Takip-17-

79 16 13
                                    


Daniel Powter- Bad Day

Geçen haftadan pek bir farkı olmayan vaziyette uyurken bulmuştum kendimi. Ama bir değişiklik vardı. Geçen haftadan farklı bir şey.

Yanımda yatan ve bana sıkıca sarılmış olan Kayra'yı beynim uykudan uyanıklığa geçtikten iki üç saniye sonra fark etti. Ani bir ürkmeyle yatakta doğruldum.

Çocuksu bir edayla gözlerini yavaşça ovuşturdu. ''Daha çok erken, biraz daha uyusak.'' diye mızmızlanırken koluna bir tane geçirdim.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen? Burada böylece yanımda yatamazsın. Ben senin evinde misafirim ve evinde kaldığım için benimle birlikte uyuma düşünceni kafandan atsan iyi olur.''

''Tamam''derken oldukça rahat konuşmuştu. Hadi ama, neden böyle yapıyordu ki? Neden ben bir şeyi yapma dediğimde hemen kabulleniyordu. Bana sarılma derken aslında sarılmasını istemiştim. Beni öpecekken 'yapma' dediğim zaman beni öpmesini istemiştim ve benimle uyuma derken de tam aksini kastediyordum ama o anlamıyordu.

''Hadi uyumaya devam edelim.'' diye devam ettiğimde yüzümde istemsiz bir tebessüm oluştu. Daha yeni uyandığı için çok fazla çocuk gibiydi. Gözleri hafif şişmişti ve daha henüz yeni yeni çıkan sakallarını birkaç gündür tıraş etmediği belli oluyordu. Normalde öyle çok da sert yüz hatlarına sahip değildi. Dışarıdan bakıldığında soğuk biri gibi de durmuyordu ama o kesinlikle kapalı bir kutuydu.

İsteğini bende istediğim için tekrar yatağa uzandım. 

Yüzüm ona dönük olduğu için sıcak nefesinin bir kısmı yüzüme dökülüyordu.

"Okula gitmemiz lazım."  derken sesim üşengeçlikte tavan yapmıştı.

"Raporun var ve annen burada değil." Soru sormuş gibiydi. Okula gitmeyelim diyordu.
"Sen yirmi yaşında bir dahi olabilirsin ama ben on yedi yaşında yarım akıllının tekiyim. Haftaya yazılı haftası ve benim yaptığım şeye bak."

Dişlerini göstererek bir gülümseme sergiledi. "Yarım akıllı olduğun konusunda haklısın. "
Gözlerimi devirdim.
"İstersen seni çalıştırabilirim."
Her ne kadar bunu istesemde hâlâ içerlerde bir yerde olan sorumluluk sahibi Karen "Gerçek şu ki senin yanındayken odaklanamam. Ders çalışmaktan çok konuşacağımızı biliyorum o yüzden yalnız başıma çalışmam daha doğru." dedi.

Kaşları yukarı kalkarken gülümsemesi muzip bir ifade almıştı. " Kızımızın içinde ineklik de varmış."

"Evet bu yüzden okula gideceğim. ."

"Tamam."
Tek kaşımı çatarak " Sen gelmeyecek misin?" diye sorarken dolabından bir tişört çıkarıyordu.

"Hayır, işim var." Yüzünü ekşitmişti.

Fazla üstelemedim ve o yeni aldığı tişörtü giyecekken dışarı çıktım.
Üzerimde duran saten pijamayı sebepsizce çok sevmiştim. Bu sefer üzerimi kendim değiştirdiğimi hayal mayel hatırlıyordum.

Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra alt katta koltukta uyumuş Mehmet'i kaldırdım.

İkimiz birlikte eve girdik  ve okul için hazırlanıyorduk.

Evden dışarı çıktığımızda Kayra'nın arabasını park halindeydi.
Planımın güzel işlediğine sevinmiştim.

Mehmet'e "Okuldan sonraki dershane sınavında başarılar ablacım. " deyip öpmeye çalıştığımda kafasını aşağı eğip bunu engelledi.
"14 yaşındayım şunu sokağın ortasında yapmayı kes." Tam bir ergen gibi davranıyordu.
Uyuzluk değil mi deyip ellerimle kafasını sabitledim ve yanağına aniden bir öpücük kondurdum. Sinirle yanağını silerken gülmeye başlamıştım.
"Ayrıca okuldan gelince evi temizle." Emrim karşısında tek kaşını çatmıştı. "Bunu bana ne yaptıracak?"
"Annem giderken sorumluluğun bende olduğunu söyledi. Bu da sana istediğim her şeyi yaptırabileceğim anlamına geliyor."
Konuşmak yerine bana el hareketi çekip yoluna devam etti. Bunun hesabını sonra ona ödetecektim.
Telefonumu çıkardım ve Zeynep'i aradım. 
"Selam bebek." Cırtlak bir ses duyduğumda yüzümü ekşitmeden duramıyordum.
"Selam. Bugün okulu kırmak ister misin? Yardımına ihtiyacım var."
"Güzel olurdu ama lanet e-okul mesajları, bilirsin."
"100 ₺?"
"Tamamdır, geliyorum." deyip yüzüme kapattı. Para her zaman işe yarıyordu.

DaimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin