Sabah bağırış sesleriyle gözlerimi açtım bağıran kişi abimdi ve sesi salondan geliyordu
"Bunun burada ne işi var anne Arya görse çıldırır"
Kim vardı ki aşağıda beni çıldırtacak kadar? Hemen kalkıp aşağı indim ve gördüğüm kişiyle abimin söylediklerine hak verdim. Bu it herifin elinde hediye paketleri ve bir buket çiçekle burda ne işi vardı? Dün yaptıklarından sonra ne yüzle gelirdi bu eve? Adımlarımı hızlandırıp duruşumu dikleştirerek karşısına geçtim
"Senin burada ne işin var"
Sesim soğuk ve duygudan yoksun çıkmıştı. Her zaman ki gibi. Hayatımı hayatımızı mahveden bu adama nefretten başka bir şey hissedilmezdi
"Kızım ben..."
"Ne kızımı lan ne kızımı! Sen bana ne hakla kızım dersin? Ya bu nasıl bir yüzsüzlük ne hadle gelirsin bu eve ha ne hadle? İnsan da hiç mi utanma olmaz. Ne sanıyorsun seni affedeceğimizi falan mı? Yine aynı bahaneleri sunmayacak mısın? Yine sarhoştum hatırlamıyorum demeyecek misin? Kendinden daha fazla nefret ettirmekten başka bir şey yapmıyorsun defol hemen!"
"Kızım babanı bir dinle"
"Sana inanmıyorum anne nasıl ya nasıl bu kadar saf olabilirsin? Nasıl hala aile itibarını düşünebilirsin? Ya bu adam seni kaç kez öldürmeye çalıştı kaç kez seni yıktı yaraladı ve sen her şeye rağmen affettin. Bu nasıl bir körlüktür? Hadi kendini düşünmüyorsun ya beni abimide mi düşünmüyorsun? Bu adam benim hayallerimi umutlarımı gülüşlerimi çaldı. Benden yaşam sevincimi çaldı. Karanlığa itti beni. Geçmişimi geleceğimi bugünümü siyahlara boyadı. Bu adam yüzünden neler yaşadım yaşıyorum. Nasıl görmezsin? Neler yaşadığımı nasıl hatırlamazsın? Ben dün bu adam yüzünden ölmeyi denedim haberin var mı? Bu lanet hayata son vermeyi denedim. Ama bilemezsin çünkü körsün anne. Beni bizi tüketen bu adamı her seferinde affedecek kadar kör!"
Yine sinir krizi geçiriyordum ve hem bağırıyor hem de ağlıyordum. Annem bunu her seferinde nasıl yapardı? Anlamıyor mu tükeniyorum gözlerinin önünde. Abime baktım. Lanet olsun! Ben dün ki intihar girişimimi söylemiştim ve abimin gözlerindeki hayal kırıklığı can yakan türdendi. Bu ortama daha fazla dayanamazdım. Hemen üzerime hırkamı alıp dışarı çıktım. Tam bahçe kapısından çıkacakken biriyle çarpıştım. Başıma kaldırıp çarptığım kişiye baktım. Andaçtı. Hadi ama Andaç şimdi olmaz sırası değil.''Eda iyi misin?''
''Andaç gerçekten şimdi seninle uğraşamam''
''Hey hanımefendi dün bir söz vermiştik birbirimize hatırlarsan. Beyaz bir sayfa açtık ve arkadaş olduk. Ve insanlar arkadaşlarına böyle davranmazlar''
''Ben siyahım ama Andaç.Beyazlar beni örtmez.''
''Bak Eda ne olduğunu sormayacağım elbet zamanı gelince anlatacaksın ama birbirimize söz verdik yan yanayken bütün dertlerimizi unutacağız.O yüzden şimdi kederini üzüntünü sinirini bu kapıda bırak eve gelince yine duygularınla yüzleşirsin.Şimdi sadece mutlu ol tamam mı? Benimleyken mutlu ol.En azından birlikteyken bir parça mutluluğu hak ediyoruz.''
Bana doğru yaklaştı ve baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi
''Tamam mı cadı''
Haklıydı çok haklıydı.Acıyla hüzünle zaten yine boğuşacaktım. En azından açtığım bu beyaz sayfada biraz mutlu olacaktım ve bütün sorunlarımla eve gelince yüzleşecektim. Belki biraz mutluluk sorunlarla daha kolay baş etmemi sağlayabilirdi.
''Kabul''
''O zaman şimdi bir yere gidiyoruz''
''Nereye''
''Sürpriz''
''Sürprizlerden hoşlanmıyorum''
''Bunu seveceğine eminim''
Andaçla birlikte yürümeye başladık.Bir süre yürüdükten sonra Andaç durdu.Bende durdum.Geldiğimiz yere baktım.Burayı hatırlamıştım.Burası dün geldiğim uçurumdu.Anılar yine gözümün önüne gelince kötü hissettim ama burada bu sefer bir farklılık vardı.İki ağacın arasında iplerle sabitlenmiş bir salıncak vardı ve tam uçuruma bakıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR (Siyah Serisi~1~)(TAMAMLANDI)
Roman pour AdolescentsAndaç için Arya Bayan Karışık Arya için Andaç Bay Ego Dışarıdan bakıldığında birbirleriyle zıt iki karakter gibi görünselerde içlerinde yaşattıkları karakterler birbirinin aynı.İkisininde sorunları,karanlık geçmişleri ve güven problemleri var. Andaç...