Bölüm 1: Kasabaya Dönüş

2.7K 112 9
                                    

Bölüm 1: Kasabaya Dönüş

Bir ejderha, tüyler ürperten bir çığlık koparttı ve Archanger'in yanakları ıslandı: "Kintaro..." suya düşen büyük bir cismin çıkarttığı ses duyuldu ve Archanger titreyerek, gözünü o tarafa çevirdi. Mavi sular, yeşil ejderhayı içine aldı ve bir renk şöleni ile türkuaza dönüştü. Düşenin Kintaro olmadığını fark eden Archanger, aceleyle gökyüzündeki tek Siyah ejderhayı aradı ve üzerine oturduğunu fark etti.

Tüm eğlenceyi sana bırakacağımı gerçekten düşünmedin, değil mi?

Kintaro’nun gelişmemiş mizah yeteneğine rağmen Archanger, ıslak yanakları ve dolu gözleriyle güldü. “Teşekkür etsen iyi olur.” Archanger’in gözleri, merakla etrafı aradı ve yanı başındaki Raffe’yi gördü. Sesi, onun için ne kadar korktuğunu belli ediyordu: “iyi misin?”

Gözbebekleri büyümüş, göğsü hızla inip kalkıyordu. Archanger, başıyla selamladı ve Raffe’nin yeşil ejderhası, yana yatarak Kintaro’dan uzaklaştı.

Archanger hiç vakit kaybetmeden kemerinden ikiz kamalarını çekti: “Hangi Ejderhaydı o?”

“Ölmemeye çalış” dedi ve kanatlarını rüzgâra karşı gererek, bir anda dikleşti. Kuyruğu denize, başı ise göğe dönmüştü. Archanger kamalarını göğsüne çaprazlamasına bastırdı ve kendini serbest bırakarak, Kintaro’nun boynundan ayrıldı. Kintaro kanadını sertçe çırptı ve Archanger, Kintaro’nun kuyruğu ile aynı hizaya geldi.

Kintaro’nun kuyruğu, Archanger’in ayaklarının altına geçti ve ayaklarına kırbaç gibi inerek, onu metrelerce öteye fırlattı.

Archanger düzleşti ve kamalarını uzatabildiği kadar uzattı. Rüzgâr gözünü açmasına engel olurken, bir kanat sesi duydu ve tüm hızıyla çarptı. Dizi ve göğsü çarpmanın etkisiyle acırken, nefes almakta zorlanıyordu. Merakla gözünü açtı ve burnunun ucundaki kahverengi tahtaları gördü. Kafasını kaldırıp, kamalarının gemiye saplandığını gördü. Tahtaları delmiş ve aralarında sıkışıp kalmışlardı

“Ejderin altından geçtin. Zırh yüzündendir” dedi Kintaro ve her zamanki gibi yine suçu kabullenmedi. Archanger, kamalarından birini güçlükle çekti; geminin yanından ve kendini yukarı çekerek, boştaki kamasını daha da yukarı batırdı. Alttakini de çekip, az önce yaptığı gibi daha yukarı batırdı ve güverteye ulaştı.

Küpeşteden kendini içeri attı ve güverteye serilerek, kamalarını bıraktı. Üzerindeki zırhı, boyun kısmından tutup çekti ve peleriniyle birlikte çıkarttı. Kısık nefesler alıyordu. “ne oldu?” kararlı ve bir o kadar da çekici bu sesi daha önce de duymuştu Archanger. Gözlerini usulca araladı ve yanı başındaki Seyl’i gördü.

Kısık bir sesle; “Nefes… Alamıyorum…” dedi. Seyl hemen Arch’ın üzerindeki içliği boynuna kadar sıyırdı ve elini nazikçe göğsünde gezdirdi. Yavaşça aşağı, karnına yöneldi ve Archanger acı dolu bir çığlık attı. Öyle acı bir çığlıktı ki; Seyl’in yüzü bile değişmişti. Kintaro ve Raffe hemen güverteye geldi ve tüm gemiyi kapladılar.

“Raffe, onu çevir” Raffe hemen ejderhalara döndü: “gemiden uzak tutun onları.” Ejderhalar havalanırken gemi şiddetli bir şekilde sallandı.

Archanger, Raffe’nin yardımıyla yüzüstü döndü. Bu sırada Kintaro, gemini diğer tarafındaki bir ejderhaya yöneldi ve yelkeni yırtarak, üzerine atladı. İki ejderha da suya düştü ve denizde boğuşmaya başladılar.

-          Oldukça fazla canın yanacak

-          Tahmin etmesi zor değil

-          Hazır mısın?

-          Yap şunu.

Seyl, Archanger’in sırtında bir nokta belirledi ve sert bir yumruk attı.

Yumruk Archanger’in sırtına indiği anda suratı kızardı ve tüm bedeni kasıldı. “nefes al.” Archanger hala kasılıyordu. Adeta vücudu kilitlenmişti. Seyl bağırdı: “nefes al!”

Kaburgasındaki acı tüm göğsünü kaplıyor ve nefes almasını önlüyordu. “çevir onu” diye kızdı Seyl ve Raffe hemen sırtının üzerine çevirdi. Seyl, Arch’ın yanaklarını tokatlamaya başladı: “nefes al, sersem!”

Archanger aynen duruyordu. Sadece yüzündeki kırmızının tonu gittikçe koyulaşıyordu. Raffe daha fazla dayanamadı ve dirseği ile bileği arasındaki kısmı, Archanger’in göğsüne indirdi ve Archanger fazlasıyla sesli bir nefes aldı: “acıdı.”

Seyl hemen kalktı ve merdivenlerden çıkarak dümene geçti. “ne bekliyorsunuz? Atış serbest!” kart bir kahkaha attı ve dümeni tam bir tur çevirdi. Gemi ve içindekiler, küpeştelere yapıştı ve yayları ayaklarına kadar geldi.

Herkes farklı bir yöne salsa da oklarını, kimse kayda değer bir vuruş yapamadı. Archanger Raffe’e ağırlığını vererek kalktı ve elini göğsüne götürerek, ağrısını azaltmaya çalıştı. Raffe, bir elini Arch’ın beline sardı ve dengesini sağlamasına yardım etti. Archanger kendine gelince doğruldu ve eliyle Raffe’ye bırakmasını söyledi. Raffe hemen elini çekti ve küpeşteye dayanıp, gökyüzünde süren savaşı izleyen Archanger’in yanında beklemeyi sürdürdü.

“Kasaba ne durumda?” diye sordu Archanger. “Biz de sen söylersin sanıyorduk. Malum: en son sen geldin kasabadan.” Archanger, Raffe’nin söylediklerini düşündü. En son ejderhalar vurulmuş ve süvarileri de yerdeydi.

Ellerini küpeşteden çekti ve kamaranın önündeki Seyl’e seslendi:” hey!” Seyl dümenden ayrılmadan Archanger’a baktı. “Kasabaya çek onları” Seyl anlamsızca baktı ve sonra anladığını gösterircesine başını salladı. Archanger, elini Raffe’nin omzuna koydu ve ufak bir ricada bulundu: “kıyı şeridi üzerinden ilerle ve bizimkileri bul. Onlara ihtiyacım var.” Raffe başıyla onayladı ve yeşil ejderhası hemen güverteye indi. Ejderhasının sırtına atlayıp, ufukta kayboldu.

Kintaro güverteye geldiğinde, gökyüzünü alevler sardı ve bir gemi, alevlere teslim oldu. Sudan çıkan tok sesler, mürettebatın denize atladığını gösteriyordu. Seyl hüzünlü bir şekilde; “nakliye gemisiydi ama insan üzülüyor işte,” dedi.

Archanger, Kintaro’nun sırtındaki yerini aldı ve gemiden ayrıldılar. Kasabaya doğru ilerlerken, peşlerine bir ejderha takıldı ve Kintaro geri dönüp parçalamamak için kendini zor tuttu. Ejderhanın giderek yaklaştığını fark eden Archanger, Kintaro’nun normalden yavaş olduğunu da fark etti ve tam sebebini sormak üzereyken, kanadındaki yarığı gördü.

-          Yaralanmışsın.

-          Senin kadar değil

-          Senden hızlı.

-          Yavaşlatabilir misin?

-          Ejderhalara ne zamandır büyü işliyor?

Kintaro, tartışmanın bir mantığı olmadığını anladı ve kasabaya varabilmek için kanat çırpmaya devam etti.

“Kasaba yıkıntı haline gelmiş. Görünürde ejderha yok ama dikkatli ol.” Kintaro bir an önce kasabaya vardı ve hızını kesemeyerek, yerde sürüklendi. Archanger yerde iki takla attı ve aceleyle doğrulup bağırdı: “Okçular!” 

Archanger Destanı: İkinci Kısım (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin