Sabah erken kalktım.Evet okula gitmeyecektim raporum vardı ama bugün okula sınavla ilgili belgeleri almaya gidecektim.Andaçla sözleşmiştik.Beni gelip alacaktı.Okuldaki işlerimizi hallettikten sonra bana yine bir sürprizi varmış.Her zamanki gibi.Hemen banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım.Dolabımın başına geçtim.Siyah eteğimi ve siyah gömleğimi giydim.Eteğim biraz kısaydı Andaç yine çıldıracaktı ve onu çıldırtmak eğlenceliydi.Hava bugün güzel olduğu için eteğimin altından çorap giymedim.Siyah babetlerimi giyip çantamı alıp evden çıktım.Evden çıktığımda Andaç gelmiş ve beni bekliyordu.Beni görünce baştan aşağı inceledi ve yüzündeki tebessüm yerini çatık kaşlara bıraktı.
''Günaydın Andaç''
''Eda bu hal ne?''
Bana kesinlikle kızmıştı.Çünkü kızdığında genelde ismimle hitap ediyordu ve onu kızdırmak eğlenceliydi
''Ne varmış ki halimde?''
''Hala ne varmış diyor ya ama ben bilirim sana yapacağımı''
''Ne yapacakmışsın''
''Eteklerini,şortlarını açık olan bütün kıyafetlerini yakacağım''
''Yok artık abartma.Neyse daha fazla uzatmayalım geç kalacağız''
Andaçla birlikte arabaya bindik.Onu kızdırmak eğlenceliydi.Bu halleri hoşuma gidiyordu.Kısa süre sonra okula varmıştık.Arabadan indik ve müdürün odasına doğru yola koyulduk.Müdürün odasında yaklaşık on beş dakika geçirdikten sonra okuldan çıktık.Tam bahçeye inmiş otoparka doğru ilerleyecekken Andaç'ın homurdanmasını duydum
''Allah kahretsin''
''Ne oldu?''
''Telefonumu müdürün odasında masanın üzerinde unuttum''
''Yaşlandın iyice unutkanlık falan''
''Ne yaşlanması ya daha on sekizimde bir meteorum ben''
''Ya ne meteor ama''
Andaçla ikimizde güldükten sonra Andaç hızlı adımlarla tekrar okula girdi.Bende önüme döndüm.Tam otoparka ilerleyeceğim sırada gördüğüm kişiyle donup kalmıştım.Gerçekten tam anlamıyla donmuştum.Ne ileri gidebiliyordum ne de geri.Yüzümdeki gülümseme uçup gitmişti.Kan akışımın bile durduğunu hissediyordum.Anılar zihnimi doldurdukça yumruklarımı sıkıyordum.Onun burada benden biraz uzakta elinde sigarası tam bahçenin ortasında kendisi gibi piç arkadaşlarıyla yüzündeki iğrenç gülümsemeyle arabasına yaslanmış bir şekilde karşımda ne işi vardı?Hayatımın tamamen kararmasını sağlayan Savaş Karalı'nın burada ne işi vardı?Utanmadan bir de nasıl bakabiliyordu hala bana?Ama artık yeter içimdeki ona karşı birikmiş zehri akıtmam gerek.Savaşa ve o lanet arkadaşlarına doğru yaklaşıp tam karşısında durdum.Benim geldiğimi fark edince duruşunu dikleştirmişti.Piç herif.
''Senin ne işin var burada?''
Sesim sert ve bir o kadar da soğuk çıkmıştı.Bu ses tonuma Savaş şaşırmış görünüyordu çünkü ona karşı ilk defa bu ses tonuyla konuşuyordum.Uzun zaman sonra onunla ilk defa konuşuyordum.
''Bildiğin üzere Arya dayım okul müdürü.Beni çağırdı bende geldim''
Aptal herif sen hala nasıl bana Arya dersin?Evet ne yazık ki okul müdürümüz dayısıydı ama madem dayısını görmeye gelmişti o zaman neden bile bile karşıma çıkıyordu?Ayrıca bu ne rahatlık?Yaşattığı onca şeyden sonra bu kadar rahat olması ondan daha çok nefret etmemi sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR (Siyah Serisi~1~)(TAMAMLANDI)
Teen FictionAndaç için Arya Bayan Karışık Arya için Andaç Bay Ego Dışarıdan bakıldığında birbirleriyle zıt iki karakter gibi görünselerde içlerinde yaşattıkları karakterler birbirinin aynı.İkisininde sorunları,karanlık geçmişleri ve güven problemleri var. Andaç...