Yaşlılar meclisinin en kıdemlisi olan lord Sandor, hükmü ona okurken başını kaldırıp bakmadı bile. On bin yıl sürecek bir sürgünlüğe mahkûm olmuştu Titan Ziron.
On bin yıl Bir titanın ömrünün neredeyse üçte birine denk geliyordu ve aynı zamanda onun kalan hayatının yarısına. Tek suçu doğruları söylemekti. Dürüstlüğün bir zamanlar erdem olduğu ONEA'da bu artık çoktan anlamını yitirmiş bir kelimeden ibaretti. Artık gezegenin sokaklarını yılan ruhlu, kötü niyetli savaşçılar arşınlıyordu. Bir zamanlar huzur ve güven yuvası olan "ONEA artık o günlerini mumla arıyordu.
O, asil bir ailenin üyesi olarak doğmuştu. Bir Titandı. Yani gelecekte gezegenin geleceğinde söz sahibi olacak olan on iki kişiden biriydi. Tüm ailenin neşe ve mutluluk kaynağı olacak Titan Ziron doğduğunda, babası onun gelişinin şerefine günlerce süren bir şölen vermişti. O, asırlar sonra doğan ilk Titandı. Ölümsüz lord Aster'in oğlu Titan Ziron, müjdelenen varis... Ama şimdi yaşlılar meclisinin huzurunda, ellerinde Onix çeliğinden yapılma zincirle yüz üstü uzanmıştı. Bu davranışı yaşlılara saygısından veya korkusundan değil, onu zapt edemeyen gardiyanların vurduğu uyuşturucudandı.
"Sürgünlüğün bugünden itibaren başlıyor Aster oğlu Titan Ziron. Biliyoruz ki bir daha seninle karşılaşacak ömre sahip değiliz. Umarım bu cezanı ölmeden tamamlarsın."
"Hepinizin ölümü ellerimden olacak, hiç biriniz doğal sebeplerden dolayı ölmeyeceksiniz!" diye tısladı Ziron.
Yaşlılar meclisi bu tehdit dolu sözlere gülümseyerek baktı. Hepsi biliyordu ki Ziron 'un sürgüne gönderileceği "Ula" takımyıldızının en soğuk ve acımasız gezegeni MEDEA'dan cezasını tamamlayıp dönen olmamıştı. İki güneşi olan MEDEA'da gündüz sıcaklık binlerce dereceyken gece ise eksi binleri bulan soğukluk vardı. Bu yüzden gezegenin yüzlerce metre altında yapay bir sürgün şehri yapılmıştı. Sadece mahkumların ve gardiyanların yaşadığı bir şehir... Şehrin yapılışı sırasında pek çok mahkum can vermiş ve birçoğu şehrin tamamlandığını görememişti.
Yaşlılar meclisi bu tehdit dolu sözlere gülümseyerek baktı. Bir kişi hariç... Titan Ziron'un ıstırabını yüreğinde hisseden yaşlı Lord Benchu. Bir zamanlar, gezegenin en güçlü adamı olan Lord Aster ile çok iyi arkadaştı. Şimdiyse onun oğlunun hüküm giydiğini görmüştü ve elinden hiçbir şey gelmiyordu. Benchu diğerleri gülerken gözlerini kapatmakla yetindi. Zavallı hayatının sonlarına gelmişti ve yerine bırakabileceği bir varisi yoktu. Kurallar açıktı. Varisi olmayan ailelerin hakları başka bir asil aileye geçerdi.
MEDEA, gerçek bir cehennemdi. Gezegenin içlerinde sondajlar yapılarak galeriler açılmış ve bu galerilere farklı gezegenlerden mahkumlar getirilmiş, pek çok ırktan mahkum yerleştirilmişti. Mahkumlar sadece kendi ırklarına mensup mahkumların olduğu galerilere yerleştiriliyordu. Zaten çürümüş olan ONEA ise bu zavallıları MEDEA'ya ebediyen sürgün ederek onlardan temelli kurtulmanın yolunu bulmuştu.
Bu gezegenden kaçış imkansızdı. Hiç bir mahkum gündüz bin derecenin üstündeki sıcaklığa, gece eksi bin derecenin altındaki soğuğa dayanamazdı. Evrenin tanrılarının cehennemiydi MEDEA. Mahkûmlar cezalarını çekmeleri için getirildikleri bu gezegene özel alaşımlı metallerden üretilmiş gemilerle getiriliyordu. Gemiler yüzeye indiklerinde gezegenin üstündeki tahliye kapakları açılıyordu. Kapakların içindeki asansör gemiyle bağlantı kurulduktan sonra, mahkumların içinde bulundukları kapsüller asansöre yükleniyordu. Mahkumlar bu tüplerin içindeki gaz yüzünden baygın oldukları için bütün yolculuk boyunca olan bitenden habersiz oluyorlardı ve çoğunlukla gözlerini MEDEA sürgün şehrindeki galerilerden birinde pis bir yatakta açıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRGÜN
Science Fictionİnsanlığın dünya dışı varlıklarla tanışmasının ve birlikte yaşama mücadelesi vermesinin destansı hikayesi. Beklenen felaket gerçekleşip dünya yaşanmaz hale geldiğinde,insanlık dünya tekrar yaşanılabilir bir yer haline gelinceye kadar CORDELİA adını...