Bölüm 20: ''And love Justin, love.''

6.1K 188 18
                                    

HATIRLATMA:

 bölüm şarkısı: lana del rey - young and beautiful

''Peki... Yani sen şimdi?.. Şey, hoşla...'' diyebildim sadece, daha çok lafı ağzımda geveleyip yarım yamalak konuşmuştum.  Ona 'bana aşık mısın?' demek isterdim ama bunun için cesaretim yoktu. Neyse ki neyi kastettiğimi anlamıştı.

''Bu hoşlanmak gibi küçük bir kelimeye sığdırılamaz. Bu sevgi Nora. Bu aşk.'' dediğinde kalbim ağzıma gelecek sandım. O kadar hızlı atıyorduki, ne diyeceğimi şaşırmıştım.

''Justin...'' dedim yüzümü buruşturarak. Ona tam 'seni seviyorum' diyecektim ki geri çekildi.

''Sakın söyleme Nora. Şu lanet olası hayatta böyle hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. Birinin bana böyle hissettirebileceğini hiç düşünmemiştim.'' dediğinde gözlerini sıkıca kapattı. Açtığında halıya sabitlemişti. Sanki gözlerime bakmak istemiyordu. Justin için ilk defa bu kelimeyi kullanacaktım belki ama, korkuyordu.

''Justin, umrumda değil. Ne düşmanlarından korkuyorum ne de Dylan'ın vereceği tepkiden. Gerçekten umrumda değiller. Tek umursadığım sen ve aramızdaki bu şey...'' derken gözlerimi onun gibi yere çektim ama hemen gözlerine geri bakmaya başladım. Bu sefer o da kaçırmamıştı.

''Beni değiştiriyorsun...'' dedim. Nefes aldıktan sonra devam ettim.

''Ama bundan memnunum.'' dedikten sonra tebessüm ettim. Ona daha da yaklaştım ve ellerimin arasına yüzünü aldım.

''Belki sen de beni değiştirebilirsin?''

*

BÖLÜM 20

*

Justin'i değiştirmek... Kulağa imkansız geliyor.

''Ben seni değiştirmek istemiyorum Bieber. Bu halinle seviyorum seni.'' dedikten sonra kafamı daha çok gömdüm omzuna. Birbirimize sarılarak konuşuyorduk.

''Bu kelimeyi senden duymak çok garip hissettiriyor... O 13 harf senin dudaklarından benim için çıktığında kalbim tekliyor. Seni seviyorum, güzelim.'' dedikten sonra sarılmayı kesti.

''Yani biz şimdi, hmm?'' dedim. Sevgili miydik bunu öğrenmeye çalışıyordum.

''Ve, işte zor olanı Nora. Sevgili olamayız. Sevgili olsak bile bu sürmez. Diğer sevgililer gibi sokakta el ele yürüyemeyiz, sinemaya gidemeyiz, beraber alış-veriş yapamayız; çünkü her yerdeler. Düşmanlarım her yerdeler ve birde seninle sevgili olduğumuzu öğrenirlerse... Seni güvende tutmak benim için daha önemli. Hem tek sorun bu da değil. Dylan'a ne demeyi düşünüyorsun? Benim için özel olman en yakın arkadaşımı satabileceğim anlamına gelmez.'' dedi sesini olabildiğince nötr tutmaya çalışarak.

'Seni seviyorum' dediğinde ne kadar mutlu olduysam, 'Seninle sevgili olamam' demeye çalıştığında da o kadar üzülmüştüm. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.

''İlk defa aşık oldum Justin... İlk defa biri için böyle şeyler hissediyorum ve karşılıklı. Hayatım boyunca aşkımın karşılıklı olduğunun hayalini kurmuştum. Onunla sarılıp uyumayı, belki beraber film izlemeyi... Dışarıda benden nefret ediyormuş gibi davran. Umrumda değil.'' dedim ağlamaklı çıkan ve titreyen sesimle.

''Zorlama Nora. En yakın arkadaşıma yalan söyleyemem işte! Senden daha berbat durumdayım görmüyor musun! Bunun böyle olacağını biliyordum. Bu yüzden seni ilk gördüğümden beri nefret etmeye çalıştım senden. Ama olmadı.'' diye bağırdı ve belimdeki ellerini çekip cevap vermeme fırsat tanımadan odadan çıktı. Dış kapının kapanma sesini duymamla derin bir nefes aldım ve düşmek için savaş veren göz yaşlarımı serbest bıraktım. Titreyen alt dudağımı ısırdım ve az önce onun kalktığı yatağa gidip yattım. Yastığına sarıldım ve kokusunu içime çektim.

Because You're DifferentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin