HATIRLATMA:
bölüm şarkısı: justin bieber - she don't like the lights
''Anlamıyorsun değil mi? Umrumda olmadığını? Ben bunlara katlanabilirim Justin. Ama sen katlanamazsın. Dylan'ı düşünüyorsun, çevremizdekileri düşünüyorsun, bana zarar verebilecek insanları düşünüyorsun, beni düşünüyorsun... Ama kendini neden hiç düşünmüyorsun? Bunları neden bana yapıyorsun?'' dedi yalvarırcasına çıkan sesiyle.
Şu anda onu yanıma çekip, sıkıca sarılıp, her şeyin geçeceğini ve mutlu olacağımızı söylemek istiyordum.
''Hiçbir şey umrumda değil, sadece senin iyiliğini düşünüyorum. Ben sana ne bir gelecek vaat ederim, ne mutlu bir evlilik, ne de huzurlu bir hayat. Benden alabileceğin tek şey bela Nora. Başını belaya sokmaktan başka elde edebileceğin bir şey yok.''
''Sana sarıldığımda mutlu olduğumu ve huzurlu hissettiğimi söylüyorum. Hayatımda asla yapmayacağım bir şeyi yapıyorum şu anda. Belayı göze alıyorum. Her şeyi... Dylan'a çok değer vermeme rağmen onun üzülmesini bile göze alıyorum. Ama sen bana sadece bela getireceğini mi söylüyorsun?'' dedikten sonra gözlerini silip devam etti;
''Ve aşk Justin. Aşk da getirebilirdin.'' dedikten sonra hayal kırıklığıyla başını salladı. Arabanın kapısı açtı ve aşağı indi. Kapının önünde birini gördüm fakat karanlıktan yüzünü seçemiyordum.
''Bende seni bekliyordum, ortak.''
*
BÖLÜM 21
*
Nora'nın ağzından
''Mike.'' dedi Justin düz sesiyle. Ben ağzım açık Mike'a bakarken Justin hiç şaşırmış görünmüyordu.
''Bende seni bekliyordum ortak. Duyduğum kadarıyla işi halletmişsin.'' dedi Mike. '-sin' derken kafasını bana çevirdiğinde kasıldım. Kafamı sallamakla yetindim.
''Onun tepkisini merak ediyorum Nora. Onu öldürdüğündeki yüz ifadesini anlat bana.'' dediğinde oyunculuğumu kullanmaya başladım.
''Acınasıydı. Bir ara bana yalvardı, biliyor musun?'' dedim alaycı tavrımla. Bu kadar soğukkanlı olmam Justin'i de şaşırtmış gibiydi.
Ne bekliyordu ki? Olaylara karşı soğukkanlı olmayı ondan öğrenmiştim ben.
''Güzel, güzel. Peki ceset nerde?''
''Orası seni ilgilendirmez. John'un Nora tarafından öldürülmesini istedin, o da bunu yaptı. Bu kadar.'' diye araya girdi ve Mike'a karşı çizdiği sınırların dışına itti onu.
''Öyle olsun adamım. Öyle olsun.'' dedi ve şüpheci bakışlarını Justin'in üstünde gezdirdi.
''Buradaki işiniz bittiğine göre, neden dönmüyorsunuz?'' diye pişkince bir soru yöneltti Mike.
''Orası seni ilgilendirmez.'' diyerek ikinci kere Mike'a sınırlarını göstermeye çalıştı.
''Sen, Dylan ve Jack; bilirsin... Yapacak işleriniz yok mu sizin?'' diyerek kaşlarını kaldırdı.
Ne işi?
Jack ve Dylan ne alaka?
''Sonra görüşürüz, Mike.'' dedi ve beni içeri soktu Justin. Mike'ın gittiğinden emin olduğunda o da içeri girdi.
''Ne işinden bahsediyor?''
''Boşver Nora.'' diyerek beni geçiştirmeye çalıştı. İşler mi? İşlemez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Because You're Different
Fanfiction''Biliyorum, sana zor geliyor. Aslında sevdiğinden de değil, vicdan azabından istemiyorsun gitmemi belki de. Zaten beni sevmen gerekmiyordu ki, hiçbir aşk kusursuz olmaz. Bak, burada kalamam Nora. Seni onunla beraber gördükçe kalbim eziliyor. İşler...