulaşamadan, konuşmaya başladı. “Hazırlanmamız için birkaç şeye ihtiyacımız var ve bunları bir an önce toparlamamız lazım. Seyl ve ben, Posor limanlarına gidip birkaç gemi yürütmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda da burada,” eliyle gizli mağarayı gösterdi. “biraz düzeltme ile hasarlı gemileri tekrar kullanabileceğimize inanıyoruz.”

Archanger, lafın nereye gittiğini merak ediyordu ve hiç kesmeden dinledi. “Rainen ve Sancester, Wernest’in kuzeyindeki köylerden gemiler için mürettebat arayacak. Walcomir ve Crangor, burada kampta kalıp genel işlerle ilgilenecek ve Kintaro’yu da başkasına emanet etmek istemedik. Galin’i bilen zaten yok, o konuyu hiç açma. Ve sen…” İşte, Arch’ın beklediği kısım buydu. “Galapagos ve Port Belat’a dönüp Kadimler’i toplarken, Wernest’de olacaksın.”

Archanger gözleri devirdi ve “Öylece duracağıma inanıyor musun?” diye sordu. Raffe güldü. “Tam da düşündüğüm gibi… Gidip Galapagos’u ikna et ve yola çıkalım bir an önce.” Archanger, gerilmiş dudaklarıyla çadıra döndü.

Daha adımını atmadan, Galapagos onu gülümseyerek karşıladı. “Arch, geldiğin iyi oldu. Biz de tam…” Archanger hemen araya girdi. “Ben de Posor’a gidiyorum.” Rainen kahkaha atarak masaya vurdu. “Söylemiştim.”

Crangor, “Arch, görünmemen lazım. Şu an senin için en güvenli yer Wernest olur,” diye itiraz etti ama Arch’ı bastırmaya yetmedi. “Ben ‘gidiyorum’ dedim. İtirazı olan var mı?” Galapagos gülümsedi. “Ben de biraz kafanı dağıtmandan yanayım evladım ancak Kadimler toplandığında Belat'da olman gerekiyor." Archanger itiraz etmek istese de, Kadimler'in toplantısında olması gerektiğini biliyordu. Başıyla selamlayıp, çadırdan çıktı.

-

Gece karanlığında herkes uyuyor, nöbetçiler kampın dışında, ellerinde meşaleleriyle geziyordu. Seyl, Archanger'in yanına gitti. Üzeride, kalın bir pardösü vardı ve kollarını kavuşturmuştu. "Üşüyor musun," diye sordu Archanger. Seyl kollarını daha da sıkarak, lacivert pardösüsüne iyice sarıldı. Archanger, Seyl'i yanlamasına belinden sardı ve kendine çekti. Kendi pelerini gece ayazında dalgalanırken, "Gidiyor muyuz," diye sordu. Seyl, "Gemiler hazır. Size tapınağa kadar eşlik edeceğiz," dedi ve gece karanlığında görebildiği en uzak noktaya odaklandı. Archanger da uzaklarda bir nokta bulup, onu izledi:

- Kaç gemin battı?
      - Dört savaş gemim ve bir de yük gemim, gözlerimin önünde yanıp battı. 
     - Kaç gemin kaldı?
     - Şu an mağarada demirleyen beş tam donanımlı gemim var. Depoları dolduruldu, yelkenleri dikildi.
     - Hepsi Belat'a mı gelecek? 
     - Seni korumamız gerekiyor, değil mi?
     - Hazırsak gidelim.

Seyl kolundan çıktı ve kasabaya doğru ilerlerken, "Yolu biliyorsun," diye seslendi. Archanger eğildi ve Kintaro'nun boynunu okşadı. Fısıldayarak; "Az kaldı: Bir an önce kendine gel..." dedi.

Archanger, denizin kenarındaki yıkıntı kasabaya gitti. Yanmış binaların arasından geçti ve molozların açtığı yolu izledi. Toprağa açılan kapı, son derece sağlam görünüyordu. Archanger kulpu kavradı ve araladı. İçeri girerek, kapıyı içerden kapattı ve gizli taş koridorda yürüdü. Merdivenlere gelince, aceleyle tırmandı ve cephaneliğe çıktı. Raflardan kemerli bir çift kama alıp, kemerini beline taktı. Hoşuna giden bir kılıcı raftan aldı ve dengesini kontrol etti. Yanına almak için kınına uzandı ama kını olmadığını fark edince, kılıcı aldığı yere geri bıraktı. Cephaneliğin çıkışındaki gizli kapıya gitti ve aralık olduğunu fark edip, rahatça mağaraya girdi.

Archanger Destanı: İkinci Kısım (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin