Parti-20-

94 12 19
                                    

Beni seksenler ile büyüleyen; hâlâ birbirlerinin gözlerine gülerek bakan tatlı çifte

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beni seksenler ile büyüleyen; hâlâ birbirlerinin gözlerine gülerek bakan tatlı çifte...

            The Script- Hall of fame

Eve geldiğimde üzerime rahat pijamalarımı geçirdim.

Bodruma indim ve içerideki odaya sakladığım deri kaplı defteri aldım.

Bu gece bu defteri okumak için izin istemiştim Kayra'dan ancak o bunu bilmiyordu.

Her ne kadar beni takip eden ve kim olduğunu bilmediğim biri olsa bile Kayra bu kadar yakınımdayken korkmam gerektiğini düşünmüyordum.  Ayrıca acil bir durum olursa diye Kayra'da bizim evin yedek anahtarı bulunuyordu.

Üst kattaki odama çıktım ve yatağıma bağdaş kurdum. Her daim yanımda olan telefonumda hızlı aramalarda en üste Kayra'yı ekledim. Eğer kötü bir şey olursa polisten bile önce yardımıma yetişebilecek tek tanıdığım Kayra idi.

Deri kaplı ve kahverengi kaplı defteri özenle açtım. İçerisindeki yazıların Maria'ya ait olduğunu biliyordum. Başkasının yazdığı özel şeyleri okumak her ne kadar yanlış olsada çocuksu merakım iyi kalpli Karen'e galip gelmişti.

Defteri daha açtığım anda burnuma çarpan koku oda da nostajik bir hava yaratmıştı. Sararmış defter yapraklarının arasından gelen cılız vanilya kokusunu içime çektim.

Defterin ilk sayfası bomboştu. Yılların yorgunluğuyla yıpranmış sayfayı çevirdiğimde bir sayfa dolusu, dolma kalemle özenle yazılmış yazılar gördüm.

14 Ekim 1985

Hafif soğuk bir Ekim ayının ortasında, cılız bir mum ışığının altında, kendim kadar harap düşmüş kalemim ile  belki bir gün hatıralarımı yitiririm diye aklıma sızan cümleleri yazıyorum.

Nisan aynın bize bağışladığı ılık günde gözlerimizin buluştuğu ilk an kalbimin ortasına düşmüştü aşk tohumları. Dağınık saçlı, tehlikeli bir serseriye aşık olduğumdan habersizdim. Deri ceketli serseri yıllardır palamarlara bağlı kalan hislerimi şaha kaldırmıştı. Büyük mavi gözlerin benim şamandıranım olmuştu. Dışarıdan kendini beğenmiş gibi bakan gözlerin benim yanımda mahsunlaştığına inanmak zor. Muhayyeli düşüncelerin ile beni de esirine almıştın. Belki bir gün Paris'e gidecek ve çocuklarımızla fotoğraf çektirecektik.

Küçük evimizde, şöminenin karşısında bana anlattığın düşler hâlâ hatırımda.

İmkansız olan aşkımız her ne kadar mahpus yıllar geçirse de matruş çenene dokunduğum ve dudaklarıma buseler kondurduğun yılları unutmam mümkün değil.

Buna ehemmiyet verdiğini biliyorum, bu nedenle mektubumu şöyle sonlandıracağım: Beni güriz bir insandan ziyade merhun bir insan görmeni istiyorum. Bizim aşkımıza bir çare yoktu.

DaimaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin