Kutu-16-

67 14 9
                                    




Broken Iris- A New Hope

Hayat her zaman mı zordu yoksa sadece bu sene için mi? Leon filmindeki bir sahne geldi aklıma. Mathilde Leon'a hayat her zaman mı zordur yoksa büyüdükçe iyileşir mi?, diye sormuştu. 'Hayır' ne kadar da doğru bir cevaptı.

Boğazınızda hissettiğiniz o el. Bakısı bir an olsun kaybolmuyordu. Midenize çöken o şey. Her neyse bilmiyordum ama kesinlikle hayatınız boyunca orada duruyordu.

Ve durduk yere gelen ağlama isteği. Bunun sadece gençlerde olmadığını biliyordum. Bu her insanın sahip olduğu bir şeydi. Zincirlerin zihnimizin geride kilitli tuttuğu duyguların olmadık zamanlarda ortaya çıkmasıydı bu.

Zamanla beni anlayacak birinin karşımıza çıkmasını bekledim. Belki kapatıcı sürdüğüm göz altlarımda geceden kalma yaşları fark eder diye. Belki o kadar dikkatli bakar ki bana ve belki o kadar çok sever ki beni... Zincirlerimi kırar. Gülümsememin ardındaki acı yüzümü görür. Hüzünle çürüyen bedenim. Belki bir gün öyle birini severdim ki bedenlerimizi birlikte çürütürdük. Kırmızılıktan uzak dudaklarımdan dökülen zehri fark edebilirdi. Dünyama girerdi ve birlikte mükemmel bir hayalde yaşardık. Geceleri somut bir insan hakkında hayaller kurardım. Belki sadece masum çocuklar olurdu dünyamızda fesat insanların aksine.

Bizi gözetleyen kimse olmazdı fakat o hiç gelmedi. Bazen geldi sandım ve ona kapı açtım. Her defasında bana yaklaştı sonrasında kapıyı kapattı ve tekrar uzaklaştı. Ruh ve hayalin bahçeleri sevgiyle yıkanacaklarını düşünüyorlardı. Ruhumun cılız bir güneş ışığı ve birkaç damla su ile büyüttüğü papatyalar daha fazla güneş ışığı alacaklarını zannediyorlardı.

Ben o papatyaları ezdim.

Soldular.

Artık onlar da siyah.

Genç kız adını bilmiyordu, unutmuştu.

Baş parmağımı üst dişlerime bastırırken kafamı geriye attım. Elimi delicesine atan kalbime götürüp tuttuğum nefesimi üfledim.

''Ödümü koparttın Kayra. Ne diye sessizce arkamdan geliyorsun?''

Omuz silkip rahat bir tavırla ''Seni evde yalnız bırakmaya gönlüm el vermedi.'' dedi. Normalde bu lafın kalbime dokunması gerekti ama hiçbir şey olmadı.

''Merak edecek bir şey yok.'' diye tersledim. Ne olduğunu bilmiyordum ama ona karşı sıcak davranmak gelmiyordu içimden.

Sıkıntıyla nefes aldı. '' Yine ne oldu.''

Cevap vermeden omzum ile omzuna vurdum ve dışarı çıktım. Soğuk hava bedenimi titretirken ellerimi eteğimin cebine koydum. Artık görmeye alıştığım ve beni izlediğini bildiğim siyah araba yine yolun karşısındaydı. Kapıyı henüz kapatmamıştım çünkü Kayra içerideydi. Hızlı adımlarla tekrar evin içine girdiğimde Kayra bana hiçbir şey anlamadığını belli eden bakışlar atıyordu.

Mutfağın girişindeki masada duran anahtarları aldım ve tekrar hızlı adımlarla küçük spor arabamızı park ettiğim yere gittim.

Arabayı çalıştırdığımda 15 metre kadar uzağımdaki siyah arabadan gözümü alamıyordum.

Tam gaza basacakken arabanın kapısı açıldı. ''Nereye gittiğini sanıyorsun bu halde?''

Alayla gülüp tam olarak Kayra'ya döndüm. ''Bana bakıcılık yapmak zorunda değilsin. '' dudaklarımı birbirine bastırdım. ''Bak ne diyeceğim. Kendimi senin yanında aptal gibi hissediyorum. Ne olursa olsun bir gece hastaneden yatmama sebep oldun. Beni öptükten sonra hiçbir şey olmamış gibi davrandın ve sana bir şeyler yapmayı teklif ettiğimde beni reddettin. Öyleyse neden hala yanındayım? Yeterince sorunum var zaten. Senin de başka bir sorun olmanı istemiyorum. O yüzden senin evinde falan kalmayacağız. Bitti. Anladın mı? Bundan sonra komşuluk ilişkimizin bile olmayacak.'' Kelimeleri hızla soluduğum için nefes nefese kalmıştım.

DaimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin