İnsanlığın dünya dışı varlıklarla tanışmasının ve birlikte yaşama mücadelesi vermesinin destansı hikayesi.
Beklenen felaket gerçekleşip dünya yaşanmaz hale geldiğinde,insanlık dünya tekrar yaşanılabilir bir yer haline gelinceye kadar CORDELİA adını...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Resimdeki Avcı gemisi : USS CORDELİA bünyesindeki PARS Filosuna bağlı çok gelişmiş bir avcı gemisi
İnsanoğlu yaptığı savaşlardan ve bu savaşların meydana getirdiği yıkımlardan,acılardan ders almadığı için savaşların sonu gelmemişti.İnsanlık kendi yararı için geliştirdiği teknolojiyi zamanla kötü amaçlar için kullanmış ve kendi dijital kıyametini oluşturmuştu.
Dünyanın sonunu nükleer bombalar veya kimyasal füzeler getirmemişti.Dünyanın sonunu getiren insanoğlunun doymak bilmez hırsı ve iştahıydı.Artan dünya nüfusuna rağmen gelişen teknoloji ve onun getirdiği insan gücüne ve zekasına duyulan ihtiyacın azalması işsizliği tetiklemişti.Fabrikalar,dev sanayi tesisleri ,eğitimden sağlığa pek çok tesis, sadece küçüklü büyüklü robotların çalıştığı yerler haline gelirken,insanlara sadece üretileni tüketmek kalmıştı.
Üretimle tüketim arasındaki dengesizlik büyümüştü.Robotlar sayesinde işsiz kalan insanlar evlerine ailelerinin ve kendilerinin ihtiyacı olan parayı götüremiyorlardı.Çalışamayan insanların para kazanması mümkün değildi.Suç oranları yükselmiş,hırsızlık gibi suçlarda artış olmuştu.Dünya giderek güvensiz ve daha az yaşanılır bir hale geliyordu.Üretimin artması ancak tüketimin olmaması beraberinde pek çok iş yerinin iflas etmesi gibi sonuçlar getirdi.Sokaklar öfkeli ve aç insanların ayaklanmaları ve isyanlarıyla çalkalanırken,büyük şirketlerin patronları ise tüketim yetersizliğinden dolayı işyerlerini kapatıp devleti vergi vermemekle tehdit ediyordu.Gelişen teknoloji yoksulluktan başka bir şey getirmemişti.Herkes öze dönüşten bahsediyordu.Robot teknolojisinin bu kadar gelişmediği ,insan zekasının ve emeğinin yoğun olduğu günlere.Sahi bu mümkün müydü?
Ve yapmaları gerektiğini düşündükleri şeyi yaptılar.Kendilerini işsiz ve çaresiz bıraktıklarını düşündükleri robotlara saldırdılar.Üretim tesislerindeki,şantiyelerdeki robotlar kızgın insanların ellerinde parçalanırken hükümetler bu ayaklanmaları bastırmak, üretimle tüketim arasındaki dengeyi tekrar oturtmak için radikal bir karar aldılar.İnsan nüfusunu belli bir seviyeye getirip robotlarla dengeyi sağlamak.Bunun için de gereksiz savaşlar çıkarıldı.Ancak hükümetlerin geliştirdiği ,binaları yıkmadan sadece içindeki insanları öldüren silahlar radikal terör gruplarının ellerine geçti.Kullanılan biyolojik silahlar bir damla mürekkebin tüm kovayı kirletmesi gibi gölleri,denizleri kirletip içindeki doğal yaşamı yok etti.Sonuç düşünülenin aksine dehşet vericiydi.Dünya artık yaşanmaz bir hale gelmiş,biyolojik ve kimyasal silahların etkisiyle bitki ve hayvan popülasyonu yok olmaya başlamıştı.Dünya ölüyordu.İnsanlık kendi annesin bağrına bıçak saplayan bir evlat gibi doğa anayı öldürmüştü.Salgın hastalıklar durdurulamıyordu.Üstelik bu salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda kişi ölürken hastalığa bağışıklığı olanlar ise hastalık bulaşmış olanlar tarafından avlanıyordu.Herkes tanrının koparması gereken kıyameti,insanoğlunun kopardığını anlamıştı.
Başını birleşik devletlerin çektiği birleşmiş milletler,yeni ve kesin bir çözüm için toplanmıştı.Bilim adamlarının ortak görüşü dünyanın artık yaşanmaz hale geldiği ve sağlıklı bireylerin tahliye edilmemesi halinde mevcut salgının hastalıkların ve onların tetikleyeceği yeni salgınların insan ırkını son ferdine kadar yok edeceğiydi.Dünyanın yaşanılabilir bir yer haline gelmesi milyarlarca yıl sürerken,insanlık yaşayan dünyasını bir kaç yılda yaşanmaz hale getirmişti