Archanger Destanı: İkinci Kısım (Kitap Oluyor)

Bölüm 6: Kadimler

Bölüm 6: Kadimler

Walcomir ayağa kalktı. "Biraz battaniye ister misin?" Kintaro'ya iyice sokuldu ve gözlerini tekrar kapattı. "Isıtan o olmayacaksa, üşümeyi tercih ederim." Walcomir yanından ayrıldı ve Archanger saatlerce uyudu. Tekrar gözünü açtığında, güneş tepeye varmak üzereydi. Kintaro'nun hala nefes aldığını görünce, ayağa kalktı ve dağladığı kanadına gün ışığında baktı. Boydan boya bandaja sarılı kanadı, karnına çekiliydi. Kanadının üzerinde ürkekçe gezdirdiği elini çekti ve kampın derinliklerine daldı.

Çadırların arasında ilerlerken, bir ara Raffe'yi gördü. Yanındaki iki Muhafız ile hararetli bir konuşmanın içindeydi. Archanger, yanlarına gitti ve son derece nazik bir ses eşliğinde; "katılabilir miyim," diye sordu. Muhafızlar hemen birer adım açıldı ve başlarıyla selamladı. Raffe, "gelmen iyi oldu." Diye konuya girdi ve devam etti: "Kadim Uthar, yanında otuz kişilik bir filo ile yola çıkmak için hazırlıklara başlamış. Tahminen üç gün içinde burada olacaktır." Archanger ciddiyetle sordu: "onları ağırlamak için yeterli yiyecek ve yerimiz var mı?" Raffe başını salladı. "kesinlikle yok ve bu yüzden ava çıkacak bir grup kurmaya çalışıyoruz. Bernhell ormanından birkaç geyik getirmelerini istedik. Muhafızlar birazdan yola çıkacaklar. Onlara eşlik etmek ister misin?" Archanger, biraz kafasını dağıtmanın iyi olabileceğini düşündü ama teklifi reddetti: "iyi olurdu, ama buna vaktim yok." Raffe tercihi ona bıraktı ve Muhafızlara döndü: "Hazırlıklarınızı yapın." Muhafızlar ikisini de selamladı ve çadırların etrafından dolanarak, gözden kayboldu. 

"Kayıp verdiğimizi duydum." Diye konuya girdi Archanger. Raffe'nin suratı asıldı: 

- doğru duymuşsun: iki Muhafızımız düşürüldü.

- Port nasıl oldu ve haberi var mı?

- Port iyi: çadırında dinleniyor. Düştüklerini henüz söylemek istemedi Galapagos.

- görebilir miyim?

Raffe eliyle yolu gösterdi ve Archanger ile birlikte yürümeye başladı. "Kintaro için üzgünüm, kardeşim." Archanger cevap vermeyince, Raffe bakışlarını yere çevirdi ve Port'un çadırına kadar konuşmadan yürüdüler. 

Raffe eliyle çadırın girişini örten kumaşı araladı ve Archanger'i buyur etti. Archanger sessizce içeri girdi ve gri çarşafın ve battaniyenin arasında yatan Port'u gördü. Archanger odaya girdiğinde, Port yatağında doğruldu ve gülümsedi: "çok karmaşık bir savunma anlayışımız var, değil mi?" Archanger kendini tutamayıp güldü: "sen bir de saldırı anlayışımızı gör" üçü birden, dolu kahkahalar attılar. 

Archanger gülümseyen suratıyla; "Kadimler birkaç gün içinde burada olacak. İyice dinlenmelisin," dedi. Port bir anda ciddileşti: "Kadimler'i toplayacak kadar ne oldu? Zaten süregelen bir savaştı bu: yeni bir şey değil." Raffe ve Arch birbirine baktı. Kötü haberi kimin vereceğini kararlaştırmaya çalışıyorlardı. Sonunda Arch, "bilmen gerekiyor, Port." Dedi ve Port'un suratı daha da ciddileşti. "Muhafızlardan ikisi düşürüldü. Kadimler, Belat'a da baskın yapıldığını öğrendi. Kintaro'nun yaralanması da cabası. Çok geç olmadan filolar toplanacaktır. Muhafızların lideri olarak, bir an önce gücünü toplamalısın." Port tek kelime söylemedi. Archanger da çadırdan çıktı ve Kintaro'nun olduğu yere doğru yürümeye başladı. Raffe hemen ona yetişip, kolundan tuttu:

"Galapagos uzun süredir seni bekliyor" Arch Raffe’yi takip etmeye başladı ve başka bir çadıra girdiler... Önünde iki beyaz zırhlı askerin nöbet tuttuğu çadır, diğerlerinden çok daha büyük ve daha genişti. İçinde, tıpkı Belat’daki ahşap masanın aynı vardı.

Masanın ucunda Galapagos, Kırmızı cübbesiyle, kar beyazı tuniğinin arkasını ve yanlarını kapatıyordu. Yanında Crangor ve Galin, masanın yarısına kadar da diğerleri diziliydi. Archanger girince, hepsi başını kaldırdı haritalardan biraz olsun uzaklaşabildiler. Archanger'a en yakın olan Rainen, hemen yanına gitti ve bir kolu omzunun üzerinden, diğer kolu da belinden saracak şekilde sarıldı. Sırayla Sancester ve Crangor da gelip sarıldı ama Galin yerinden ayrılmadı. Archanger yanına gidince, ancak sarıldı: "kardeşim..."