İyi okumalar :*
Eve geldiğimde annem çoktan yemeği hazırlamıştı bile. Masaya oturduğumda annem dışarda ne yaptığımı sordu. Onu "Okulumu merak etmiştim, oraya gittim. Bu arada bu akşam bir parti varmış. Son sınıfların kaynaşması için. Ama ben gitmeyi düşünmüyorum." diye yanıtlayıp omuz silktim. Annem bana şaşkın gözlerle baktı ve kendinden emin bir şekilde "Kesinlikle gitmelisin Nora, bu yeni arkadaşlar edinmek için bir fırsat!" dedi. "Tamam, diyelim gittim. Orda ne yapacağım ki? Bir kişi bile tanımazken oraya gitmem çok mantıklı değil." diye cevap verdim ama annem çok kararlı görünüyordu. Kendinden emin bakışlarına dayanamadım ve "Ah, pekala. Ama sıkılırsam erkenden dönerim." dedim bıkkınca.
Genelde pek 'parti kızı' değilimdir. Eskiden de böyleydi şimdide böyle. İnsanlarla pek iyi anlaşamam, hemen kaynaşamam. Partiler sıkıcı gelir bana. Hep aynı olay, içersin ve sabah pişman olacağın şeyler yaparsın. Bu yüzden pek fazla parti kıyafetim yok. Neyseki geçen doğum günümde Isabel'in hediye aldığı zümrüt yeşili elbise vardı. Biraz fazla kısaydı ama şu an için başka seçeneğim yoktu. Kahverengi saçlarımı maşayla hafifçe dalgalandırdım. Aşırıya kaçmadan parlatıcı sürdüm ve kalem çektim. Siyah topuklularımı da giydikten sonra kendime aynada son bir kez baktım ve aşağıya indim. Annem beni gördüğünde gözleri iri bir şekilde beni süzdü. Bense onun bu haline gülmekle yetindim. Dışarıya çıkmadan bir taksi çağırdım ve beni parti alanına götürdü.
Kapıdan içeri girdiğimde kendimi deli gibi dans eden, kafayı bulmuş, götü başı dağıtmış insanların arasında buldum. Kulağım müziğe yeni yeni alışırken birisi beni kolumdan çekiştirdi. Kafamı ona çevirdiğimde bana doğru sırıtan sarışın bir kız gördüm. Saçlarını yemyeşil gözleri tamamlıyordu ve üstündeki elbise onu kesinlikle seksi gösteriyordu. "Sen yeni gelen kız olmalısın!" diye bağırdı müziğin sesini bastırmak istercesine. "Evet" dedim ve birbirimize gülümsedik. Beni kolumdan çekistirip bir grup insanın yanına getirdi. Ona anlamsızca bakarken "Ben Lena. Bunlarda Jack, Dylan, Stefan ve Justin." dedi kız. "Bende Nora" diye karşılık verdim.Gerçekten iyi birine benziyordu. Jack, Dylan ve Stefan bana gülümserken Justin denilen çocuk kafasını çevirmis dans edenleri izliyordu. Dylan'ın "selam, Nora." demesiyle ona döndüm ve tapılası gülümsemesine karşılık verdim. Koltukta kenara doğru kıpırdandı ve eliyle yanında açtığı boşluğu gösterdi. Utangaç bir şekilde gidip yanına oturdum.
*
Dylan'la bir saatten fazla süredir konuşuyoruz ve bu kaçıncı kahkaha atışım bilmiyorum. Biz koyu bir sohbetteyken Jack, Lena ile yiğişmiş, Stefan birkaç kızla flörtleşmişti. Justin ise biz Dylan'la konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra gitmişti. Benden hoşlanmadığı çok belliydi. Ama nedeni hakkında en ufak bir fikrim bile yok.
Göz ucuyla saate baktım ve artık eve gitmem gerektiğini düşündüm. "Artık eve gitmem lazım, sonra görüşürüz Dylan." dedim ve diğerlerine dönerek "görüşürüz millet" diye ekledim. Ayağa kalktığımda Dylan da kalktı ve "Seni bu saatte evine tek yollamam" dedi ve göz kırptı. Tanrım, bu çocuk neden bu kadar yakışıklı ve kibar??? Onu takip ederek Dylan'ın tapılası spor arabasının yanına geldik. Bindiğimizde "araban güzelmiş" dedim ve güldüm. Dylan ise gülerek "Teşekkürler" dedi. Evin önüne geldiğimizde Dylan'a bakarak "bıraktığın için teşekkürler." dedim ve içten bir şekilde gülümsedim. "Yarın sabah 9'da kapıda ol." dediğinde şaşkınca ona baktım. "Hey, bana öyle bakma. Yarın okul var ve seni götürmek istedim hepsi bu." demesiyle bir kahkaha attım. "Yarın görüşürüz, Dylan." dedim ve arabadan inip hemen eve girdim. Ordan da uykuya...
*
Sabah uyanır uyanmaz sıcak bir duş aldım. Kot şortum ve beyaz bluzum ile uyumlu bir babet giydim ve saçlarımı düzleştirdim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra çantamı da alıp aşağı indim. "Günaydın anne!" dedim kahvaltıya otururken. "Günaydın!" dedi o da bana. Bir kaç lokma daha yedikten sonra Dylan'ın gelmek üzere olduğunu fark ettim ve hemen kapıya çıktım. Dylan'ı bekliyordum fakat kapıda spor arabasıyla aniden Justin belirdi.
Kaşlarımı yukarı kaldırdım ve şaşkınlıkla Justin'e baktım. Neden o gelmişti? Dylan nerdeydi? Ve benim evimi nerden biliyordu? Justin aniden korna çaldı. Hemen yanına gittim ve ön koltuğa oturdum. "Neden sen geldin? Dylan beni alacağını söylemişti?" dedim masumca. "Dylan'ın işi çıktı. Bana seni almam için çok ısrar etti, o yüzden geldim. Sana söz vermiş sanırım. Saf işte. Yoksa bende sabah sabah senin yüzünü görmeye meraklı değilim." demesiyle gözlerimi irice açıp ona baktım. Onun yaptığı tek şey arabayı çalıştırmak olmuştu. Aradan bir kaç dakika geçti ve aklıma ilk gelen şeyi ona sordum, "Ben sana ne yaptım?" O ise arabayı kenara çekti ve şaşkın bir şekilde bana baktı. " Daha dün tanışmamıza rağmen benden nefret etmeye başladın. Soğuk davrandın. Bense sana bunlara rağmen gayet normal bir soru sordum ve senin tek yaptığın bana hakaret etmek oldu. Dün akşam az da olsa seni gözlemledim. Diğer kızlara gayet iyi davranıyorsun." dedim ve dolan gözlerimi hemen sildim. O ise tepkime şaşırmış, bana bakıyordu. " Ne yapmamı bekliyordun ki? Sana yavşayıp egonu yükseltmemi mi? Üzgünüm güzelim, genelde tam tersi olur." dediğinde arabadan inmek istedim.
Ama bunu yapamazdım çünkü çok sinirliydim ve bu şekilde okula yürüyemezdim. Ayrıca ilk günden okula gecikmek istemem. Okulun önüne geldiğimizde hemen arabadan indim ve arkama bile bakmadan ilerledim. Justin peşimden geliyordu ama ben konuşmak istemiyordum. İlk dersim biyolojiydi ve biyoloji sınıfının olduğu kata geldiğimde biraz yavaşladım. Tam o anda Justin beni kolumdan tutup kendine çevirdi. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştıkca biraz daha sıktı ve beni kendine yaklaştırdı. Koridordaki herkes nefesini tutmuş bir bana, birde Justin'e bakıyordu. Tam o sırada koridorun diğer ucundan deliye dönmüş Dylan'ın bağırışları yankılandı; "Justin!"
Merhaba :) Bu benim ikinci bölümüm ve biraz kısa olduğunun farkındayım ama bundan sonra daha uzun yazmaya çalışırım umarım beğenirsiniz :d Daha yeni yazmaya başladığım için sınır koymuyorum ama biz bu kadar uğraşıp yazıyorum vote yaparsanız çok sevinirim :D :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Because You're Different
Fanfiction''Biliyorum, sana zor geliyor. Aslında sevdiğinden de değil, vicdan azabından istemiyorsun gitmemi belki de. Zaten beni sevmen gerekmiyordu ki, hiçbir aşk kusursuz olmaz. Bak, burada kalamam Nora. Seni onunla beraber gördükçe kalbim eziliyor. İşler...