Bölüm 28: ''I wanna hate him.''

5.4K 187 33
                                    

HATIRLATMA:

bölüm şarkısı: rihanna - california king bed 

''Tanrı aşkına, ya kitabını Seth'de unutmasaydın? Haberim olmayacaktı! O adam seni siktiğimin düşmanıma götürecekti ve haberim bile olmayacaktı! Sen bunu çocuk oyuncağı sanıyorsun ama değil, lanet olsun ki bu benim şu andan sonra bırakabileceğim bir şey değil. Ben artık battım. Ama sen henüz batmadın.'' diye de ekledi.

''N-ne demeye çalışıyorsun?'' derken alt dudağımı dişledim. Göz yaşlarım gelmek için yalvarıyordu fakat diretiyordum.

''Anlamamış gibi davranma Nora.'' dediğinde dayanamadım. Bir çift göz yaşım yanaklarımdan aşağı süzülürken dediğinin farkına vardım.

''Justin bunu yapma.'' dedim ağladığım için acınası çıkan sesimle.

''Bana yalan söyledin Nora. Bunu kaldıramam. Bana neden yalan söylediğin değil, söyleyip söylemediğin önemli. Benim güvenimi bir kere kırdın. Ama lanet sorun sadece bu değil!'' dedi ve yumruk yaptığı elini birazcık daha sıktı.

''Düşmanlarım her yerde. Ve ne kadar kendime yediremesem de seni koruyamam. Bir tanesinden belki, iki tanesinden belki koruyabilirdim ama seninle çıktığımı öğrenenler gittikçe çoğalıyor ve bu da hedeflerin hepsini sana yöneltiyor.''

Bir kaç saat önce mideme giren ağrının katlarca fazlası yerini almıştı.

Bir şeyler söylemek istiyordum fakat kelilmeler boğazımda birbirine girip düğüm olmuştu adeta.

''Seni sevmem demek sürekli seninle olacağım anlamına gelmez. Birini sevmek demek - ki kötü bir piçin tekiysen- sevdiğin kişiyi korumak demektir. Seni korumak için Nora, bu kadarmış.'' dediğinde bacaklarımın beni taşımadığı fark ettim.

''Justin, saçmalama. Beni bırakamazsın.'' dedim. Gözlerimdeki yaşlar birer birer süzülüyordu yanaklarımdan boynuma doğru.

Ellerimle ellerini kavradım ve kafamı göğsüne yasladım.

Derin bir nefes aldığında kafamı kaldırıp ona baktım, gözleri dolmuştu. Ya da benim gözlerim çok fazla dolduğundan yanlış görüyordum emin değilim.

''Uzatma.'' dedi ve ellerimdeki ellerini çekti ve kapıya yöneldi. Kapıyı hızlıca çekti ve çıktı. Araba motorunun sesini duyduğumda sırtımı duvara yasladım ve ayaklarımın beni taşımayacağını bildiğim için duvara sürtünerek yere oturdum.

Kendi kendime konuştum.

Gitme Justin.

Beni bırakma Justin.

*

BÖLÜM 28

*

Kendime gelmeliydim. Ne yani, en ufak bir kavgada bu kadar dağılmam normal miydi?

En ufak kavga? Farkında mısın bilmiyorum ama ayrıldınız.

Kapa çeneni, iç ses.

''Tanrım, bir delirmediğim eksikti...'' diye mırıldandım kendi kendime.

Pijamalarım, dağılmış topuzum ve akmış göz kalemim ile yarı uyanık- yarı uykuda bir şekilde kahvaltı hazırladım.

Tabiki okula gitmeyecektim, bu ruh haline değil okul yemek bile yemek fazla gelirdi.

Zaten bir kaç lokma atıştırdıktan sonra mutfaktan çıktım. Salona gittim ve duygusal bir film açtım, filmi durdurdum ve atıştıracak bir şeyler alıp filmi izlemeye koyuldum.

Because You're DifferentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin