Bölüm 12: ''Forest.''

6.4K 175 11
                                    

İYİ OKUMALAR :*

HATIRLATMA:

*

Okula geldiğimizde neredeyse herkes bize bakıyordu. Tamam, Justin okulun popüler çocuğu olabilir. Bende onun en yakın arkadaşının sevgilisi olabilirim -güya- , Dylan yerine Justin'le okula gelmiş olabilirim. Sanırım bu konuşma lehime doğru gitmiyor.

Okula girdiğimizde Dylan bize doğru geldi. O kadar sinirliydi ki. Burada sinirlenmesi gereken bendim!

''Dünden beri seni arıyorum. Mesajlarıma neden cevap vermedin?!? Evine bile geldim? Amacım ne Nora?!'' diye bağırırken kolumu sıkıyordu. O kadar canımı acıtıyordu ki... Hem fiziksel hem duygusal anlamda.

''Bırak kolumu! Sanki ne yaptığını bilmiyorsun! Bir de gelip benden hesap mı soruyorsun?'' diye bağırdım. O sinirli olabilir ama benim sinirimin yanında bir hiçti.

''Bırak kolumu dedi dostum.'' diye araya girdi ve Dylan'ın elini kenara ittirdi. Ben kolumu ovalarken Dylan'ın söylediği sözlerle şaşkınca ona döndüm.

''Şimdi neden telefonlarıma bakmadığın belli oldu.'' derken Justin'i süzdü.

*

BÖLÜM 12

Alayla ona bakarken beni umursamamıştı. Gözlerini dikmiş Justin'i inceliyordu. 'En iyi iki arkadaş; Dylan ve Justin. Aralarını bozan bir sürtük; Nora.' dışardan böyle görünüyor olmalıydı.

"Saçmalıyorsun dostum." dedi her zamanki nötr sesiyle.

"Peki onun yanında ne işi vardı? Sabah neden beraber geldiniz ha?!?" dediğinde göz ucuyla Justin'e baktım. Çenesi kasılmıştı. Bu olaya bir an önce el atmam gerektiği anlamına geliyordu.

"Ben... Dün seni barda bir kızla öpüşürken gördüm. Çok sinirliydim çünkü o bara gelmemi farklı bir numaradan Justin adına atılan bir mesaj söylemişti. Justin'e kızmak için gittiğimde onun hiçbir şeyden haberi olmadığını öğrendim. Yani Dylan, senin şu anda Justin'e bağırmaya zerre kadar hakkın yok. O kızı öperken hiç mi düşünmedin ha? Hiç mi beni düşünmedin?" dedim. Sesim çaresiz çıkmıştı ama hiç de öyle hissetmiyordum. Hatta sırtımdan bir yük kalkmış gibiydi.

"Ne kızı? Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Dün çok içmiştim, sadece bunu hatırlıyorum." dediğinde ciddiydi. Dylan bana yalan söylemezdi, söyleseydi anlardım. Ama umrumda değildi. Ona kızgın, küs veya sinirli değildim ama barışma isteğim yoktu işte. "Bunları konuşmak istemiyorum Dylan. Sadece şunu bil, bitti." dedim ve arkamı dönüp hızlıca sınıfa ilerledim. Dylan peşimden gelmeye çalışmıştı ama Justin izin vermemişti. Merdivenlere inerken duyduğum son ses onlardı.

"Biraz zamana ihtiyacı var dostum."

"Ona değer veriyorum Justin."

*

"Hey, selam!" diyen sese döndüm.

"Hey, Seth! Naber?"

"İyiyim, ama senin hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Korkunç görünüyorsun." dediğinde ikimizde güldük.

"Evet, çok iyi gitmiyor aslında."

"Ne iyi gitmiyor?"

"Hiçbir şey." diye net bir şekilde cevapladım.

"Anlatmak ister misin?"

"Uzun hikaye, çıkışta işin yoksa iki blok ötede bir kafe var."

"Çıkışta beni bul." diyip göz kırparak gitti. Bu çocuğu çok seviyorum, hem beni anlıyor hem de nasıl güldüreceğini çok iyi biliyor.

Because You're DifferentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin