***4 SENE ÖNCE***
Bir şeyler oluyor etrafımda bir türlü farkına varamadığım.Sesler uğulduyor kulağımda ama seçip de bir kelime alamıyorum içinden.İçinde olduğum bir durum var ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Yabancıyım her şeye,herkese.Ayakta duruyorum ama ruhum oradan oraya savruluyor.Göz yaşlarım akmıyor ama gözlerim yanıyor.Karmaşıklığın ortasında kaldım.Yabancıyım şu an içinde bulunduğum her şeye.Böyle hissetmemem gerekiyor aslında ama nasıl hissetmem gerektiğini de bilmiyorum.Ruhum sarsılıyor yabancısı olduğu duygular yüzünden.Kalbim acı çekmek istiyor ama aklım izin vermiyor.Çünkü böyle bir durumda acı çekmesi gereken en son insan bile olamam ben.Nedeni de belli.Yıllardır her gün aynı şeyi istedim ben.O her canımı yaktığında çaresizce aynı şeyi haykırdım.Bazen çığlık çığlığa istedim bazen sessiz iç çekişlerle.Ama hep aynı şeyi istedim.Ölsün istedim.Hayatımdan,hayatımızdan sonsuza dek çıksın istedim.O giderse yıllardır çektiğim acılar son bulur sandım.Artık üzülmem,içimde ki karanlık tamamen yok olur sandım.Ve şimdi o ölüyor.Doktor umut etmeyin,yaşaması bir mucize olur dedi.Bu haberi duyduğumda kalbimde ki yükün kalkması gerekmez miydi?İçimde kanayan yaranın artık durması gerekmez miydi?Peki neden şimdi içimde ki küçük kız çocuğu bir köşeye çekilmiş bağıra bağıra ağlıyor.?Neden canımın yanması gerekiyormuş gibi hissediyorum?İstediğim şey oluyor ama ben rahat hissetmiyorum.Kalbimde ki o kederden yük kalkması gerekirken daha da ağırlaştı.Ama neden?İçimde hala ona karşı bir umut mu taşıyordum?Yoksa baba sevgisini bir kez bile yaşatmadan gidecek olması mı yakıyordu canımı?Belki de korkuyorum.Hayatım boyunca onu yok saydım ama içimde bir yerlerde varlığının olduğunu hep biliyordum.Şimdi içimde hiç iyi bir yere sahip olmadan gideceği için korkuyordum.Çünkü biliyorum.Ben özlemesem de içimde ki kız çocuğu onu özleyecekti.Şu zamana kadar yaşayamadığımız her şey için her gün biraz daha üzülecek,mahvolacaktı.Ben baba sevgisine aç bir kızdım.Şimdi bir kere bile o sevgiyi tatmadan gidecek olması bana ağır geliyordu.İlk aşkım olması gereken adam ilk acım,ilk nefretim olmuştu.Ve şimdi bunu değiştirmek için bir şey yapmadan gidecek olması ne kadar inkar etsem de ruhumu yerle bir ediyordu.İçimde çıkan fırtınada savrulup duruyordum.Böyle olmamalıydı.Burada ki herkes üzülebilirdi ama ben üzülmemeliydim.Çünkü istediğim şey buydu.Şimdi yıllardır içimde tuttuğum o aptal duygu ortaya çıkamazdı.Buna izin veremezdim.Bu durum umurumda olmamalıydı ya da en azından değilmiş gibi yapmalıydım.Çünkü herkes bana bakıyordu.Herkes benden bir tepki bekliyordu.Nedeni de belli.Kızlar için babalar özeldir ya hani.Şimdi de ne yaşamış olursak olalım çevremdekiler üzülmemi bekliyordu.Şu durumda inadımın kırılmasını,yaşadıklarımı unutmamı bekliyorlardı.Ama yapamazdım.Yıllardır içimde bastırdığım,yok saydığım duyguları şimdi ortaya çıkaramazdım.Eğer şimdi o duygular ortaya çıkarsa mahvolurdum.Kendimden sakladığım o gerçeği bırakın birine söylemeyi kendime bile itiraf edemezdim.Ona karşı olan iyi hislerimle şimdi yüzleşemezdim.Onu kaybediyordum ve şimdi o hisleri ortaya çıkarırsam pişman olurdum.Geç kaldığıma,her seferinde tek taraflı düşünmeme,onu yok saydığım günlere pişman olurdum.Hayatım boyunca yaşadığım tek ve en büyük pişmanlıkla onu kaybederken yüzleşemezdim.O yüzden gitmeliydim.O haberi duymadan gitmeliydim.O haberi duyduktan sonra benim duygularımla yüzleşmeme sebep olacak herkesten kaçmalıydım.O yüzden duruşumu dikleştirdim ve bana bakan gözleri umursamadan hızlı adımlarla hastanenin çıkışına doğru gitmeye başladım.Kendimi dışarı attığım an temiz havayı içime çektim.Ama bu bile ruhumda ki sıkışmayı rahatlatmamıştı.Hislerimin çözülmesini beklerken daha da karmaşık bir hal alması içimde depremler olmasına sebep oluyordu.İçten içe çöküyordum ve ne bunun sebebini biliyordum ne de bir çözüm bulabiliyordum.Yavaş yavaş yürümeye başladım.Daha sonra adımlarım yavaş yavaş hızlandı ve en sonunda koşmaya başladım.Durmaksızın koşuyordum.Duygularımdan kaçmak istercesine kaçıyordum.Ama ne kadar kaçarsam kaçayım duygularımın karanlığı beni içine çekiyordu.En sonunda ciğerlerim patlayacakmış gibi hissettiğimde durdum ve geldiğim yere baktım.Tüm duygularıma,tüm kaçışlarıma şahit olan yer.Uçurum.Uçurumumuz.Burası benim için bir sığınak olmuştu.Bu durumda bana asıl sığınak olan kişiye gitmeliydim.Deniz gözlü adamımın yanında olmalıydım.Ama kaçtığım kişilerin başında o vardı.Çünkü biliyorum o yanımda olursa beni duygularımla baş başa bırakmazdı.Duygularımı ortaya çıkarır ve onlarla yüzleşmemi sağlardı ama ben bunu yapamazdım.Beni kendi karanlığımdan koruyan deniz gözlü adamım bu sefer izin ver de o karanlıkta boğulayım.Eğer o karanlıkta boğulmazsam kendimin bile duymaya korktuğu şeyleri söyleyeceğim ve ben bunu yapacak kadar cesur değilim.Sen gelince hislerim dile gelecek biliyorum ve bunu istemiyorum.Kendimi yüksek bir binadan atmış ama ölmemiş gibiyim.Ve ilk defa sana gelme diyorum deniz gözlü adamım.Belki ölmedim ama bırak o binanın dibinde en azından biraz can çekişeyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR (Siyah Serisi~1~)(TAMAMLANDI)
Genç KurguAndaç için Arya Bayan Karışık Arya için Andaç Bay Ego Dışarıdan bakıldığında birbirleriyle zıt iki karakter gibi görünselerde içlerinde yaşattıkları karakterler birbirinin aynı.İkisininde sorunları,karanlık geçmişleri ve güven problemleri var. Andaç...