Bölüm 24: (Yine) Donanmanın Ortasında

674 45 6
                                    

Tolp ve adamları Seyl'in filosuna katılıp ön sırada ilerlerken, Archanger Seyl ile konuşmaya çalışıyordu. Birkaç kez kapısına vurduğu halde Seyl tepki vermiyordu. Sonunda daha fazla beklemek istemeyerek, "İçeri geliyorum," diye seslendi ve kulpu çevirdi. Kapı aralanırken, karşısında bekleyen Seyl'in yüzü görünüyordu. Dışarı adımlayıp karşısına dikildi. "Ne var?"

"Bana kızman için hiçbir sebep yok. Raffe sana söyleyecekti, o günden beri ilk kez seninle karşılaşıyorum." Seyl geçiştirdi. "Tamam, bunun için Raffe ile ilgileneceğim. Başka?" Archanger etrafına bakındı. Ekibi, Seyl rahatsız edilince orada olmak istemediğinden geminin burnuna doğru geçmişlerdi. Kimsenin onu duymayacağından emin olunca, "Kaleyi aldıktan sonra biraz zamanımız kalacak, biliyorsun," diye söze başladı Archanger. "Donanmanın demirlediği limanı ele geçirip kaleyi kuşattığımız sırada yapmanı istediğim bir şey var." Seyl bekledi. Arch devam etti. "Aslında, kaleyi kuşatırken bizimle olmanı istemiyorum." Seyl açıklama beklercesine Arch'ın üzerine yürüdü. Ufak adımlarla geri çekilen Archanger hemen devam etti. "Çünkü kaleyle birlikte düşmesini istediğim bir yer daha var ve o da denizde." Seyl onu dümenin arkasında kalan tırabzanlara yapıştırmış, sağlam bir yumruk geçirmek için sözlerinin bitmesini bekliyordu. "Deniz karakolunun da düşmesini istiyorum." Seyl Arch'ı taciz etmeyi bırakıp dikleşti. "Ne gerek var? Neredeyse onun hizasına geldik ve ona görünmeden geçip gideceğiz." Archanger konuşmaya başladı.

"Daha küçük bir çocukken bile Crangor, bir Theron olarak sarayda, yanımdaydı. Daha o zamanlar bile mucitlere ve çalışmalarına meraklıydı. Fikirleri hiç bitmezdi. Bir gün, yine elinde sayfalarla yanıma geldi ve bana yüzen devasa bir gemiden bahsetti. Geminin tek sorunu, onu hareket ettirecek kadar yelkeni koyacak yeri olmayışıydı. Aslında onu yüzdürebilmeyi çok isterdi ama bunu yapamayacağını biliyordu ve bu yüzden onu karargah olarak kullanmayı düşündü.

"Biz şehirden ayrılırken, yanına bir şeyler alma şansı pek yoktu ve haliyle tüm çizimleri orada kaldı. Çizimlerini kim bulup hesapladı bilmiyorum, ama Crangor'un istediğinden daha farklı bir gemi yaptılar ve onu denize bıraktılar. Ona bir söz vermiştim. Tahta geçtiğimde o gemiyi yapıp limanlarımızı koruması için denize bırakabileceğini ve hatta yapabilirse o gemiye demir aldırmasında da krallığın tüm kaynaklarını kullanabileceğini söylemiştim. Şimdi ise başka bir yüzen gemi var ve..." Seyl sözünü kesti. "Tamam." Arch tek kaşını kaldırarak sordu. "Ne?" Şaşırmıştı. Seyl tekrarladı. "Tamam. Bir kralın sözüne sadık kalması adına orayı batırırım." Archanger gülümsedi ve elini Seyl'in omzuna koymaya yeltendi ve son anda karşısındakinin Seyl olduğunu hatırlayıp durdu. Elini hemen geri çekti ve teşekkür edip merdivenlerden indi. O inerken Seyl arkasından seslendi. "Arch." Archanger dönüp baktı. "Sözüne sadık bir kral olacağını bilmek güzel." Archanger gülümsedi ve dostlarına katıldı.

-

İleri gözcülerin bayraklarını gören gemiler sırayla bayrak sallamaya başladı ve Seyl'in emriyle herkes savaş pozisyonu aldı. Seyl'in gemisi de görüş alanına girdiğinde iki tarafın da yayları çoktan gerilmişti. Amiralin biraz daha öne çıkıp savaşı daha net görebilmesi gerekiyordu ve ön sıradaki tüm gemiler siyah yelkenli gemiye yol açtı. Seyl'in gemisi yeterince öne çıktığında yelken iplerini serbest bıraktı be yelkenler güverteye düşüp geminin ilerlemesini durdurdu. Karşısında dizilen küçük bir filo ve arkasında ise Camprich'in tüm donanması duruyordu. "Atış menzilinde değiliz," diye seslendi Crangor. Seyl küçümseyerek, "Ciddi misin," diye sordu. Mürettebat emirleri beklerken, Seyl son derece sakindi. "T'leri açığa çıkartın, donanmayı yaracağız."

Amiralin emri üzerine dizilim hareketlendi ve T gemileri öne çıktı. Burunlarında kocaman demir bir T çıkıntısı olan gereğinden daha kalın küpeşteli gemiler, karşısına çıkan gemiyi itmek ve hatta kırmak için tasarlanmış gibiydi. Üzerinde yeterli mürettebat olmayışı tüm ekibin dikkatini çekiyordu. Geminin alt kısmında açılan geniş kapaklar ve bu kapaklardan çıkan üç insan uzunluğundaki kürekler de oldukça anormaldi. Seyl, "Burada da konuşlanmış süvariler olması lazım ve eğer gemilerim yandığı zaman oldukça sinirli olurum," dedi ekibe bakarak. Siyahlar görevi anladığını gösterircesine başını salladı. Archanger kısık sesle, "Kral olan benim ama sürekli bana emir veriyor," diye söylendi.

Archanger Destanı: İkinci Kısım (Kitap Oluyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin