Lord Benchu kaldığı dairesine geçtiği sırada zorlukla nefes alıp veriyordu.Kendisini oldukça kötü hissediyordu.Titan Ziron'un haksız yere sürgüne gönderilmesini aklı gibi kalbi de kabul edemiyordu.Giderek bir çöplüê ve kanunsuzlar diyarına dönen ONEA'nın son günlerine tanıklık ettiğini düşünüyordu.Kendi gençliğinde aklın ve bilginin önderliğinde yönetilen ONEA ve onun sadık kolonileri huzursuzluk çıkaran asi güçler federasyonu dışında bir sorunla karşılaşmamıştı.Asi güçler federasyonuyla yapılan pek çok savaşı kolaylıkla kazanmışlardı.Ta ki güç hırsına kapılan bazı aileler ONEA'nın yönetiminde daha fazla hak talep edene kadar.Güç,kolonilerden gelen değerli metal ve taşlardan ve onun ticaretinden sağlanan servetle sağlanıyordu.Ancak güç pek çok kez eşit şekilde bölüşülmüş,zenginlikler asla bir ailenin kontrolüne girmemişti.Ta ki bazı aileler ,hile ve yalanla önemli noktadaki yöneticileri satın alıp,federasyonun yönetimindeki kritik noktalara hakim olana kadar.Koloniler arasındaki zenginlik bile dengesizleşmişti.Bazı koloniler hızlı ve refah içinde gelişirken,bazı koloniler ise yoksuluk ve sefalet içinde bir yaşam sürüyordu.
Kolonilerin büyüklüğü ve saygınlığı,birleşik uzay federasyonuna sağladıkları asker ve gemi sayısıyla ölçülüyordu.Ancak bazı koloniler bilerek ve kasten gemi veya asker tedarikinde kısıntıya gitmeye başlamıştı.Büyük ANDALON savaşının kaybedilmesinden sonra ise işler daha kötüleşmişti.Herkes bu yenilgiden dolayı birbirini suçluyordu.Böylece önceleri sağlanmış olan uyum da bozulmuştu.Gerek yüzler ,gerekse binler meclisinde kavgasız ,gürültüsüz bir toplantı eksik olmuyordu.Çok önemli ve acil kararlar bile onaylanmadığı için kolonilerin yönetiminde bir keşmekeşlik baş göstermişti.
Lord Benchu birilerinin bilerek bu düzeni değiştirmeye çalıştığını anlamıştı.Mevcut düzende kendilerine gelecek görmeyen birileri düzeni zayıflatarak yerine kendi düzenlerini yerleştirmenin ihtirasına kapılmıştı.Büyük ANDALON savaşının kaybedilmesinden beri kafalarda pek çok soru işareti vardı.Takviye gemilerinin gelmesi neden gecikmişti.Neden ana gemileri koruması gereken avcı gemileri yerlerini almakat geç kalmış ve pek çok ana saldırı gemisinin savunmasız kalıp yok olmasına sebep olmuştu.Amiral gemisini koruması gereken üç kruvazöre yanlış kodlar verildiği için amiral gemisini korumakta da geç kalınmıştı.Bu savaş bir yıkım ,bir hezimetti.Ancak kimse başını ezebilecekleri ,asi güçlere son darbeyi vurabilecekleri bu savaşı kimin veya kimlerin sabote ettiğini bilmiyordu.
Lord Titan Ziron,ölümsüz babası Aster'in ölümsüzlüğe kavuşmasından sonra onun yerini almaya hazırlanıyordu.Yüzler ve binler meclisindeki kabul konuşmalarında herkesin kafasında olan ama kimsenin dillendiremediği bu soruları açık açık sormuş ve tüm gözlerin savaş bakanına çevrilmesini sağlamıştı.Böylece en büyük düşmanlarını da o zaman edinmiş oldu Lord Titan Ziron.
Yılan gülüşlü savaş bakanı ve onun yakınındaki diğer rüşvetçi Lordlar kendilerine ayak bağı gördükleri bu genç lordu ortadan kaldırmak için seferber olmuş ve onu sonunda sürgüne mahkum ettirmeyi başarmışlardı.
Başının ağrısı artınca Lord Benchu PİTEA kolonisinden gelen bitkilerden elde edilen sakinleştirici esansın bulunduğu kutunun yanına gitti.Bu esansın kokusu ferahlık ve sakinlik veriyordu.Oldukça pahalı ve hazırlanışı zahmetli bu esansı PİTEA'daki dostları sağlıyordu.Doğal bir sakinleştirici olan esans güzel kokusu sayesinde kullanan kişiyi kısa sürede derin ve huzurlu bir uykuya geçiriyordu.
Lord Benchu kutunun bulunduğu dolaptan kutuyu özenle çıkardı.Koloninin temsilcisi Monko tarafından özel olarak işaretlenmiş kutu onun mührünü taşıyordu.Mevsimlik hasatın en iyi ve taze ürünlerinden yapılma bu esans güzel ametien bir şişede muhafaza ediliyordu.
Lord Benchu şişeyi almak için metal kutunun kapağını açtığı sırada içinde uyumakta olan ancak kutunun gürültüsüyle uyanan çift başlı kızgın bir Setra yılanının saldırını fark edemedi.Yaşlı lord,kendisine saldıran çift başlı yılanla birlikte son nefesini verdiği sırada,dehşet ve korkuyla açılan gözleri dairesinin tavanına saplanıp kalmıştı.Onu öldüren ancak kurbanının ölümüyle kendisi de ölen Setra yılanının ölüsü,onun hemen yanı başında uzanıyordu. Setra yılanı, galaksideki en zehirli yılan türlerinden biriydi.Isırığı ölümcüldü ve zehrin boşalmasıyla birlikte kendi de can veriyordu.Adını UREA takım yıldızının SETRA gezegeninden alıyordu.Oldukça ölümcül bir zehre sahip olan bu yılanı,avcılar özel koruyucu kıyafetler içinde avlıyordu.Avcının en küçük bir dikkatsizliği kendisinin ve yılanın hayatına mal oluyordu.Avcılar topladıkları Setra yılanlarını çoğu kez düşmanlarını ortadan kaldırmak veya gözlerini korkutmak isteyen müşterilere satardı.Yılanın diğer adı ölüm meleğiydi.Zehri, aynı zamanda kendi vücut sıvısı olan bu yılanın satışı ve avlanması yasak olmasına rağmen çok gizli bir şekilde av ve satışı yapılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRGÜN
Science Fictionİnsanlığın dünya dışı varlıklarla tanışmasının ve birlikte yaşama mücadelesi vermesinin destansı hikayesi. Beklenen felaket gerçekleşip dünya yaşanmaz hale geldiğinde,insanlık dünya tekrar yaşanılabilir bir yer haline gelinceye kadar CORDELİA adını...