Tekrar güncellediğim için üzgünüm görseller açılmamış çok bozuldum wattpad beni üzüyorsun.
Jongin ertesi sabah tam uykuya dalmışken açılan kapının sesiyle kıpırdandı yerinde. Hâlâ Sehun'un uyuduğu kısımda yatıyordu. Uyuyamamak onu delirtmişti, hatta bir ara sinirinden ağlamış bile olabilirdi.
Büyük olan içeri girince yatağa şöyle bir göz atıp gardrobunu açtı usulca. Jongin hiç kımıldamıyordu ama gözleri cin gibi açıktı.
"Günaydın Jongin-ah, erkencisin bugün."
Jongin niyeyse daha da sinir oldu, homurdanmaktan vazgeçip yalan söyledi ona.
"Bilmem, yeni uyandım hyung. Saat kaç?"
"Saat sekiz buçuk şu an. 10 olmadan çıkıp otele gitmem gerek. Kahvaltı hazırlayayım mı sana?"
Sehun koluna bakıp çıkardığı gömleğin yerine bir tişört giyerken söyledi. Jongin onun göğsünde bir iki morluk gördüğünden emindi.
"Gerek yok, aç değilim ben. Sen kendine hazırla."
Büyük olan kaşlarını çattı, niye huysuzdu şimdi bu çocuk?
"Ne demek gerek yok? Kahvaltıyı hazırlayacağım. Formaliteden soruyorum aç mısın diye. Hadi git yüzünü yıka sen."
Ardı ardına sıralayıp hızlıca mutfağa gidince Jongin bastırılmışlığın verdiği bıkkınlıkla banyoya gidip yüzünü yıkadı. Uyumadığı ve biraz da zırladığı için ağzı burnu şişmiş ve küçük gözleri kızarmıştı. Kendini pms dönemindeki kızlar gibi hissediyordu. Huzursuz ve bıkmış.
Sehun bir şey demeden kahvaltı hazırlamıştı ama Jongin midem bulanıyor diyerek inatla reddetti yemeyi. Gece uyumadığı için Sehun'u suçluyordu. Öyle ya, hyung yanında olsa Jongin onun bacaklarına sarılıp yumuş yumuş uyurdu. Uyuyamadığı her gece Sehun'un varlığı işleri kolaylaştırıyordu çünkü.
Sehun tek başına kahvaltısını yaparken L tipi koltukta Larva çizgi filmini izleyen Jongin'i süzüyordu. Yine de kıyamayıp bir bardağa süt doldurdu ve kedi çocuğa götürdü. Jongin tam sızlanacakken kapı çalınca Sehun bardağı ufağın elleri arasına tutuşturdu ve kapıyı açtı. Gelen sitenin güvenlik görevlisiydi, elinde küf yeşili renginde bir zarf tutuyordu. Eğilerek selamladıktan sonra konuştu.
"Bay Oh efendim, bu zarf Kim Jongin adına özel olarak bırakıldı. Adres sizin daireniz."
Sehun şaşırarak zarfı aldı, teşekkür ederek kapıyı kapattı. Zarf da nesiydi şimdi?
Elinde evirip çevirdi ama sadece sağ alt köşede Jongin'in adı yazıyordu.
"Jongin sana zarf gelmiş."
Kedi çocuk şaşırarak zarfı aldı ve Sehun gibi inceledikten sonra açtı. İçindeki kalın kaliteli kağıdı okudukça yüzü aydınlanıyordu sanki.
"Kazanmışım Hyung!"
Jongin Keio Üniversitesi'ni kazanmıştı. Çok iyi bir üniversiteydi ancak anlaşılan Yifan ve Baekhyun çok fazla para dökeceklerdi çünkü mail atmak ya da aramak yerine hangi okul öğrencilerine zarf gönderirdi ki? Sehun Jongin'i tebrik ettikten sonra okulun internet sitesinden bir yanlışlık olmadığını teyit edip kayıt işlemlerinin ayrıntılarını öğrendiler.
Jongin Baekhyun'u arayıp kazandığını söyleyince Baekhyun duygulanıp ağlamıştı biraz.-45 dakika boyunca-
Şimdi düşünmeleri gereken bir konu vardı. Okul Sehun'un evine çok uzaktı, Jongin sabah 9'da olan dersine rahatça yetişmek için en geç 7'de evden çıkmak zorunda kalırdı. Her gün bu kadar yolu çekebilecek kadar kafayı yememişti. Yifan kesinlikle oğlunu okulun yurtlarına ya da özel yurtlara kaydettirme taraftarı da değildi. Söylediğine göre türlü çeşit insanın, kedinin içine kendi bebeğini atamazdı.
