Selam yavrular yazmam deyip yine smut yazdım vatana millete hayırlı olsun diyeceğim ama ne hayrı allasen deyip ağzıma çakma ihtimaliniz var dkfmfödldkdm Finaller kapıda, sınav haftam gelmeden atayım dedim ne olur ne olmaz hadi iyi okumalar.**********
Sehun ve Jongin çift kişilik yatakta geniş geniş uzanırken aniden çalan kapıyla donup kaldılar.
"Yuh, kim geldi?"
"Sanırım babamlar."
Sehun telefonunu ve gelirken giydiği ince hırkayı alıp banyoya koştu aceleyle, eğer iyi saklanırsa geceyi orada geçirebilirdi. Kesinlikle bugün kaçıp gitmeye niyeti yoktu.
"Sakın ses çıkarma Sehun!"
Jongin kapıyı kapatıp merdivenlerden aşağı indi ve Yifan'ın elinde bir çantayla salonda gezdiğini farketti.
"Hoşgeldin baba, bir şey mi arıyorsun?"
Bir haftadır kendisiyle mecbur kalmadıkça konuşmayan oğlunun hiçbir şey olmamış gibi gelip soru sormasına şaşıran Yifan garipçe bakıp omzunu silkti.
"Evet, geçen gün sehpanın üzerinde olan defteri gördün mü? Siyah deri kaplı bir defter."
"Bayan Kim kitaplığa koydu."
Jongin içinde patlayan adrenalinle yerinde duramayıp kitaplığın üst kısmına sıçradı ve defteri alıp babasına verdi. Yifan ise hala hem şaşkın hem tereddütlüydü.
"Akşam kaçta geleceksiniz?"
"Her zaman olduğu gibi 8'de. Niye sordun?"
"Hiç, sadece merak ettim."
Yifan buna da omuz silkerek defterle beraber evden ayrıldı. Jongin rengi atmış bir şekilde kısa bir süre salonda dikilmek zorunda kaldı. Sonra koşarak odasına gitti.
"Yakalanacağız diye ödüm koptu."
"Kimdi gelen? Yifan mı?"
"Evet, defter almaya gelmiş. Üşenmemiş taa restorandan buraya defter almaya gelmiş inanabiliyor musun?"
Sehun gülerek onu göğsüne doğru çekti. Başlarına gelen saçma şeylere ancak gülebiliyordu artık.
"İnanabiliyorum hayatım. Asıl gelmeseydi, sorun çıkmasaydı şaşırırdım."
"Ya anlasaydı? Ya odaya gelseydi? Ya hiç gitmeseydi? Tanrım..."
"Bu gece burada kalabilir miyim?"
"Ne? Saçmalama Sehun."
"Saçmalamıyorum. Sen demedin mi konuşmuyoruz diye? Odana niye gelsinler ki?"
"Niye gelmesinler asıl? Onlar benim ailem, istedikleri zaman odama girerler ve onlara hayır girmeyin diyemem. Kesinlikle yakalanırız."
"Sanmıyorum. Baekhyun da Yifan da çok inatçı."
"Evet ama garantisi yok. Babamlar gelmeden gidiyorsun. Bu da 2 saatimizin kaldığı anlamına geliyor."
Sehun derince iç çekerek Jongin'in ellerini tuttu.
"Gitmek istemiyorum. Seni uyurken izlemeye ihtiyacım var."
Jongin gözlerini yumuşatarak büyük olanın ellerini sıktı, avcunu tutarak dudaklarına götürdü, minik öpücükler kondurmaya başladı.
"Sehun lütfen zora sokma işimizi. Ben de her şeyi özledim. Seninle uyumayı, uyanmayı, göğsüne yatmayı, saçlarının karışmış hallerini, en çok sevişmeyi... Ama biliyorsun, riske atabileceğimiz bir durum değil."