Arkadaşlar-6-

133 40 8
                                    


Sia-Cheap Thrills

    Yağmur pencereme vururken aynı zamanda huzursuz düşüncelerimi de ıslatıyordu. Benliğimde kaybettiğim kendimi sokak ortasında ıslak ve üşüyen küçük bir kız çocuğuna çeviriyordu.

       Karanlık bulutların ardından patlayan ışıklar hiç de hayra alamet değildi. Bize kendimize gelmemizi hatırlatan uyarıcılar gibiydi. Flash'ı andıran bu ani ışıklardan küçük bir kız ikende korkmazdım hala da korkmuyordum.

     Yağmur şiddetini azaltınca ve geriye ara ara parlayan ışıklar kalınca bakışlarımı pencereden Ege'ye heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatan Eylül'e çevirdim.

Onları ne kadar da özlemiştim...

''Ben pek sevmedim.Hoşlaşmadım çocuktan.''

''Sanki hoşlaş diye anlattım haa!'' dedi Eylülcüğüm sahte bir kızgınlıkla.

''Oha kimden hoşlaşmadı Ege?'' diye sordum heyecanla.

''Ooo!Kızım ben 3 saat 14 dakikadır hoşlandığım çocuğu anlatıyorum.Senin kafan nerede?''

Gözlerimi Ela'dan kaçırdım. Çünkü utanmıştım. O benim en yakın arkadaşımdı fakat şu 4-5 aydır kendimi ondan da uzaklaştırmıştım.

''Ya kaçırmışım işte.Hadi özet geç!''

''Tamam kız'' dedi ilk önce oflasada sonra bana kıyamayan Eylül.

''Bizim okulda.Bence acayip yakışıklı.Kaslı ve mavi gözlü.Bir de uzun boylu.Ayrıca böyle kötü çocuk havalarında.Ne biliyim...Öyle işte'' Sanırım şimdi benim bir şeyler söylemem gerekiyordu. Aklımdaki binlerce cümleden rastgele birini seçtim ve

''Basket takımı kaptanı mı?'' diye sordum. Çünkü anlattığı çocuk fazla klasik bir bad boydu. Yakında Ela ile birlikte tehlikeli şeyler yaparlardı sonra Ela ailesiyle kavga ederdi. Sonra Ela'yı sahiplerinirdi ardından da arkadaşımı çocuğun düşmanları kaçırırdı.

''Satranç klübündeki çocukları çalıştırıyor sadece''

Verdiği cevapla birlikte minik zihnimde kurduğum tüm hayaller yıkılmıştı. Sanırım Eylül bu sene takdir alacak ve matematik olimpiyatlarına katılacaktı.

''İnek mi?'' hadi ama bunu sormam gerekiyordu. Gözleri mavi idi ve kasları vardı ama gözlerinin mavi olması gözlüğü olmadığı anlamına da gelmiyordu.

''İşte beni ona çeken şey de o ya. O zeki gibi bir şey.''

dediği şeyle kafamı aşağı yukarı salladım. ''İyiymiş.''

Ardından oturduğum koltuktan kalktım ve yan yana bağdaş kurmuş Ege ve Eylül'ün yanına daire oluşturacağımız şekilde oturdum.

''Evet Ege bey şimdi siz anlatın. Hayat nasıl gidiyor?''

''Ne olsun işte Karen. Aynı hep yani.''

Kaş göz işareti yaparak ''Hmmm... Kız falan yok yani.''

Hızla kafasının sağa sola salladı.

''Ya o zaman sana bulalım bir tane Ege yazık olacak bu tipe cidden.'' Bu sefer Eylül konuşmuştu.

''Offf bu konuları konuşacaksak ben giderim'' dedi.Ege aslında uzun sayılabilecek bir ilişkiden kısa süre önce çıkmıştı. O çok yakışıklıydı ve kesinlikle model olabilecek ya da dizilerde oynayabilecek bir tipi vardı. Hatta biz küçükken sınıftakileri kızdırmak için ya da düşmanlarımızı kıskandırmak için sevgili olduğumuzu söylerdik.

DaimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin