HATIRLATMA:
bölüm şarkısı: pink -try
''Bana başında hiçbir şeyin normal bir ilişki gibi olmayacağını, bunun lanet bir oyun oladığını söylemesine rağmen peşinden sürüklenmeyi ben seçtim. Ne yaptığını, nereye gittiğini, hatta başka biriyle ilişkisi olup olmadığını bile bilmiyorum. Tek bildiğim onun ani ruh hali değişimlerine daha fazla dayanamayacağım.'' diye sitem ettim.
''Aklınla konuşma.'' dediğinde yüzümü buruşturup anlamsızca ona baktım.
İki parmağını kendi sol göğsüne götürdü ve iki kere yavaşca vurdu.
''Burayla konuş.''
''Kalbimden geçenleri mi söylememi istiyorsun?'' dedim aynı şaşkınlığımı devam ettirerek.
''Evet.''
Ne söylemem ya da ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sanırım doğaçlama iyi gelebilir.
''Tamam başlayalım-'' derin bir nefes aldığımda araya girdi.
''Bana mı? Hayır, Justin'e anlatacaksın Nora.'' Öğretici bir sesle konuştu.
Onunla konuşmalı mıydım?
''Sanırım bunu yapmalıyım.''
''Güzel, hadi atla da seni Justin'in evine götüreyim.''
*
''Seth, ben yapamayacağım. Geri gitmek istiyorum.'' diye söylendim.
''Saçmalama Nora, sevdiğini söylemeye utanan küçük çocuklar gibisin. Sevgilinle konuşmaktan mı korkuyorsun?'' derken bir kahkaha patlattı.
Elimin tersiyle omzuna vurdum. ''Şapşal.''
''Hadi, in artık işim var.''
Söylenerek arabadan indim ve kapının önüne kadar geldim.
*
BÖLÜM 36
*
''Sen beni bekleme Seth, ben kendim dönerim.'' dediğimde onaylarcasına kafasını salladı. Kapının önüne geldiğimde Seth'in arabasının tekerleklerinin çığlığını duyabiliyordum.
Tamam, bunu yapabilirim. Ne yani, sevgilimle konuşamayacak kadar aciz miyim? Hayır.
Bana kötü davranan sevgilimle konuşamayacak kadar acizim.
Biraz daha bu tarz düşüncelere kapılırsam bu kapıdan içeri asla giremeyeceğimi fark ettim ve anlık deli cesaretimle kapıyı tıklattım. Tanrım, ne yapmıştım ben?
Hemen arkamı döndüm, o kapıyı açmadan hızla buradan kaçacaktım ki daha 90 derecelik bir açıyla dönmüşken kapı açıldı. Dişlerimi sıkarak ona doğru döndüm ve onun duyamayacağı bir şekilde ''kahretsin.'' dedim dişlerimin arasından.
''Nora?''
''Justin!'' dedim ve sırıttım. Öylesine uğramış gib yapmak için çok mu geçti?
''Ne işin var burda?'' Evet, çok geçmiş.
''Ne işim mi var? Ne azmandır sevgilimin evine sadece işim olduğu için gelebiliyorum?'' derken kaşlarımı çattım. Cevap vermeyince pes ederek tuttuğum nefesimi verdim ve kaşlarımı indirdim.
''Tamam, içeri girebilir miyim?''
Cevap vermek yerine kapıyı biraz daha araladı, içeri geçtim.
Salondaki koltuğa mahçup ve utangaçbir tavırla oturdum ve onun da gelip karşıma oturmasını bekledim.
''Neden geldin?'' diye diretti. Sinirlenmiştim, hemde çok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Because You're Different
Fanfic''Biliyorum, sana zor geliyor. Aslında sevdiğinden de değil, vicdan azabından istemiyorsun gitmemi belki de. Zaten beni sevmen gerekmiyordu ki, hiçbir aşk kusursuz olmaz. Bak, burada kalamam Nora. Seni onunla beraber gördükçe kalbim eziliyor. İşler...