Bölüm 9: ''Canada''

6.5K 191 11
                                    

İYİ OKUMALAR :*

Bölüm şarkısı: Rihanna - what now?

HATIRLATMA:

Kendimi sakinleştirmeye çalıştım, diğer türlü mantıklı düşünemiyordum.   Dylan odadan çıkarıldığında Stefan beni bıraktı. Şaşkın gözlerle ona baktım. Tabii ki bana dokunmasını istemiyordum ama hiç de numara yapıyormuş gibi durmuyordu. ''Ne o? Sana tecavüz edeceğimi falan mı sandın? Dylan böyle bilse yeter Nora. Yaşadığım o çaresizliği kısa bir süre de olsa tatmasını istedim hepsi bu. '' dedi ve tebessüm ederek dışarı çıktı. Yere oturdum ve saç diplerimi çekiştirmeye başladım. Şu anda okulda olmam gerekiyordu. Skıcı derslere girip nefretle öğretmenlere bakmam gerekiyordu. Sınıf arkadaşlarımın benim dedikodumu yapması gerekiyordu. Bunlara bile razıydım, ama Stefan tarafından kaçırılıp umutsuzca olanları beklemeye değil.

Stefan tekrar içeri geldi ve beni yerden kaldırdı. Kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki bağırmamak için zor tuttum kendimi. Tam o sırada kapı açıldı. ''Sana ona dokunmaman için uyarıda bulunmamıştım, ama bunu tahmin etmen gerekliydi piç kurusu. Ona dokunduğunda ölümünün benim elinden olacağını bilmen gerekirdi.'' dedi her zamanki gibi duygularını gizleyen alaycı ve rahat gülümsemesiyle.    

BÖLÜM 9:

Şaşkın bir şekilde kafamı Justin'e çevirdim. Her zamanki gibi rahat, kendinden emin ve planının işleyeceğinden %100 emin görünüyordu. Stefan onu görünce halinden memnun bir şekilde gülümsedi. Derdi neydi bunun?

Justin Stefan'ın sıktığı koluma baktı. Çenesinin kasıldığını fark ettim. Bir kaç saniye sonra Stefan'a bir yumruk geçirdi ve hazırlıksız yakalanan Stefan yere yığıldı. Dilim tutulmuş bir şekilde onları izliyordum. Justin'in Stefan'a geçirdiği yumrukları... Tekmeleri... Her şey bulanık görünüyordu. Kulaklarım çınlıyordu. Son hatırladığım şey yerde can çekişen Stefan'a sağlam tekmeler geçiren Justin'di.

*

Bilincim yerine geldiğinde gözlerimi açmaya çalıştım. Ama sanki göz kapaklarım birbirine yapışmıştı ve uyumam için bana ısrar ediyordu. Zor bela gözlerimi açtım ve başımda bekleyen Lena'ya baktım. Mutlulukla ''uyandı!'' diye bağırdı. Bir kaç saniye sonra Justin, Dylan ve Jack içeri girdi. Dylan uzandığım yatağın yanında diz çöktü ve elimi tuttu. Justin ve Jack ise bir kaç adım geride Lena ile bize bakıyordu. ''İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun? Bir şey ister misin? Acıktın mı? Susadı-''

''Dylan, Tanrı aşkına susar mısın? İyiyim.'' dedim ve bu telaşlı haline gülerek geçtim. Kendimi iyi hissediyordum, sadece uzun süre uyumanın halsizliğiyle boğuşuyordum.

''Lanet olsun, annem? Annem meraktan ölmüştür!'' diye telaşa kapıldım. Bu sefer hiç konuşmayacağını düşündüğüm Justin ''Lena'larda kaldığını söyledik, merak etme.'' dedi o ifadesiz suratıyla. Onaylarcasına başımı salladım ve etrafı seyrettim. Dylan'ın evindeyiz sanmıştım ama Justin'in evindeydik. Odasında değildik ama onun evi olduğuna eminim.

''Bu gece seninle kalmamı ister misin?'' dedi Dylan şefkatli ses tonuyla. ''Gerek yok Dylan, ben iyiyim. Sadece uyumak istiyorum.'' dedim ve esnedim. Jack ve Lena 'iyi geceler' diyip gittikten sonra Dylan bana sarıldı ve bir çoğunu dinlemediğim şeyler söyledi. Anneme benzemeye başşlamıştı. ''Üstünü ört, bol bol su iç...'' ve bunlar gibileri. Dylan'ı da yolladıktan sonra Justin odadan çıkacağı sırada onu kolundan tutum ve ''Konuşacağız, Bieber.'' dedim. ''Hani senin uyku vardı?'' dedi ve kaşlarını yukarı kaldırdı. ''Konuşacağız dedim.'' diye ayak direttim.

Because You're DifferentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin