MEDEA mahkum gezegeninin 5 nolu uçuş istasyonundan kalkan SUGA tipi avcı gemisi hızla uzayın derinliğine fırladığında MEDEA nın tek efendisi haline gelmiş yüzbaşı Puneku bundan habersiz önündeki yemeğin keyfini çıkarıyordu.
Yardımcılarından Zilyanlı Tresh panikle odasına girdiğinde Puneku son lokmasını midesine indirmiş, kendi gezegeninin içkilerinden Sivesia adlı sıvıyı boğazından aşağı döküyordu.Adamı Treshin paniklemiş ve korkmuş halini gördüğünde bir şeylerin ters gittiğini anlaması uzun sürmemişti.
" Ne oldu Tresh nedir bu paniğin?"
Yüzbaşı Puneku sinsi yılan gözlerini yardımcısının titreyen bedeninde , korku dolu gözlerinde gezdirdi.Kötü bir şeylerin olduğunu anlaması için kahin olması gerekmiyordu.Yardımcısı neredeyse fısıltıyla konuştu.
" Kaçtı.O ihtiyar Kinke hepimizi aptal yerine koyup gezegenden kaçtı."
Adamı Tresh utançla başını eğdiğinde Puneku da söylenenleri kafasında değerlendirip bir şeyleri anlamaya çalışıyordu.Kinkenin gezegeni terk etmesine zaten izin verilmişti ancak bu yarına ertelenmişti.Bugün gezegenden ayrılmış olmasını tuhaf bulmuştu.Yeterince bilgi öğrenmek için gözlerini soru sorarcasına adama dikti.
" Yaşlı hizmetkar ona sattığımız eski amfibik gemiyi almak yerine 5 numaralı uçuş istasyonunda acil durumlar için beklettiğimiz SUGA lardan birini almış.O gemiler galaksinin en hızlı avcı gemileri.İhtiyar çoktan yolu yarıladı bile."
Tresh, amiri Punekunun yeterince öfkelenmediğini görünce panik seviyesi daha da arttı.Bu sessizliği hiç de iyiye işaret değildi " Nasıl alabilmiş.O yaşlı hizmetkarın oraya kadar gidebilmesi için en az on beş zilyanlı gardiyanı geçmesi gerekir.Küçük bir chalpa bile daha ilk kapıdan geçemezken yaşlı kinke 5 numaralı uçuş istasyonuna elini kolunu sallayarak geçti öyle mi! Peki söyle nasıl ?"
" Tüm gardiyanları değerli taşlar ve keseler dolusu mebilyonla satın almış.Gardiyanlar onun geçmesine göz yummuş."
Yardımcısı sözünü bitirdiğinde gözaltından Punekuyu süzüyordu.Yüzbaşının titrediğini,öfkeden delirmesine ramak kaldığını gördüğünde kopacak olan fırtınadan payına düşene göğüs germek için kendine cesaret vermeye çalıştı.
Yüzbaşı Puneku otoritesinin sarsılmaya başladığını anladığında öfkeden deliye dönmüştü.Sinirle önündeki masada bulunan, içinde golga suyunun içinde yüzüp duran Zwan kemikleriyle dolu mermer tabağı yere fırlattı.Yemek yediği sürece rahatsız edilmemek için odasındaki tüm sistemleri devre dışı bırakıyordu.Bu yüzden aceleyle uzaya bakan ekranlardan birini devreye soktu.
Yaşlı hizmetkarın içinde bulunduğu SUGA tipi avcı gemisini görmeye çalıştı.Ancak geminin çoktan hiper uzaya çıktığını anlaması uzun sürmedi.Yardımcısı Tresh, Punekunun sert kemiksi elinin şiddetini yüzünde hissettiğinde düşmemek için büyük çaba gösterdi.Şimdi Zilyanlı komutanın sivri siyah tırnakları yardımcısının yüzünü yırtacak şekilde ard arda onun yüzüne iniyordu.
Sonunda Tresh bu darbelere daha fazla dayanamayıp, siyah bizoit yüzeye düştüğünde yüzünden akıp gözlerine dolan yaşam sıvısını elinin tersiyle silip karşısında hala öfkeyle titreyen adama baktı.
" Adamlarım bir kese mebilyan ,bir kaç değerli taş için komutanlarının otoritesini sarsmaya cürret ediyor öylemi.Hem de neredeyse hepsi ha! Satılık herifler,kutsal bir görevi yaparken bile akılları bir kese mebilyondaymış.Hepsinin ama hepsinin derisini yüzüp bedenleri Tardislilerin bölmelerine fırlayacağım.Söylesene sen de bu işindesin değil mi, o değerli taşlardan sen de payına düşeni aldın değil mi? " Burada rüşvet alma ayrıcalığına yalnızca sen mi sahipsin yüzbaşı Puneku?"
![](https://img.wattpad.com/cover/78102900-288-k932346.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRGÜN
Science Fictionİnsanlığın dünya dışı varlıklarla tanışmasının ve birlikte yaşama mücadelesi vermesinin destansı hikayesi. Beklenen felaket gerçekleşip dünya yaşanmaz hale geldiğinde,insanlık dünya tekrar yaşanılabilir bir yer haline gelinceye kadar CORDELİA adını...